Maçlar sahada... Skorlar masada..

Beşiktaş’ın Kasımpaşa ile oynadığı son maçta, Atiba’nın pozisyonu, kafa karışıklığına yolaçtı... Biliyorsunuz, Karim Hafez kırmızı kart görmüştü. İşte bu kırmızı kartın neden çıkarıldığı konusu, tam olarak netleşmedi. Çünkü kimileri, kartın bariz gol şansı durumundan verildiğini sanırken; kimileri de “Kontrolsuz güç kullanımı-Tehlikeli hareket-Çift dalış” yüzünden çıkarıldığını savundu.

Ben de, Sinan Engin gibi ikinci gerekçeyi esas alan taraftanım... Çünkü top hızlı ve uzaktaydı. Atiba, kendisine yönelik faul olmasa bile, o topa yetişmesi pek mümkün olmadığı için, pozisyonun “Bariz gol şansı” sayılması mümkün değildi.

Atiba kendini havaya atmış, herhangi bir ciddi temas almamıştı. Ancak hakem, Beşiktaşlı futbolcunun yuvarlanarak düşüşünü, aldığı darbeye dayandırarak doğrudan kırmızı kartına başvurdu. Oysa karar, faul sayılmalı ve en fazla sarı kart çıkmalıydı.

***

Hangi açıdan ele alırsan al, kırmızı kartın hiçbir ihtimalle ilgisi yoktu... Daha oyunun 15’inci dakikasında, Kasımpaşa’yı bir kişi eksik bırakmak; nefes borusuna tampon takmak kadar, telafisi mümkün olmayan ağır sonuçlara mahkum eder. Hatta bu durum, Kasımpaşa’yı dinamitlemek gibi bir şey oldu. 

Bir de işin başka tarafı var... Hakem Arda Kardeşler, o ihraç kararını “Bariz gol şansı”dan değil de, “Kontrolsüz güç kullanımı-Tehlikeli hareket” babında vermişse; o zaman durum daha da ciddi. 

Çünkü maçın sonlarına doğru, Karim Hafez’in kırmızı kart almasına neden olan pozisyonun aynısını, Gökhan Gönül yaptı. O kadar ki, iki pozisyonun arasına karbon kağıdı konulmuş ve kopyası çıkarılmış gibiydi. Ama hakem, bu kez kırmızı kartını çıkarmaktan çekindi. 

***

Yani, demem şu ki... Tartışma konusu olan kırmızı kart olayını hangi açıdan alırsan al, hangi gerekçeyi öne sürersen sür; hakeme haklılık payı çıkmaz. Olan Kasımpaşa’ya oldu.. Türkiye’deki maç sonuçlarını oynanan futbol değil, hakemler tayin ediyor.