Maðrurlar dýþarýda, maðdurlar zindanda!

Yirmi sene önce bugünlerdi.

Dindarlara zulüm günleriydi.

28 Þubat dönemiydi.

Baþta Genelkurmay Baþkaný Ýsmail Hakký Karadayý ile Genelkurmay 2. Baþkaný Çevik Bir olmak üzere, generaller zalimlikler, zulümler sergilemekteydi.

Onlarýn zalimliklerine, zulümlerine baþta Ýstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroðlu ile Rektör Yardýmcýsý Nur Serter olmak üzere, rektörler, dekanlar eþlik etmekteydi.

CHP de bu zalimlikleri, bu zulümleri desteklemekteydi.

Ancak o zamanýn Ýþçi Partisi, bu zamanýn Vatan Partisi Genel Baþkaný Doðu Perinçek’e göre, bu zalimlikler, bu zulümler yetersizdi.

Doðu Perinçek, dindarlara çok daha aðýr zalimlikler, çok daha aðýr zulümler yapýlmasýný istemekteydi.

“Devrim kanunlarý uygulansýn” demekteydi.

Geçmiþteki Ýstiklal Mahkemeleri’ni yeniden diriltmek istemekteydi.

O dönemde yüksek yargý makamlarý da Genelkurmay “Gel” dediðinde “Baþüstüne” deyip giden bir haldeydi.

Brifing vermek için topluca Genelkurmay’a çaðýrýlan yüksek yargý mensuplarýna, adeta nasýl karar alacaklarý dikte ettirilmekteydi.

Bu arada devletten dýþlanan Necmettin Erbakan’ýn liderliðini yaptýðý milli görüþçü kadrolarýn yerine Fetullahçý kadrolar devlete yerleþiyordu.

Devlete yerleþen Fetullahçý kadrolarýn baþýnda da polisler, savcýlar, yargýçlar geliyordu.

Ýþte 28 Þubat döneminin davalarý bu ortamda görüldü.

Hukuksuz yargýlamalar sonucu pek çok Ýslami dava mensubu, ömür boyu kalmak üzere adeta zindanlara gömüldü.    

Cezalarý kesilmiþ ve kesinleþmiþti.

Ýslami dava mensuplarý yazar Salih Mirzabeyoðlu, ressam Cihat Özbolat ve daha niceleri gibi.

Bu 28 Þubat maðdurlarý uzun süre zindanlarda kaldýlar.

Yýllar sonra yazar Salih Mirzabeyoðlu gibi bazýlarý zindandan kurtuldular.

Ama mesela ressam Cihat Özbolat gibi 28 Þubat maðdurlarý hâlâ zindanda.

Sayýlarý da 300’ü aþmakta.

Oysa onlar gibi cezasý kesilmiþ ve kesinleþmiþ olan Balyoz darbe davasý mensuplarý dýþarý salýndýlar.

Yine cezasý kesilmiþ ve cezasý kesinleþme aþamasýndayken Ergenekon darbe davasý mensuplarý da dýþarý salýndýlar.

Yeniden yargýlanma hakký tanýnarak, Balyoz, Ergenekon davalarýnda mahkum olanlar hapisten kurtarýldýlar.

Fakat dediðim gibi, Ýslami davalarda yargýlanan 28 Þubat maðdurlarýndan bir kýsmý hâlâ zindandalar.

Bu benim vicdanýmýn kabul edebileceði bir þey deðildir.

28 Þubat döneminde ÝBDA-C davasýnda yargýlanan Yakup Köse’nin Star gazetesindeki dünkü köþe yazýsýnda, “Sadece bir kiþi var ki hiçbir karþýlýk beklemeden 28 Þubat’ta da bugün de mazlumun yanýnda, zalimin karþýsýnda. O kiþi vicdan abidesi Lütfü Oflaz” dediði gibi, bu sadece vicdanýnýn yönlendirdiði benim kabul edebileceðim bir þey deðildir.

28 Þubat’ýn maðrurlarý dýþarýda, 28 Þubat’ýn maðdurlarýnýn bir kýsmý hâlâ zindanda!

Bunun kabul edilebilir bir yaný var mýdýr vicdanda?

Bu vicdansýzlýðýn giderilip onlara da zindanlarýn kapýlarýnýn açýlabilmesi için, yeniden yargýlanma hakkýnýn tanýnmasý gerekir.

Ömürlerinin ilkbaharý sonbahara çevrilen bu insanlara, kaybolan yýllarý geri verilemese de hiç deðilse kaybolacak yýllarý geri verilmelidir!