Lidyalılar parayı buldu, biz ise peşinde koşarak başımızı belaya sokmayı...

Galiba Lidyalılar M.Ö 7. Yüzyılda parayı bularak ilk saadet zincirinin de temelini attılar.

Ama kalksalar yerlerinden ve sorsak, “Biz parayı alışveriş aracı olarak bulduk, onu hayat amacı yaparak parayı da, kendinizi de siz bozdunuz” derler muhtemelen.

Oysa onlar sadece parayı bulmuştu. Servet yaratma hırsını ise biz bu çağda bulduk, kendi kendimizi biz bozduk...

***

Saadet zincirleri bir bir patlıyor. Kolay paranın kolay kazanılmadığını hep beraber her geçen gün daha da çok görüyoruz.

Belki de saadet zinciri tam da bu demek. Sana öyle bir zincir vuracağız ki, saadet maadet kalmayacak diyor olabilirler, dikkat.

Şimdiki gündemimiz de “Sen yat bilgisayarın çalışsın” diyerek 35 bini aşkın kişiden milyonlarca lira toplayan yeni bir şirket.

Teknolojiyle birlikte yeni yöntemler çıkıyor. Görünen o ki çıkmaya da devam edecek.

İnternet üzerinden, mobil telefonlar üzerinden, oradan, buradan…

Para kazanmakla, çok para kazanmakla ilgili şu hatırlatmaları yapmakta fayda var.

1- Bedava peynir sadece fare kapanında bulunur.

2- Para kazanmak, yanında sadece ve sadece o parayı yönetecek bilgi ve tecrübeye sahipseniz kalıcıdır.

3- Bu zamanda hem akıllı hem de çok çalışmadan zengin, mengin olamazsınız.

Ha, olursunuz ama bir yıl sürer. O bir yıldan sonra da 10 yıl borç ödersiniz.

Instagram’daki şatafatlı “ben zenginim” paylaşımlarına kanmayın.

O müthiş lüks arabaların birkaç bin liraya kiralayıp gözünüze soka soka sizi ikna edip sonra da arabalara harcadığı paraları kat kat çıkartıyorlar sizden.

Zengin görünmek çok kolaydır, inanmayın.

Yıllar önce böyle bir sistemin toplantısına denk gelmiştim kaldığım otelin konferans salonunda, içeri girip şöyle biraz dinlemiştim.

İçerisi silme orta yaş kadın ve erkeklerle doluydu.

Sistemin, şirketin yahut ürünün adını bile hatırlamıyorum. Ama sahnedeki kadın şöyle diyordu:

“Ben eskiden mutfağımın masraflarını denkleştirebilmek için alışveriş yaparken kılı kırk yarıyordum. Şimdi ise alışverişe çıkıp hiç fiyatlara bakmadan istediğim her şeyi alıyorum. Siz de hiç etikete bakmadan alışveriş yapmak istemez misiniz?

Yahu güldürmeyin insanı, böyle bir fantezi olabilir mi?

Neymiş? Etikete bakmadan alışveriş yapacaklarmış. O derece zengin olacaklarmış.

Zenginler etikete bakmadan alışveriş yaparak mı zengin oluyor sanıyorsunuz?

Kim bilir kaç kadın, kaç erkek o gün düştü o tuzağa.

Düşünün, bir türlü rahat bir hayat yaşayamamış, geleceğini garantileyememiş biriyse dinleyen, bir de borçlar, kredi kartları bunaltmışsa, nasıl da çölde vaha gibi gelmiştir o sözler…

Yok. Gerçekten yok başka yolu, akıllı ve çalışkan olmaktan başka çare yok.

Diyebilirsiniz ki, rüşvetle, torpille, şununla bununla işler yapanlar, köşeyi dönenler var. Bunlar çalışmadan kazanıyor.

Evet, ama onların ipleri bir-iki kişiye bağlı. Onlar gittiğinde bir anda sirk bitiveriyor. Bu sefer de hazıra dağ dayanmıyor, rahat kazanılan parayla tutumlu da olunmuyor. Sonuç yine hüsran.

Ben bu hayata tezgahta tişört, el arabasında terlik, maçlarda çekirdek satarak başlamış biriyim.

Yine dönebilirim o günlere, tekrar tezgah açabilirim, tişört, terlik satabilirim.

Ailemi geçindirmekse mevzu hiç de gocunmam.

Ama kolay yoldan kazanmış adam eskiye dönemez. Dönmek istemez. Dönmemek için de en yapılmayacak şeyleri yapar.

Para kazanmak da zor bir şey değildir aslında. Ama hedef para kazanmak olunca, para nazlı bir gelin gibi kaçmayı, saklanmayı sever. Ve aslında hedefi başarılı olmak, yaptığı işi en iyi yapmak olanları sever para içten içe. Onlar işlerini iyi yaptıkça ortaya çıkıverir.

Kısacası peşinde koşanı da harcayıverir.

Siz onu harcayamadan...