Laikçi inanç: Yeni kutsalýn ve ritüelin icadý

Sekülerizm'in karþýlýðý Türkiye'de laikçi ya da laisizmdir. Yani dine karþýt ve din yerine geçen ideoloji. Sekülerizm, kimi kadrolar tarafýndan devletin ideolojik aygýtlarýný kullanarak üretiliyor. Bu çerçevede Atatürk en önemli figür. Onu Tanrýsal kiþilik haline getirdiler. Tanrýda veya peygamberde olan özellikler ona yüklendi. Mesela Tanrýnýn "ebediyet" niteliði bunlardan birisi. Bunu simgesel olarak da 28 Þubat ile beraber M. Kemal'in 1938 ölüm tarihindeki sekiz rakamý yatay haline getirerek ifade ediyorlar. Yine Tanrýnýn "kurtarýcýlýk" vasfý da sýk sýk Atatürk'e atfedilir. Böylece Atatürk modern, komutan, devlet adamý, kemik ve kaný olan, "bu naçiz vücudum elbette bir gün fani olacak" diyen gerçeklikleri ötesine geçildi. Mustafa Kemal, laikçi paradigma ile yeniden üretildi. Hem de ona raðmen.

Laikçi bilinç, Ýslamiyet'i kendisine karþýt görür. Mesela sosyal medyada yayýlan þu motto ilginç: "Ýsrail ile herhangi bir savaþý kaybedecek sebebimiz: Mühendis yerine hafýz yetiþtirmek." Hafýzlýk ve mühendisliði karþýtlýk içinde üretiliyor. Ýkisi birbirine rakip. Hafýz olan mühendis olamaz, mühendis olan da hafýz. Yani din hafýzlýkla simgeleniyor, teknoloji de mühendislikle. Baþarý teknolojiye baðlý, hafýzlýða deðil. Müslümanlarýn baþarýsýzlýk nedeni her zaman teknoloji ile yeterince ilgilenmeyip sadece dinin itikadý ile uðraþmalarý. Oysa Türkiye gerçekliðinde en fazla mühendisler yetiþtirerek memleketi "kalkýndýran" mühendisler muhafazakâr kesimden geliyor. Laikçi çevreden deðil. Halen de öyledir.

Laikçi seküler deðil, seküleristtir. Yani sekülerizme baðlý. Sekülerliði ideoloji haline getirip din yerine koyarak hareket eder. Laikçilerin Cumhuriyet algýlarýnda da bu yansýr. Örneðin cumhuriyet, mitsel anlamlarla donatýlýr. Onun için dindeki menkýbelere benzer menkýbeler üretilir. Cumhuriyet, olmayan olaðanüstü içeriklerle bambaþka bir anlatýya dönüþür.

Dinlerde yaygýn olan kutsallaþtýrma ve mitleþtirme, laisizmde de yaygýndýr. Atatürk etrafýnda üretilen mitoloji ve kutsallaþtýrma ritüelleri bunun göstergesi. Mesela en çarpýcý olanlardan birini, Din Sosyolojisi dersimde kutsal ve ritüeli anlatýrken örnek gösteririm. Þ. Hanioðlu da Atatürk biyografisinde bu örneðe dikkat çeker. Artvin'de, bir daðýn insana benzeyen silueti her yýlýn Haziran ortasý ile Temmuz ortasý arasýnda ortaya çýkýyor. 28 Þubatta konu, TBMM'ne taþýnýyor, silueti seyretme alaný düzenleniyor, bayrak dikiliyor ve insanlar orada toplanýyor. Nedeni ise bu siluetin Atatürk olduðu inancý. Laikçi bilinç, kafasýndaki muhayyileyi daða yansýtýyor.

Mustafa Kemal, seküler bir rejim kurdu. Pozitivizm düþüncesini benimsedi. Buna göre de onun için bu tür inanýþ ve eylemler hurafe, boþ inanç ve dogmadýr. Ancak onun etrafýnda yeni kutsallýklar ve ritüeller üreten laikçi bilinç için bunun anlamý yok. Çünkü laikçi bilinç, derin bir inanç krizini yaþýyor. Ýslamiyet dýþýna çýkýnca bu kriz ortaya çýkýyor. Ýçinde olduðu derin inanç krizini aþmak için de "seküler inanç" üretiyor. Bu seküler inanç ile laikçi anlayýþ doðuyor. Hatta yeni ritüeller de icat ediliyor. Mesela Samsun'da Atatürk heykeli etrafýnda tavaf ritüelleri yapýldý. Müslümanlarýn Kâbe'nin etrafýnda dönerek yaptýklarý tavaf ritüeli gibi Samsun'daki Atatürk heykeli etrafýnda yapýldý.

Ýnsanlar maneviyatla yaþar. Maneviyatsýz yaþam kaos demektir. Ýslamiyet'i kabul etmeyen ve hatta onu tamamen ret edenler de kendilerine yeni kutsallar ve ritüeller icat ediyorlar. Bunu da Atatürk üzerinden yapýyorlar. Problem, bu inancý devlet aracýlýðýyla ve Atatürk kültü ile zaman zaman herkese dayatmalarý. Devlet kurumlarýnda adeta "devlet dini" olarak bütün millete boca etmeleri.

Bu topraklarda bin yýllýk Ýslam geleneðiyle maneviyatý çok farklý þekillerde beslemiþiz. Anadolu'da Yunus Emre ve Mevlana ayný kaynaðýn iki önemli gözesi olmuþ. Maneviyat susuzluðumuzu bunlarla gidermiþiz. Ruhun ab-ý hayatý da bunlar.