Ne yaparsak yapalým veya ne dersek diyelim malum çevrelerin bize yapýþtýrdýklarý suçlamalar devam edecek.
Çünkü bu milletin zihniyetiyle ve deðerleriyle kavgalýlar.
Milletin deðerlerine uygun siyaset yaptýðýmýz için bize yapýþtýrdýklarý “dincilik!” yaftasýndaki çirkinlik ayrý bir tartýþma konusu.
Lakin ardýna sýðýndýklarý “laiklik”, onlarýn gerçekte ne menem bir laiklikten yana olduklarýný açýkça ortaya koyuyor.
Onlar, herkesin inancýna ve hayat tarzýna saygýlý olmayý öngören bir demokratik “laiklik”ten deðil, dini görünürlüðü dahi tehdit unsuru olarak gören Jakoben/Faþizan bir “laikçilik”ten yana.
Dolayýsýyla onlarý tanýmlayan doðru sýfatýn “laik” deðil “laikçi” olduðunu belirtmek isterim.
Çok þükür biz kendi inancýmýzý ve hayat tarzýmýzý, devlet marifetiyle dayatýlmasýný öngören bir ideolojik/siyasal anlayýþa sahip deðiliz.
Tersine herkesin kendisi gibi kalarak kendisini özgürce geliþtirebileceði ve herkesin tercihinde hür olabileceði bir demokratik anlayýþtan yanayýz.
“Biz birlikte Türkiye’yiz!”söylemimizin dibinde bu yatýyor.
O yüzden “dinci!” filan deðiliz!
“Dindarlýk” ile “dincilik” veya “laiklik” ile “laikçilik” arasýndaki farký bilmeden konuþan ideolojik/siyasi yobazlarýn laikliði bir “taraf ideolojisi”ne dönüþtürüp her dini hassasiyeti veya görünürlüðü “dincilik” diye yaftalamalarý cehaletten kaynaklanmýyorsa zihni bir patolojiye iþaret ediyor.
Malum çevrelerin gazetesi SÖZCÜ’nün dünkü manþetine bir bakýnýz, ne demek istediðimi anlarsýnýz.
Meðer ne yapmýþýz biz, baksanýza!
Devlet ilkokulunda, öðretmenin gözetiminde, öðrencilere sýnýfta namaz kaldýrtmýþýz!
Olacak þey mi bu?
Ne var bunda demeyin sakýn.
Anýnda “laiklik düþmaný” bir “dinci” olursunuz!
SINIFTA NAMAZ’ý sürmanþetten veren SÖZCÜ’ye göre bu laikliðin ölüm fermaný gibi bir þey çünkü!
Fotoðrafýn altýna yerleþtirdikleri þu yorum habercilikten öte bir ideolojik/siyasi laikçilik anlayýþýnýn nasýl kutsanarak sunulduðunun ifadesidir:“Laik eðitimin nasýl dincileþtirildiði ve nereye gittiði açýkça görülüyor.”
Tehlikenin boyutlarýný gördünüz mü?
Laiklik “dinci hükümet” tarafýndan daraðacýna çekilmiþ meðer de haberimiz yokmuþ!
Recep Peker laikçiliðine rahmet okutan bu siyasal laikçi anlayýþýn günümüzde bu þekilde savunuluyor olmasý haddizatýnda bir siyasal gericilik örneðidir.
Türkiye’yi tekrar Recep Peker laikçiliðinin egemen olduðu o eski günlere geri döndürmenin adýna düpedüz “siyasal irtica” denir.
SÖZCÜ’nün “laiklik” üzerinden nasýl bir “siyasal irtica”nýn müdafiliðine soyunduðunu, aslýnda dört elle sarýldýklarý Erdoðan düþmanlýðýnýn arkasýnda da milletin inancýna ve hayat tarzýna düþmanlýðýn yattýðýný gösterir iþbu haberi belge olarak saklayýnýz derim.
***
SÖZCÜ’nün özlem duyduðu o eski Türkiye’den bir kare verelim isterseniz.
Devletin okullarýnda okuyan öðrenciler, öðretmenlerinin gözetiminde besleyici olduðu iddia edilen Atatürk Orman Çiftliði’ndeki birahaneye götürülmüþ olsaydý herhalde “laik eðitim”in gereði diye alkýþlanýrdý!
Þimdi o mekân var mý yok mu bilmiyorum. Yoksa SÖZCÜ bunu da “laiklik” diye diline dolar artýk! “Bira içmeye teþvik” o birilerine göre “laiklik”, ama “Sýnýfta Namaz” ise “Dincilik”!
Ýnin laikliðin sýrtýndan artýk! Laikliði ve Atatürkçülüðü kendi kavganýzýn aracý kýlmaktan ve dahasý Türkiye’yi kutuplaþtýrmaktan vazgeçiniz artýk!
Býrakýn herkes inandýðý gibi yaþasýn ve seçiminde hür olsun!