Maçların da haritaların da derdi bana düşüyor

Son bir haftadır, gazeteci büyüğüm Hasan Cemal’den medet bekleyenler arasında ben de bulunuyorum. Her büyük futbol karşılaşmasını, başından sonuna seyretmek yerine, onun garnitürlü kaleminden okumaya alıştığım için “Aman, medet” diyorum.

Bugüne kadar nerede önemli bir maç varsa Hasan Cemal’i orada görmeye alıştığım için...

Demek Türkiye’de onun her an tetikte olmasını gerektiren bir durum var ki, ‘dünya kupası’ için henüz Brezilya’ya gitmedi... O yazmadığı için, maçların çoğunu, herbirine ikişer saat ayırarak, izlemek zorunda kalıyorum...

Büyüklerimiz beni şaşırtıyorlar...

Şaşırtanlardan biri de Güneri Civaoğlu... Taa 1991 yılında, yani 1. Körfez Savaşı günlerinde, rahatını bozup Suudi Arabistan’a kadar gitmiş ve oradan müttefik güçlerin askeri harekâtlarıyla ilgili grafiklerle süslü yazılar göndermişti. En önemlisi de, Amerikalıların karargâh olarak kullandıkları otelin bir odasından yaptığı naklen yayındı...

İki yarbayın otel odasında kendisine anlattıklarını birkaç kez yazdı Güneri Bey... Yarbaylar, kendisine, bölgeyi bütünüyle değişik gösteren odanın duvarında asılı harita üzerinden geleceğin Ortadoğu’sunu anlatmışlar...

“Kulaklarıma inanamıyorum” diyor yazısının bir yerinde, duyduğu şaşkınlığı aktarırken, Yarbaya, “Ya NATO ortaklığı, ya ülkelerimiz arasındaki dostluk” diye sormuş doğal olarak...
Yarbay gülmekle yetinmiş... “Gene de bunun ‘Amerikalı yarbayın kendi fantezisi’ olabileceğini düşündüm” diyor Güneri Civaoğlu...

O görüşmenin şu sıralarda bir kez daha hatırlatılması şart...

Musul’a saldıran ‘IŞİD’ gücü, sadece o kenti ele geçirmekle kalmadı, Irak’ın haritasını değiştiren bir büyük sarsıntıya da yol açtı. Musul teröristlere kaldı, petrol zengini Kerkük’ü de, Peşmergeler, kuzeydeki Kürt bölgesine katıverdi...

Haritadaki durum sonunda oluştu işte...

1991’de Kuveyt’i işgal etti diye Irak’a karşı başlatılan savaştan sonra haritayı değiştiremediler... 2003’te Saddam’ı devirmek üzere başlatılan ‘2. Körfez Savaşı’ da haritanın değişmesini getirmedi... Her iki savaşta gerçekleşmeyen değişiklik, Guardian’a göre 800, New York Times’a göre bin kişiden oluşan IŞİD tarafından hayata geçirilmiş oldu...

Haritanın Irak’a ait bölümü üç ayrı bölgeden oluşuyor: Kuzeyde Kürt bölgesi... Ortada Musul merkezli Sünni Irak... Güneyde de Basra merkezli Arab-Şii Devleti... Bağdat ise kendi başına bir ‘kent devleti’ yapılmış haritada...

Nereden mi biliyorum? Büyük ihtimalle Güneri Bey’e harita üzerinde açıklamalar yapan yarbay Ralph Peters’ti; daha sonra ordudan ayrıldı Yarbay Peters ve çeşitli medya kuruluşlarına danışmanlık yapmaya, görüşlerini gazeteler ve kitaplar aracılığıyla paylaşmaya başladı. 2006 yılında askeri bir dergide (Armed Forces Journal’de) ‘Kan Sınırları’ (Blood Borders) başlıklı bir makalede o haritayı paylaştı Yarbay Peters...

Petersbunu bölge halklarına ‘kıyak’ olsun diye yaptığı iddiasında. Var olan sınırlar ihtilâflara sebep oluyormuş; oysa etnik, dini ve aşiret yapıları türünden mülâhazalar dikkate alınarak çizildiği taktirde, haritadaki yeni sınırlar, bölgesel gerilimleri yok edermiş...

Derginin internet sitesinin en fazla ziyaret edilen sayfası olmuşPeters’in haritayla süslü yazısı...

Robin Wrightda ondan cesaret almış olmalı ki, New York Times’ta üç ülkeden 14 ülke çıkaran kendi alternatif haritasını okurlara sunmakta hiç tereddüt etmedi.

Ortadoğu’yu iyi bilen Amerikalı gazetecilerden sayılan Robin Hanım’ın haritasıpek çok yönden Peters’ınkine benziyor. Sadece biraz daha ayrıntılı. Peters’ta tek olan (Bağdat) kent devleti sayısı Wright’ta üçe çıkıyor (Bağdat, Libya’da Misurata, Suriye sınırları içindeki Cebel-i Druz).

Her ikisini okur ve haritalarına bakarken, 1. Dünya Savaşı içerisinde Sykes ve Picot adlı biri İngiliz diğeri Fransız iki diplomatın eseri olan bugünkü sınırların değişmesi gerektiğine kuvvetle inandıklarını fark ediyorsunuz...

Maçları anlatmıyor Hasan Cemal, haritaları hatırlatmıyor Güneri Civaoğlu; ikisinin derdi de bana düşüyor...