Macron, ABD ziyareti sýrasýnda Trump’ý Paris iklim anlaþmasý ile Suriye’den çekilmemeye ve Ýran ile imzalanan nükleer anlaþmaya ikna etmeye çalýþýyor.
Trump’ýn iklim anlaþmasý konusunda ikna edilmesi zor gözüküyor; muhtemelen Macron da bunu farkýndadýr. Ancak çevre konusunun siyasi iklimle pazarlýk edilmesi olasý. Zira Macron Trump’ýn sadece iklim anlaþmasýnda kalmasýný deðil, Suriye’de de kalmasýný istiyor.
Fransa’nýn aslýnda Suriye’deki ABD varlýðýndan hoþnut olduðu düþünülmemeli. Fransa, Rusya ve hatta Çin bölgede olduðu için ABD’nin kalmasýný istiyor. Bu çerçevede Trump’a önerisi açýk. Ýran’ýn daha fazla karþýya alýnmasý Rusya’nýn elini her geçen gün kuvvetlendirir, dolayýsýyla ABD’nin Ýran’ý sisteme çekecek açýk kapý býrakmasý gerekiyor. Öte yandan anlaþýlan Macron, Rusya’nýn Kafkasya’da canýný sýkacak faaliyetler hakkýnda da bilgi veriyordur. Ermenistan’da yaþanan iç karýþýklýk ve Baþbakanýn istifasýna kadar giden süreç, “kadife devrimleri” hatýrlatýyor ve belki Trump’ýn ikna yolu olarak görülüyordur.
Ýran’ýn Rusya ya da Çin’e yapýþmamasý gereðine dikkat çeken Macron, AB’nin ise ABD’ye yapýþabileceðini ima ediyor. Dolayýsýyla Avrupa-ABD ittifakýný masaya koyan Macron, bir taraftan AB adýna kaptanmýþ gibi davranýp Almanya’dan, bir yandan da Ýngiltere’den rol çalýyor.
Macron, kabaca, “Ýngiltere, ABD’nin Suriye’ye gitmesi için her þeyi yaptý, ancak Suriye geleceði için bir þey yapmadý. Fransa ise, gelecek için AB’yi de yanýna alarak iþbirliðine hazýr” diyor.
Fransa’nýn tavrý, ABD’ye yardýmcý oluyor gibi yapýp ondan boþalacak yere talip olmak þeklinde özetlenebilir. Gayet tabi bu senaryonun tüm taraflara yarar getirmesi için ABD ile Fransa’nýn epeyce yakýnlaþmasýna ihtiyaç bulunuyor. Bu yakýnlaþma Almanya tarafýndan da ayný þiddetle savunuluyor mu, Fransýz halký ne diyor, henüz çok açýk deðil. Ancak bu tutumunun Rusya tarafýndan hiç onaylanmadýðý ortada...
Fransa’nýn Rusya ile olan geleneksel baðlarýnýn kesilmesi, muhtemelen bu ziyaretin en önemli sonucu olacak. Bu durumda Fransa’nýn Ermenistan ve dolayýsýyla Kafkasya ve Ortadoðu “açýlýmlarý” için iki yolu kalacak. Biri, Türkiye ile iþbirliðini geliþtirmek; diðeri ise Türkiye’yi atlayýp Suriye’ye yoðunlaþmak.
Daha önceleri Almanya Türkiye’yi atlayýp Ortadoðu’ya kendi baþýna açýlmayý denemiþ; Rusya ve Ýran ile örtülü ittifakýný bu yolda kullanmýþtý. Ancak ne ABD, ne Ýngiltere ne de Türkiye buna onay vermiþti. Sonunda Almanya ile Rusya’nýn iliþkileri bozulmuþ, Ýran yolu kapanmýþ, ABD ile ekonomik gerilimler ortaya çýkmýþ, Türkiye ile krizler yaþanmýþtý.
Benzer bir durum Fransa’nýn da baþýna gelebilir. Zira heyecanlý lider Macron, “biz Suriye’yi yeniden inþa edeceðiz” demekten çekinmedi. “Biz”, tek baþýna Fransa’yý kast ediyorsa, bu sadece Türkiye’nin deðil Ýngiltere, Rusya ve ABD’nin de itirazýyla karþýlaþýr. Eðer “biz” ABD-Fransa ittifakýný ima ediyorsa, o zaman Fransa’nýn “kullanýlma” ihtimali olur.
Belki, Fransa Esad’ýn önüne sürülecektir; rejimin devrilmesi sonrasýnda da eyaletlerden birisi, ki hangisi olacaðý belli, Fransa “etkisine” verilecektir. Plan buysa, ilk aþamada Fransa kazançlý gibi olur. Ancak Rusya’yý, Ýran’ý, Türkiye’yi karþýsýna alacak; sonra Suriye masasýna oturacak ve orada da diðer müttefikleri ile çekiþmek zorunda kalacak. Suriye’yi bu ikiliye emanet istemeyen çok, ama Fransa’yý alana sürmek isteyenler de var.
Fransa, enerjisini alanda tüketeceði bir yola sevk ediliyor. Keþke onun yerine Türkiye ile iþbirliðine aðýrlýk verebilseydi.