Amerikan büyükelçiliði, firari Fetöcü Ergun Babahan’ýn twitter mesajýný ‘like’ yaptýðý için özür üstüne özür diledi. Ve bu özürleri dilerken de ilgilendikleri mesajýn sahibi ile isimlerinin birlikte anýlmasýna özellikle tepki gösterdiler... “Ergun Babahan ile bir iliþiðimiz olmadýðý gibi, attýðý tweet’in içeriðini de onaylamýyoruz ve kabul etmiyoruz…” Arkadaþ, Ergun Babahan denilen adam, yargý aksini söyleyene kadar bir Fetö firarisidir. 15 Temmuz iþgal ve darbe giriþimi sonrasý, Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý tarafýndan hakkýnda yakalama kararý var. Aranýyor. Ve ABD, bu adamla ayný cümlede adýnýn geçmesinden rahatsýz. Çýkýp açýk yüreklilikle, “Sizin için FETÖ firarisi olabilir ama bizim için makbul bir yazardýr” diyemiyor mesela. E iyi de, bu adýný bile duymaktan hoþlanmadýðýnýz yazarýn twit’ine, sizin resmi hesaplarýnýzý yöneten bir admin bakýyormuþ ara ara. ‘Beðeni’ iþi yanlýþlýkla bile olsa ‘ne yazmýþ acaba?’ diye elçiliðin twit atabilen açýk bilgisayarýnda bu twitter hesabýna girilip bakýlýyormuþ.. Þimdi sormak lazým ABD Büyükelçiliðine. Madem Türkiye’den özür üstüne özür dilediniz ve adýnýzýn bu adamla anýlmasýndan rahatsýz oldunuz. Neden twitter hesabýnýzda hâlâ takip ettikleriniz arasýnda Ergun Babahan ismi? Sadece Babahan da deðil. Emre Uslu, Can Dündar, Ýlhan Tanýr, Mehmet Baransu, Mustafa Akyol, Gürcan Balýk… Bu isimleri de takip etmeye devam ediyor ABD elçilik twitter hesabý. ABD’deki Türk Büyükelçiliði hesabýnda, Muhammed Atta isimli birinin takip edildiðini görse ‘müttefikimiz’ ne düþünür acaba?
ABD Baþkaný Donald Trump’ýn “Barýþ Pýnarý Harekatý” için, ABD’de bozulan imajýný düzeltmeye dönük yolladýðý mesajý gördünüz. Türkiye'ye yaptýrým tehdidinde bulundu. “Türkiye, benim derin ve eþsiz anlayýþýma göre, sýnýrlarýn dýþýnda olduðunu düþündüðüm bir þey yaparsa, Türkiye'nin ekonomisini mahvederim ve yok ederim (Bunu daha önce yaptým)” dedi. Bu sütunlardan defalarca yazdýk. Türkiye'ye yönelik açýk bir finansal saldýrý yapýldý. Ancak özellikle Hazine ve Maliye Bakaný Sn. Berat Albayrak’ý yýpratmaya çalýþan çevreler, yaþananlarýn bir ekonomik kriz olduðunu, ekonomi yönetiminin yeterli olmamasýndan kaynaklandýðýný söylediler. Sadece CHP çevreleri de deðildi bunu söyleyenler. Baþka amaçlarý olan, milli gibi görünüp de aslýnda kökü Ýngiltere’de ya da ABD’de olan bazý iyi tanýdýðýmýz kiþiler de yaptýlar bu tezviratý. E þimdi ne oldu? Bak Trump, “ben yaptým” dedi. Üstelik geçmiþ dönemlerde böyle saldýrýlarda karþýlaþtýðýmýz zaman kafamýzý kaldýramazdýk. Erdoðan liderliðinde, Berat Albayrak ve güçlü ekonomi yönetimi sayesinde en az hasarla atlattýk bu süreçleri. 2001’i hatýrlayýn. Bizdeki Aðustos bunalýmýnýn 3’te biri gibi bir operasyonla çökertmiþlerdi sistemi. Þimdi merak ediyorum. O günlerde bu finansal terör saldýrýlarýný perdelemeye çalýþanlar bugün ne diyecek acaba?
Her dönemde bu temelsiz temenniyi yükseltip buradan prim yapmaya çalýþanlar olmuþtur. Þimdi yine çýktý... ‘Savaþa hayýr’ diyorlar. Neden? Kan dökülmesin, insanlar öldürülmesin diyeymiþ. Ýnsanlar öldürülmesin. Ben tam öyle düþünmüyorum. Mesela teröristler için de mi geçerli bu ‘insanlar öldürülmesin’ sözü? Bu millete kastedenler, emperyalistlerin eli silahlý iþbirlikçileri. Bedirhan Bebeði öldürenler. Yasin Börü’yü öldürenler. Burada son günlerde yükseltilen ‘savaþ’, Amerika’daki ya da baþka bir takým ülkelerdeki gibi bir ‘iç savaþ’ falan deðil. Bu açýkça devletimizin, milletiyle birlikte teröre karþý baþlattýðý bir savaþ. Ve böyle bir savaþa karþý olmanýn izah edilebilir bir tarafý yok. ‘Ýnsanlar öldürülmesin’ diyorsanýz, beklerdik ki bunu PKK terör örgütü askerimizi polisimizi þehit ederken de söyleyebilseydiniz keþke.