Cumhurbaþkanýnýn yýldönümünde Lozan hakkýnda ‘devletimizin tapusudur’ açýklamasýndan sonra hafta içinde Lozan’ý eleþtirmesi birilerini gerdi.
Germenin ötesinde cumhurbaþkanýna edep sýnýrlarýný aþan hakaretler yöneltildi.
Hepsi neyse de ülkedeki ana muhalefet liderinin tepkisi çok manidardý.
***
Kasaba politikacýsý bile muhatap cumhurbaþkaný olunca edebini takýnýr.
Ama CHP genel baþkaný o kadar da olamadý. ‘Arkadaþ’ diyerek kahvehane aðzýyla, baþlayýp Cumhuriyet tarihinin en güçlü halk desteðine sahip cumhurbaþkanýna,” Kim oluyorsun, nasýl böyle konuþuyorsun? Ne hakkýn var senin, tarihine ihanet etmeye kimsenin hakký yoktur. Cumhurbaþkanýysan otur adam gibi Cumhurbaþkanlýðýný yap. Tarih bilmiyorsan çaðýr tarihçiyi konuþ. Böyle bir konuþma olamaz. Cumhurbaþkanlýðý koltuðunda oturan ülkesine ihanet edemez, ülkesini satamaz.. “ diyerek hakaretler yaðdýrdý.
***
Oysa, Lozan kutsal bir metin deðildir, siyasi bir muahedenamedir ve eleþtirmek ihanet olmaz.
Ayrýca Cumhurbaþkaný Lozan’ýn bu ülkenin tapusu olduðunu zaten söylüyor.
Birileri hakkýnýzý gasp edip tapunuzu eksik düzenlemiþse ‘bu tapu eksik demek’ neden ihanet olsun ki?
Misak-ý milli hudutlarýnýn tamamý Lozan’da korunamadý. Lozan’ý kabul edenler de bu eksikliðin farkýndaydýlar. Mesela, Musul, Halep, Batý Trakya, Batum misak-ý milli hudutlarý dahilinde olduðu halde heyet almayý baþaramamýþtýr. Bunu heyet de inkâr etmiyor ki. Nitekim Hatay daha sonra ilhak edilmiþtir!
Erdoðan da ayný þeyleri söylüyor!
***
Birileri de adalar meselesini gündeme getirip daha önce Ýtalyanlarýn ve Yunanlarýn aldýðýný söylüyor. Tamam da adalarýn tapusunun elimizden çýkmasýnýn resmi belgesi de Lozan’dýr.
Lozan’ýn 12. ve 13. maddeleri adalarýn statüsüne resmiyet kazandýran maddelerdir.
Cumhurbaþkaný bunlarý hatýrlatýyor ama Kýlýçdaroðlu tarih bilmemekle itham ediyor.
***
Girdiði hiçbir seçimi kazanamamýþ yenilgi üstüne yenilgi almýþ bir siyasetçi olan Kýlýçdaroðlu, girdiði her seçimi oyunu artýrarak kazanmýþ ve darbe giriþimlerini mertçe göðüslemiþ baþarýlý bir lidere ‘sen kimsin?’ diyor!
‘Sen kimsin’ diye aþaðýlama gayreti içinde olduðu þahýs, CHP’den seçilen bütün cumhurbaþkanlarýndan da daha güçlü halk desteðine sahip, Cumhuriyet tarihinin en karizmatik cumhurbaþkanýdýr!
Lozan’ý bile yetersiz bulan cumhurbaþkanýna Sevr’den yana olduðunu söylemek gibi tutarsýz ifadeler kullanan Kýlýçdaroðlu, saçmalamaya devam ediyor ve “Biz Ankara’yý savunuyoruz onlar Ýstanbul’u savunuyorlar” diyor. Ýstanbul’u baþka bir ülkenin þehri zannediyor herhâlde.
Ülkenin fiili baþkenti Ýstanbul’u rakip gören bir acayip siyasi parti baþkaný!
***
Devam ediyor ve diyor ki, “Biz Cumhuriyet’i savunuyoruz onlar hilafeti savunuyorlar. Biz vatandaþý savunuyoruz onlar kul olmayý savunuyor.”
Cumhuriyet ile hilafetin mukayese edilemeyeceðini de bilmiyor!
Cumhuriyetin bir halife seçtiðini sonra da o hilafeti TBMM þahsýnda mündemiç(!) olarak ilða ettiðini hatýrlamýyor galiba.
Kýlýçdaroðlu’nun anlayacaðý þekilde tarif etmek gerekirse hilafet Ýslam birliðinin simgesi demektir. Hilafet kimin elindeyse orasý Müslümanlarýn cazibe merkezidir. Türkiye bu cazibeyi CHP sayesinde meclisin içine gizlemiþtir!
Geçelim.
***
Her konuþmasýnda ‘Allah’tan baþkasýnýn önünde eðilmeyiz’ diyen ve halk desteði zirve yapmýþ olan cumhurbaþkanýný birilerine kul olmakla itham etmek ve vatandaþlarla sorunlu göstermek de Kýlýçdaroðlu zekasýna uygun bir ifade olsa gerek.
Son cümle, Lozan coðrafi olarak bugünkü sýnýrlarýmýzýn tapusu olmakla Yusuf Kaplan’ýn ifadesiyle ‘Lozan süreci, Türkiye’nin resmen Osmanlý’dan ve dolayýsýyla Ýslâm kültüründen koparýlmasý ve Batý’ya baðýmlý hâle getirilmesinin bir baþka adýdýr.’
Lozan inkar edilemez ama tenkid edilebilir!