Zamanýmýzýn en önemli, en yaratýcý, en tartýþýlan, en otoriter þeflerinden, 9 yaþýndan beri orkestra yöneten Lorin Maazel, 84 yaþýnda öldü. Bir çocuk dahi olarak müziðe baþlayan Maazel, New York Filarmoni Orkestrasý ve Viyana Devlet Operasý müzik yönetmenliði görevlerinde bulunarak mesleðinde en yüksek mertebeye ulaþmýþtý. Cleveland Orkestrasý’nýn þefliði görevini yapmakta olan Maazel, kendi çiftliðinde düzenlenen Castleton Festivali için prova yaptýðý sýrada yakalandýðý zatürreeden kurtulamadý...
Maazel’den söz etmeye bütün sanatçýlarýn ilham, bütün politikacýlarýn ders almasý gereken iki önemli olaya dikkat çekmek gerek. Maazel, 1982 yýlýnda Viyana Devlet Operasý’nýn ilk Amerikalý müzik yönetmeni olarak göreve gelirken -huyu olduðu üzere- iddialý açýklamalarda bulunmuþtu. Ancak yaptýðý reformlar Viyana Kültür Bakaný tarafýndan eleþtirilince iki yýl sonra istifayý bastý ve New York Times’da sanat geçmiþi bulunmayan politikacýlarýn sanatçýlarýn iþine karýþmasýný eleþtiren bir yazý yayýmladý... Bugün o bakanýn adýný kimse hatýrlamýyor ama Maazel’in bronz büstü Viyana Operasý’na dikildi!
Maazel, 2008 yýlýnda New York Filarmoni ile Kuzey Kore’de bir konser vermekten çekinmemiþti. Konsere Amerikan ve Kore milli marþlarýyla baþlayýp ünlü Kore halk þarkýsý “Arirang” ile bitirmiþti. Korelilerin televizyonda Amerikalýlarýn güzel insanlar olduðunu görmesinin yararýna deðinmiþti...
***
Her anlamda kendine özgü bir kiþilik olan Maazel, baton tekniðiyle de ayýrt edilirdi. Müzikseverler ve çoðu eleþtirmen için Lorin Maazel yönetimindeki konserler her performansý farklý olabileceði, bir eseri her seferinde farklý yorumlayabileceði için hep merakla beklenirdi. Hemen herkesle olduðu gibi eleþtirmenlerle de arasýnda hayli soðuk bir mesafe bulunan Maazel’in kendisi de sert bir eleþtirmendi. Memnuniyetsiziðiyle tanýnan maestronun müzisyenlerle arasý da haliyle pek iyi deðildi. Çok iddialý olmasý, haleflerini ‘harcamaktan’ çekinmemesi ve kolay beðenmemesi yüzünden yeni görevlerine baþlamasý ve sona erdirmesi, provalarý ve iliþkileri ‘olaylý’ geçerdi. Ancak onu bir kez tanýyan dehasýnýn tartýþma ötesi olduðunu anlayýnca ona saygý duyardý. Ne istediðini, nasýl istediðini net biçimde bilen ve bunda ýsrar eden Maazel, þef ya da müzik yönetmeni olarak kendi otoritesinin üstünde bir otoriteyi tanýmazdý.
Maazel, müziðin de ötesinde bir dâhiydi. Ýkisi de müzik öðrenimi gören Amerikalý baba ve Fransýz anneden Paris’te doðan Maazel, çok küçük yaþta yeteneðini gösterdi. O iki yaþýndayken Amerika’ya dönen ebeveynleri beþ yaþýndan itibaren ona keman ve orkestra þefliði dersleri aldýrmaya baþladý. Ve küçük Lorin dört yýl içinde hocasý Vladimir Bakaleinikoff’un yönettiði Los Angeles Senfoni ile prova yapýp Idaho Üniversite Orkestrasý’ný yönetmek üzere sahneye çýktý ve Schubert’in “Bitmemiþ Senfoni”sini seslendirdi. Herkesi kendine hayran býrakan küçük þef 11 yaþýndayken efsanevi Arturo Toscanini’den bile davet aldý!
Keman çalýp beste de yapan Maazel’in ilham kaynaklarý da kiþiliðinin ipuçlarýdýr: George Orwell’in fütüristik distopyasý “1984”ü bir opera yaptý. 2005 yýlýnda, çok iyi filmlere de imza atan, Kanadalý seçkin yönetmen Robert Lepage tarafýndan Covent Garden’da sahneye kondu. Birçok operanýn televizyon filmi versiyonunda müzik yönetmenliði ve orkestra þefliði yapan Maazel’in filmografisinde üç büyük yönetmenden üç muhteþem opera filmi de yer alýr: Joseph Losey’in “Don Giovanni”, Francesco Rosi’nin “Carmen” ve Franco Zefirelli’nin “Othello” uyarlamalarý.
Maazel’in özellikle hafýzasý dillere destandý. Ýngilizcenin dýþýnda beþ dili (Fransýzca, Almanca, Ýtalyanca, Ýspanyolca, Portekizce) akýcý biçimde konuþtuðu gibi çeþitli eserlerde anlatýcýlýk da yapardý. Matematik ve felsefe okumuþ olan Maazel’in yetenekleri ve kapasitesi hayranlýk uyandýracak kadar geniþti... Ve bu köþeye sýðmadý...