

Ancak MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, "Türkiye-Libya arasındaki samimi ve yakın diyalogların arttığı, karşılıklı hak ve çıkarların eşgüdüm halinde müdafaa edildiği bir dönemde vaki uçak kazası hem düşündürücü hem de ziyadesiyle üzücüdür." şeklindeki sosyal medya paylaşımını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Şunu burada açık ve net söylüyorum. İster Doğu Akdeniz'de ister Ege'de isterse başka bir yerde olsun biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz." açıklamasını yabana atamayız. Zira Türkiye'nin Libya ile imzaladığı deniz yetki anlaşmasıyla birlikte Yunanistan'ın, Rum kesiminin ve İsrail'in Akdeniz'deki tezgahlarının bozulduğunu biliyoruz. Hatta soykırım süreci olmasaydı sırf bu yüzden İsrail, Türkiye'ye muhtaç duruma gelmişti. Tel Aviv yönetiminin Türkiye'den Avrupa'ya doğal gaz satmak için bir boru hattı talep edecek duruma geldiğini unutmayın. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog'un 2022 yılında üstünde barış yazan uçakla yaptığı ziyaretin asıl gündemi Akdeniz Doğal gazını Türkiye üstünden Avrupa'ya ulaştırmaktı... Sabotaj ve suikast denince ilk akla gelen ülkelerden biri de İsrail elbette... Ancak başta da söylediğim gibi komplo teorilerinde boğulmadan gerçeklik zemininde meselelere bakmak lazım... Libya'nın kiralık olarak kullandığı uçağın daha önce hangi rotalarda, kimler tarafından kullanıldığını iyi araştırmak da gerekebilir. Zira uçağın en azından eldeki ilk bilgilere göre elektrik arızası sonrası düştüğü biliniyor. Bu arızaya neyin sebep olduğu, uçağı düşürecek kadar etkili olup olmadığı bilgisine de elbette kaza kırım ekibi incelemesinin ardından ulaşılacaktır... Aklıma Rusya Lideri Putin'e isyan eden Wagner'in patronu Prigojin'in sonu geliyor. Hatırlarsınız Putin'e isyan ettikten sonra Prigojin'in içinde bulunduğu uçak ilginç bir şekilde düşmüştü...
Aynı şekilde İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin Azerbaycan'a yaptığı ziyaret sonrası helikopterinin düşmesi de o dönem çok konuşulmuştu... Reisi'nin Aliyev'e "Bu yakınlığımızı engellemek isteyenler var" ifadesini kullandıktan sonra helikopterinin düşmesi o dönem de manidar bulunmuştu... Zira Tahran yönetimi Karabağ Savaşı sırasında Ermenistan'a açıktan destek vermiş, Aliyev'in zaferinin ardından politikasını değiştirmek zorunda kalmıştı. Seçimi kazanan Reisi de Aliyev'le yakınlaşma yanlısıydı...
Neyse komplo teorisi üretmeye gerek yok.
Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar zaten...
Ama uyuma lüksümüz de yok.
Zira yaşadığımız coğrafyada uyursan ölürsün...

ALİ CONGUN GİBİYDİM
TESAM ve Marmara Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen 1. TESAM İletişim ve Medya Zirvesi'ne bendeniz de davetliydim. Özellikle yapay zekanın yaptığımız işe etkisini konuştuk. Açık söyleyeyim. Ali Saydam gibi bir iletişim üstadının ardından ikinci konuşmacı ben olduğum için biraz Cem Yılmaz sonrası çıkan Ali Congun gibi hissettim... Gençlere karamsarlık aşılayanlara inat hayatın bir mücadele olduğunu anlattım. Özellikle "Zihinsel İşgal" ile mücadelenin neden iletişim sektöründeki en kritik meselelerden birisi olduğunu, İsrail, Siyonizm güdümlü batı medyasının algı operasyonlarından örneklerle paylaştım... Bizim kafamıza zamanında "İcat çıkarma" diye kim vurdu sorusuna cevap aramaya çalıştık. Selçuk Bayraktar'a, "Sen bu işleri bırak bize tercümanlık yap" diyen kafanın ülkeye nasıl, zaman ve enerji kaybettirdiğini hayıflanarak yorumladık.
Kendi adıma karamsarlığa yer yok; bizi çok çalışmak, çok üretmek kurtaracak mesajı verdim...
Özetle benim açımdan güzel bir etkinlik oldu.
Umarım Marmara Üniversitesi öğrencileri de mutlu olmuştur...

CHP "İKTİDARDA"YMIŞ!
Bazen şaka mı yapıyor, ciddi mi diye sormadan edemiyorum...
Hani Tiktok videolarındaki gibi CHP'de "Ağam bizimle eğleniyor" havası esiyor zira...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, grup toplantısında aynen şu ifadeleri kullandı.
"Artık psikolojik üstünlük el değiştirmiştir. İktidar el değiştirmiştir. Mevcut iktidar fikren ve zikren iktidardan düşmüştür... Ana muhalefet fikren ve zikren iktidara oturmuş. İktidarın değişimi fikren ve zikren gerçekleşmiştir"
Eskilerin bir deyimi vardır: "Aç tavuk kendini darı ambarında görür" diye...
İfadem kastını aşmasın elbette ama Özel'in de bir dediği bir dediğini tutmuyor. Bir yandan "Gümbür gümbür eliyoruz. Artık iktidardayız" diye mesajlar veriyor... Diğer yandan meydanları boş görünce "Elinde kumanda, üstünde pijama bunları izlemeye devam edersen. Sıra sana da gelecek" diye tehdit ediyor.

Neyse benim size asıl sormak istediğim başka bir soru var?
CHP'nin paylaştığı son "Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi" fotoğrafını gördünüz mü? İki fotoğraf arasındaki farka lütfen dikkatle bakın...
Zira İmamoğlu'nun yerinde yeller esiyor...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kendince meydan okuyup, "Çık karşıma hadi yarışalım" diye açıklama yaptıktan sonra "Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi"ndeki İmamoğlu fotoğrafı buharlaşıvermiş... Gerçi İmamoğlu fotoğrafı asılırken de Atatürk'ün fotoğrafı duvardan buharlaşmıştı. Şimdi İmamoğlu gitti, yerine Atatürk fotoğrafı geldi. Belli ki CHP Genel Başkanı Özel, "İmamoğlu mağduriyeti edebiyatı üstünden daha fazla ekmek çıkmayacak. Ama biz Atatürkçü takılarak daha çok ekmek yeriz" diye düşünüyor. Rahmetli Cumhurbaşkanı Demirel ne demişti; siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Bu yüzden Özel'in, İmamoğlu'nu daha bir yıl bile olmadan silmeye başlaması benim açımdan şaşırtıcı olmadı...
Zira Özel de mahkeme salonlarında şiir okuyarak suçlamalardan yırtmanın mümkün olmadığını biliyor... Şiir demişken, Rahmetli Tuncel Kurtiz'in Ezel dizisinde okuduğu çok nefis bir şiir vardı...
Oscar Wilde'ın "Reading Zindanı Baladı"ndan.
Oysa herkes öldürür sevdiğini
Kulak verin bu dediklerime
Kimi bir bakışıyla yapar bunu
Kimi dalkavukça sözlerle
Korkaklar öpücük ile öldürür
Yürekliler kılıç darbeleriyle
Şiiri bilmem hatırladınız mı?
Hatırlamadıysanız mutlaka açıp dinleyin:
Ben küçük bir hatırlatma daha yapıp bu faslı kapatayım...
CHP'li eski Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, "İhaleye fesat karıştırma" yargılamasında 11 yıl 11 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.