Linç kültürü, köpeklerle çocuklarý kamplaþtýrýyor...

Bir haber: Bitlis'in Adilcevaz ilçesinde, baþýboþ köpeklerin ýsýrmasý sonucu kuduz tanýsýyla tedavi gördüðü hastanede yaþamýný yitiren 11 yaþýndaki Mustafa Erçetin adlý çocuðun cenazesi, köyünde topraða verildi...

Bir haber: Konya Büyükþehir Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakýmevi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde bir görevlinin elindeki kürekle bir köpeðe vurarak öldürdüðü olayda 2 kiþi tutuklandý.

Kýsa aralýklarla bu iki haberle çalkalandý toplumumuz. Hatta vicdaným örselendi benim, kalbim yandý, kuduzdan vefat eden çocuðumuz, katledilen hayvanlar kadar yer ve destek bulamadý medyada... Ýnsanýn bu çarpýtýlmýþ medya salvolarýyla, dijital kampanyalarla, algý operasyonlarýyla baþ edebilmesi, aklýný kaybetmeden sað salim kalabilmesi neredeyse imkansýz gibi! Bir köpeðin kürekle dövülerek öldürülmesi sahnesi, nasýl ki; berbat ve þeytani bir durumsa, yazarken bile beynim zonkluyor... Bir çocuðun hezeyanlar ve acýlar içinde kývranarak kuduzdan vefat etmesi, onunla kýyaslanmayacak çapta, fevkalade büyük bir acý ve toplumsal bir vebal...

Sahipsiz köpeklerle ilgili sorumluluklarýmýz var, ivedilikle yapýlmasý gerekenler var elbette! Niçin alýnmasý gereken tedbirler konuþulmuyor da, vahþi þekilde köpek itlaf eden adamlar üzerinden yürütülüyor tartýþma? Avrupa'da sokaklarda bir tane baþýboþ köpek ya da kedi yokken, bizde gün geçmiyor ki, köpek sürülerinin saldýrdýðý, yaraladýðý veya öldürdüðü insanlarla ilgili haberleri iþitmeyelim... Bir yandan kýsýrlaþtýrýlma, bir yandan bakým ve denetim, bir hýfzýssýhha politikasý eþliðinde mahalli idarelerce ve bakanlýklara baðlý müdürlüklerin koordinasyonuyla, yürütülmeli deðil mi? Köpeklere, kedilere "can' diyerek, onlarla çektirdiðimiz bir fotoðrafý sosyal medyada paylaþýnca, her þey bitiyor zannediyor birileri. Oysa ne kuduz, ne de kürek vakalarýna çözümdür bu yapýþ yapýþ þovmenlik...

Ama hayýr, biz bunu konuþamýyoruz. Takým tutar gibi, ya köpeklerden, ya çocuklardan yana olmak zorundaymýþýz havasýnda, sisli, puslu bir ikileme hapsediliyoruz.

Müsaadenizle "bu çirkef dil" diyeceðim, bu çirkef dil nereden çýktý, ne zaman türedi, bu kadar ahmakça, insanlýðýndan kopmuþ, akýldan uzaklaþmýþ bu bakýþ, nasýl peydah oldu? Baþýboþ köpeklerin saldýrýp aðýr yaraladýðý hatta öldürdüðü çocuklar, yetiþkin insanlar ortadayken, bu sorun sanki hiç yokmuþçasýna, hayvan haklarýndan bahseden sekter bir dil hakim sosyal medyaya. Sokaklara, meydanlara köpek mamasý daðýtarak her sorunu çözeceðine inanan, güya çevre dostu ama her nasýlsa insandan hazzetmeyen, örgütlü lobiler var...

Sahipsiz ve kontrolsüz köpeklerin saldýrarak öldürdüðü çocuklar kadar, sahipli ve güya kontrollü köpeklerin, sahiplerinin gözetiminde iþlediði saldýrýlar da var...

Bu nasýl bir sevgisizlik? Bu nasýl bir bencillik? Oysa hayvanlarý sevmek, hayvanlarla dost olmak, büyük bir empati, merhamet gücü baðýþlamalýydý bize? Hem hayvan dostuyum, ben çevreciyim diyeceksiniz, hem hayvan haklarýndan bahsedeceksiniz, hem de paradoksal biçimde saldýrganlýða davetiye çýkartacaksýnýz, nasýl bir saçmalýðýn tezahürüdür bu?

"Çocuklar, çeteleþmiþ, sahipsiz, kontrolsüz köpeklerin saldýrýsýndan korunmalýlar' diyen herkesi, elinde kürekle köpek öldüren sadistlerin hanesine kaydeden bir linç dili hakim sosyal medyaya...

Bunun bilinçli olarak yapýldýðýný, yapýlandýrýldýðýný düþünüyorum. Toplumsal bir fay hattý olarak, yeni bir kýrýlmayý, düþmanlaþmayý, saðýrlaþmayý, körleþmeyi, kamplaþmayý kurgulayabilmek adýna, þirret bir dil üzerinden inþa edilecek yeni arenalardýr bunlar... Maksat toplumu birbirine düþürerek, birbiriyle düþmanlaþtýrmaktýr...

"Homo, homo lipus'; insan, insanýn kurdudur felsefesinin, kemiklerimizi kýrýp, canýmýzý çýkartýrcasýna tatbikata geçirilmesi safhasý geçmiþ yüzyýlda kaldý... Artýk insan karþýtý, çok daha ciddi kasýrgalarýn estirildiði, yepyeni bir dijital evrededir dünya... Hümanizm yýkýlmýþ, insanýn caniliði, insanýn kaos patronajlýðýnýn koyu karanlýðý, insanýn bedensel güçsüzlükleri, zaaflarý, insanýn açgözlülükleri, hatalarý, eksiklikleri, kusurlarý, gündeme alýnmýþtýr... Bu bakýþ açýsýna göre; insan zararlý bir varlýktýr, azaltýlmasý, seyreltilmesi, mümkünse sýfýrlanmasý gereken bir varlýktýr. Týpký cinsiyetsiz toplum ideolojisinde olduðu gibi, insaný hiçe sayan, deðersizleþtiren hayvan haklarý söylemi de ayný davaya hizmet ediyor...

Her yandan insana saldýrýlýyor.

Allah'ýn emaneti ve hediyesi olan hayvanlara merhamet etmek, dünyayý onlarla birlikte paylaþarak yaþayabilmek elbette güzel ahlak örneði ve lütfudur. Peki, hayvan haklarýný, çocuk haklarýyla karþýt þekilde ortaya atan dilin amacý nedir? Bizleri; ya onlardansýn, ya da bizdensin diyerek iki ayrý çatýþma grubunda birbirimizle kavga ettirenler kimlerdir? Biraz serinkanlýlýkla bakabilir miyiz bu duruma?