Kuzey Kıbrıs’ta ki turizm ve otelcilik anlayışı nasıl olmalı

Bu hafta sizlerle Kuzey Kıbrıs turizmindeki son gelişmeler, otelciliğin durumu ve geleceği hakkında Ada ziyaretimde görüştüğüm Kıbrıslı genç turizm yatırımcısı Fahri Altınör’ün objektif, çarpıcı, dobra dobra sorularıma verdiği yanıtları paylaşacağım.

Öncelikle ifade etmeliyim ki Kuzey Kıbrıs’ta turizm ve otel yatırımları hız kesmeden devam ediyor ve her geçen gün Adaya olan gerek yatırımsal gerekse tatil, bayi toplantıları ve kongre turizmi için ilgi büyüyor.2017 tatil sezonunun artık final yaptığı günleri yaşıyoruz. Geride bıraktığımız yaz aylarında % 100 doluluk oranlarıyla tatil için tercih edilen bir destinasyon olan ada turizmi balayı çiftlerinin de gözdesi oldu. 2018’de de Girne’den Karpaz’a varana dek birçok yeni otel yatırımı hizmete girecek. Otelcilikte rekabet ortamı umarım ki kaliteyi de olumlu yönde arttırıcı bir süreci beraberinde getirir. Daha önceleri Türkiye’den turizm ve otel çalışanlarının kariyer planlamalarında çokta yer almayan ve  mecbur kalmadıktan sonra çalışmak için tercih edilmeyen Kuzey Kıbrıs şimdi ise ciddi bir potansiyelle rağbet gören bir destinasyon oldu. İşte tam bu noktada Adanın turizm potansiyelinin ve gelişmelerinin içerisinde yer alan Kıbrıslı genç bir turizm yatırımcısı ve otelci olan Fahri Altınör’e Kıbrıs’ın turizm yapılanmasını, otelcilik anlayışını sorduğumda ortaya çıkan sonuçlar değerlendirmeye, düşünmeye, yorumlamaya, uygulamaya, değişim ve gelişime, adaptasyona ve daha birçok ayrıntıya ışık tutabilecek durumda. Bakın Malpas Hotel Yönetim Kurulu Üyesi Fahri Altınör, nasıl değerlendirmelerde bulunuyor ve duygularını ifade ediyor;

“ Öncelikle Sayın Alper Tekbaş, her fırsatta bizleri unutmadığınız, ada turizmini ve turizmcisini takip edip bizlere fırsat verdiğiniz, Türkiye ve dünyayla buluşmamıza yazılarınız ve ziyaretlerinizle destek olduğunuz için teşekkür ediyorum. Kıbrıs turizminde Türk ve İsrailli misafir profilinde son dönemde turist patlaması yaşanmaktadır. Bu gelişme bizler için oldukça olumlu fakat kendimizi eleştirirsek olumsuz olarak gözlemlediğim ve yaşadığım şudur ki Kıbrıs’a gelen turizmdeki iş gücünün yereldeki iş gücüyle ayak uydurup yine buraya 10-15 yıl önce yerleşmiş ama kendini yenileyemeyen ve turizmin içerisindeki beceriksizliklere yenik düşmüş zihniyetleri ivedi olarak değiştirmemiz gerekiyor. Peki ne olması gerekiyor derseniz Kıbrıs’ın tesislerinin tamamı otelimizde de olduğu gibi 10 yılda bir yenilenmeli. Yatırımcı bacağındaki bu işlevsellik sadece otelinizi yenilemekle bitmiyor asıl önemli olan şu ki 2018 yılında daha önce Kıbrıs’a ayak basmamış, vizyonu açık bir ekip ve otelcilik ruhuyla tüm otellerin sıfırdan yepyeni kadrolar kurma zamanı geldiğini düşünüyorum. Bu kangreni bitirip misafir memnuniyetini arttırıcı otelcilik sistemleri geliştirmeliyiz”

Kıbrıs bir ada destinasyonudur

“Bu ada destinasyonunda da diğer ada destinasyonlarında olduğu gibi yüksek sezonda uzun saatler ve gerekirse off kullanmadan çalıştıklarını bilmekte ve gözlemlemekteyim. Santorini, Mikanos gibi yunan adalarında  ve diğer adalarda turizm çalışanları yaz sezonu full tempo çalışıyorlar fakat Kıbrıs’ta hala turizm kültürü oturmadı ve burada otel çalışanları 8 saat çalışıp haftalık off kullanıp üstüne de yaz aylarında incir çekirdeğini doldurmayan sebeplerden izin kullanmaktadırlar. Bu mantalite değişmedikçe Kıbrıs turizminin gelişimi çokta sağlıklı olmayacaktır. Kıbrıs otellerinde yaz aylarında otellerin outletleri çok fazla,  gelen tatilci profilinin istekleri de kıştan çok farklı. Kışın konaklama olarak tercih edilen otellerimizdeki misafirlerimiz yaz aylarında ise dinlenme, farklı aktiviteler ve amaçları doğrultusunda tatillerini geçiriyorlar. Otel yöneticileri olarak hizmetin geri iadesinin olmadığını iyi kavrayıp anlamalıyız ve buna göre pozisyon almalıyız. Tatilciler uzun zamandır beklediği bir tatil planı için tesislerimize geliyor, bahaneler ve mazeretlerle tatilciyi uğraştırmamalıyız, onun buna vakti yoktur. Bu yüzden hiçbir departman yöneticisinin bulunduğu yeri bir başkasına bırakıp gidebilme lüksü yoktur. Yaz ve kış aylarındaki tatil farkını iyi anlayarak ona göre operasyonunuzu düzenleyebilmelisiniz.  Kıbrıs otelciliğinde soft herşey dahil sisteminin ideal olduğunu düşünüyorum. Son olarak adanın eğlence sektöründe basit dokunuşlar ve atraksiyonlarla aktivite cenneti haline gelebilir. Çevre düzenlemesinden tutunda elimizdeki tüm alternatifleri aktif olarak kullanmalıyız. Ada turizmi adına yapacak çok şeyimiz var. Her geçen gün gelişen bir turizm potansiyeline sahibiz yeter ki bunu doğru kullanalım, kaliteli ve sürdürülebilir işlere imzamızı atalım”

Fahri Altınör’e içten ve samimi açıklamaları için bende teşekkür ediyorum.

Tatil tadında kalın.