Mağdur edebiyatı

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki puan farkı 4’e indi! Galatasaraylılar Fener ile arada 1 puan kaldı diyorlar ama. Maç Arena’daymış. Üç puan çantadaymış. Fark kapanmış! Son on senede G.Saray, Fener’i ne zaman yenmiş ki şimdi yenecek? Ayrıca yense ne olacak G.Saray hiç mi yenilmeyecek? Bir de futbolun gerçekleri var. Beşiktaş’ı hesaba katan yok! G.Saray’ın Avrupa maçları da var. Avrupa’da yoluna devam etse yorulacak. Elense moralman yıkılacak. Bunları hesap eden yok. G.Saray’ın derdi daha da çok. Para da yok!

Zirvedekilerin kötü futboluna rağmen puan mücadelesi ligi güzelleştirdi. Heyecan arttı. Fenerbahçe de şimdiye kadar kazandıklarını korumak istiyor. O zaman bu bir avantaj! Galatasaray hep kazanacak, Fenerbahçe kaybetmemek için oynayacak! Ama nasıl?

İşte bütün mesele bu. Fenerbahçe panik yaparsa -ki hiç gerek yok- rakiplere değil kendine yenilir. Fenerli, dedikodulara kulak asmayacak. Önünün kesildiğini falan düşünmeyecek. Kendi sahasında maç kaybetmeyen F.Bahçe bu sezon şampiyonluk yarışında kaybettiği 18 puanın 14’ünü deplasmanda bırakıyorsa onun sebebini araştıracak. Ersun Yanal buna çare bulacak. Fenerbahçe’nin kadrosu zengin. Ersun Hoca deplasmanda oynatacağı kadroyu iyi seçecek. Yanal’ın benden farkı olacak, F.Bahçe’nin deplasmandaki puan kayıplarına çare bulacak! Saraçoğlu’nda takımın başında ben de olsam o mükemmel taraftar takımına maçı zaten kazandırıyor. Çare deplasmandan puanla dönmek. Çare Yanal’da.

Fener düne kadar deplasman maçlarının yarısını 90+’larda atılan gollerle kazanmış.  Yani deplasmanda biraz da şans yardım etmiş. Ya da kazanma isteği ve yenilen gollere gösterilen reaksiyonla skor lehe çevrilmiş. Ligin ikinci yarısında puan farkı 10’a çıkınca belki takıma rehavet çökmüş. Sakatlıklar cezalılar falan palavra! Fener’in kadrosu hepsinden iyi ve kaliteli. Burada tek falso yöneticilerdir. Gereksiz polemiklerle takımın maçlara uyumunu bozmayacak. Aziz Yıldırım’ın Yargıtay kararı sonrası, Sivas maçında yaşananlar Fenerliler üzerinde haksızlığa uğrama takıntısı yarattı ve bu maalesef artık travmaya dönüştü. Futbolcular da haklarının yendiğine inanmaya başladılar ki bu son derece tehlikeli bir durum. Futbolcu başarısızlığına bahane arar. Yöneticiler bu kozu oyuncusuna vermemeli! Görünen o ki; futbolcularda haksızlığa uğrayacakları konusunda bir şartlanma oluştu, kazanmalarına izin verilmeyecek inancı ağır basıyor.

Bu durum direkt olarak sahadaki motivasyon, konsantrasyon ve performansı olumsuz olarak etkiliyor. Fenerbahçe artık mağdur edebiyatını kaldırmalı!