Madem bilmiyordunuz!

Sayın Kılıçdaroğlu’na ne kadar teşekkür etsek azdır.. Zira aylardır tam da Kılıçdaroğlu’nun dikkat çektiği o arızayı anlatmaya çalışıyorduk.. Devlette çift başlılık problemini.. Hani Güldür Güldür’de ‘Pijamalı Şevket Hoca’ var ya.. Onun da dediği gibi.. Bunu düdüklü tencereye anlattık, ankesörlü telefonla anlattık, damacana suyla anlattık.. Ama CHP ısrarla; “..yok yok böyle iyi, böyle kalsın..” demeye devam etti.. Meğer böyle iyi değilmiş.. Sayın Kılıçdaroğlu da itiraf etti ki; “… Cumhurbaşkanı başka partiden Başbakan başka partiden olursa sıkıntı olur..” muş..Yani?.. Devlette çift başlılık olmaz-mış… Nokta.. Artık buna ‘gaf’ mı dersiniz, ‘gaflet’ mi, o sizin bileceğiniz iş.. Ama bizzat CHP’nin bir numaralı koltuğunda oturan isim tarafından, mevcut hükümet modelinin aksayan yanına ilişkin on numara bir tespit geldi.. Ben buna bakarım.. Bu ikrardan anladığım şu.. Sayın Kılıçdaroğlu, eğer sahiden şu değişiklik teklifini ihtiva eden 18 maddeyi, sindire sindire bir okusa, tereddütsüz ‘evet’ oyu verecek.. O da biliyor kendini de işte, demek o yüzden okumuyor.. Anlamadığım husus ise şu.. Siz madem bu teklifin muhtevasından habersizdiniz.. E ne demeye genel kurulda bacak ısırdınız, Atatürk çiçeği fırlattınız, kürsülere kelepçelediniz kendinizi?.. Madem bilmiyordunuz, niye yordunuz insanları?..

Canlı yayın cinayeti

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Best FM’de katıldığı programda, nasıl büyük bir gafa imza attığını gördünüz.. 16 Nisan’da referanduma gidecek olan düzenlemenin ana omurgasını oluşturan, hükümet modeli değişikliği ile ilgili zerrece bilgi sahibi olmadığı çıktı ortaya.. ‘Hayır’ kampanyasını örgütleyen majör aktör CHP’nin bir numaralı koltuğunda oturan Kılıçdaroğlu, düzenlemenin ihtiva ettiği sistemden habersiz.. “… Cumhurbaşkanı başka partiden, başbakan başka partiden çıkarsa ne olacak, bunu anlatmıyorlar…” diyor..  Rezillik..  O tamam..  Onda sorun yok.. Peki ya Kılıçdaroğlu’nun o muhteşem ortasını gole çevir(e)meyen radyocuya ne diyeceksiniz?.. Ufuk Karcı.. Düşünsenize Hayır kampanyasını fiilen yürüten bir politik figür karşınızda ve neye ‘hayır’ dediğinin farkında değil… Ama karşısında bir sunucu yok adeta bir mikrofon sehpası var.. Bir canlı radyo show’unu basın toplantısına çeviren bir non-haberci.. Bu benim, iyi niyetle yaptığım yorum. Yoksa bile bile Kılıçdaroğlu’nun böyle saçmalamasına izin verdiğini, düşünmek bile istemiyorum.. Anladığım şu ki, bu Ufuk Karcı denilen arkadaş, hangi koltukta oturduğunun farkında değil.. Emrah Hattat’ın kendisine, nasıl kıymetli bir emaneti teslim ettiğinin bilincinde değil.. Bugün sürdürdüğü o programın, Türk radyo tarihindeki yerini bilseydi, heyecandan dili tutulur, konuşamazdı.. O kadar üzüldüm ki yayın kaydını dinlediğimde.. İçim yandı..

Skandal Esad benzetmesi

CHP’li Muharrem İnce dedi ki; “.. Esad, ‘Türkiye’de 3.5 milyon Suriyeli var, ben de gelip İstanbul'da miting yapmak istiyorum.' derse ne olacak?…” Aslında elbette izaha muhtaç bir yorum değil.. Bildiğin deli saçması.. Ama sadece Sayın İnce için, tek cümle ile anlatmaya çalışalım.. O 3.5 milyon Suriyeli zaten Esad’dan kaçtı.. Esad onları seçim yapıp kendisine oy versinler diye değil, salam gibi dilim dilim doğramak için arıyor..