LGBT lezbiyen, gey, biseksüel ve transseksüel kelimelerinin baþ harflerinden oluþuyor.
Lezbiyen, baþka bir kadýna fiziksel ve/veya duygusal çekim hisseden kadýn.
Hem kadýnlara hem de erkeklere çekim hisseden kadýnlar ise biseksüeldirler.
Gey, eþcinsel anlamýnda bir sýfat, terim ve isim..
Transseksüel; kendisini karþý cinse ait hisseden, karþý cinse benzeme isteði duyan veya kendisini karþý cinsten biriymiþ gibi hisseden kiþilere verilen addýr. Yani kiþi erkek olduðu halde kadýn olmayý isteyebilir, kadýn olduðu halde erkek olmayý isteyebilir.
***
Hemen ifade etmeliyim ki tabii (doðal) yapýya aykýrý olan bu sapmalar ister hastalýk isterse cinsel eðilim olarak kabul edilsin Müslüman toplumlarda makbul deðildir, bir diðer ifadeyle yasaktýr, günahtýr.
Çünkü Ýslam insanýn tabii (doðal) yapýsýna en uygun olan dindir!
Hem Kuran’da Allah Teala, hem de hadislerinde Hz. Peygamber bu doðallýk dýþý davranýþlarý yasaklamýþtýr. Bu hususu Ýslam Hukuku Profesörü Faruk Beþer bey 7 Temmuz Pazar günü Yeni Þafak gazetesinde yayýnlanan makalesinde gayet net bir þekilde açýklamýþtýr. (https://www.yenisafak.com/yazarlar/farukbeser/onursuz-sapkinliklarin-sebepleri-ve-demokrasi-2051968)
Tabii ki bir þeyin yasak ve günah olmasý o þeyin yok sayýlmasý anlamýna gelmez. Aksine bu tür sapmalar ilim adamlarý ve siyasilerin mercek altýna almalarý ve hem bu insanlarýn hukukunu tespit etmeleri hem de bu sapmalara çare aramalarý gerekir.
***
Þunu da kabul etmek gerekir ki kiþinin özel hayatýný araþtýrmak, takip etmek ve ifþa etmek de dinen haramdýr hukuken de özel hayatýn mahremiyetini ihlal ettiði için yasaktýr.
Kiþilerin özel hayatlarýndaki sapkýnlýklar kendisi ile Allah arasýndadýr. Fakat bu sapkýnlýklar açýkça irtikap ediliyor ve meþrulaþtýrýlmaya çalýþýlýyorsa iþte o zaman hem kanaat önderlerinin hem konunun uzmanlarýnýn hem de yöneticilerin bu sapkýnlýklarýn meþrulaþtýrýlmasýnýn önüne geçmek için üzerlerine düþeni yapmalarý gerekir.
Batý toplumlarý maalesef bu sapmalara engel olup çare bulmak yerine sapmalara meþruiyet vermiþler ve yaygýnlaþmasýnýn önünü açmýþlardýr.
Bunun en yakýn delili Haziran ayýnýn son haftasýndaki malum gün münasebetiyle batýlý liderlerin eþcinselliði meþrulaþtýran mesajlardýr.
***
Maalesef Türkiye de bu sapmalarýn önüne geçmek yerine örgütlenmelerine izin verilmiþ, onlar da bunu istismar ederek adeta din karþýtlýðýnýn aracý haline getirmiþler ve toplumsal barýþý sabote edecek gösterilere tevessül etmiþlerdir.
Kimsenin cinsel eðilimi toplumun inançlarýna kültür ve geleneklerine savaþ açma vesilesi deðildir olamaz. Hele de bu eðilim toplumun temel taþý olan aile yapýsýný dinamitliyorsa ve Ardan beyin dünkü yazýsýnda temas ettiði gibi emperyalist emellere alet ediliyorsa.
Bu istismara yol açanlarýn kendilerini gözden geçirmeleri ve yönetimin de toplumun moral deðerlerini göz önünde bulundurarak bu tür sapma ve istismarlarýn önüne geçmekte gecikmemeleri gerekir.
***
Maalesef AB’ye uyum çerçevesinde toplumumuzun deðerleriyle baðdaþmayan kimi deðiþikliklere göz yumulmuþtur.
AB siyasal ittifak olarak belki ülkenin yararýnadýr -kaldý ki o da bir seraptýr- ama toplumun deðerlerini olumsuz etkileyecek uygulamalarýn tekrar gözden geçirilmesi gerekir.
Baþkan Erdoðan’ýn Ýstanbul Sözleþmesi için ‘Nass deðildir!’ diyerek feshedilebileceðine iþaret etmesi bu bilince sahip olduðunu göstermesi açýsýndan fevkalade önemlidir.
Ülkenin güvenliðini korumak önemlidir. Ama toplumun moral deðerlerini ve özellikle de aileyi korumak bence ülke güvenliðinden daha önemlidir.
Ailelerden oluþan toplum ülkeyi her badireden kurtarabilir ama aile bozulur moral deðerler aþýnýrsa S-400’ün koruyacaðý bir toplum kalmayabilir!