Altýn Portakal bitti. Hem baþlangýcý hem bitiþi olay oldu. Aslýnda iyi oldu. Bu ülkenin entelektüel sýnýfýnýn bütün maskeleri düþtü. Þimdi söyleyeceklerim “Bütün herþey iyi de birkaç uyumsuz problem çýkarýyor” tarzýnda anlaþýlmasýn. Biz de biliyoruz sýkýntýlar olduðunu, kültür politikalarýnýn reforma ihtiyaç duyduðunu, bazen sanatýn özgürce ifade edilemediðini. Ama bir de güya bu özgürlüðü savunanlarýn yaptýklarý var. Ýþte Antalya özellikle bu grubun maskesini düþürdü. Zaman çizelgesini takip edelim. Önce Reyan Tuvi’nin belgeselinin sansürlenmesi meselesi. Bu konuda herkes fikir beyan ediyor, protestolar havada uçuþuyor. Ama hiç kimse olayýn aslýný taraflarýn hiçbirine sormuyor. Ne “Belgeseli seçtik ama organizasyon bize sormadan seçkiden kaldýrdý” diyen önjüri, ne de önjürinin seçiminde bütün konuþmalarýn tutanaklarla tespit edildiðini söyleyen Altýn Portakal’ýn yetkilileri açýkça yaþananlarý bize yansýtýyor. Eðer ortada belirsizlik varken insanlar kesin yargýlara varýyorsa kusura bakmayýn ama bütün bu yargý sahipleri kötü niyetlidir. Baþka bir þeyin peþinde koþuyorlardýr. Ben size yargýmý deðil, kulaktan dolma bildiklerimi aktarayým. Kararý siz verin. Önjüri belgeselleri seyrediyor, Motor adlý filmin erotik sahneleri ve konusu ile ilgili belirsizliðe düþüyorlar. Sonunda sanýyorum festival komitesine bir görevlinin bu filmi seyretmesi gerektiðini, fikir almak istediklerini belirtiyorlar. Festival de büyük ihtimalle festivale baðlý olan bir hukukçuya bunu seyrettiriyor. O da “Bütün filmleri seyredeyim” diyor. Ýþte o an Yeryüzü Aþkýn Yüzü Oluncaya Dek filminde dönemin baþbakanýna edilen küfürü görüyor ve bunu tutanak olarak festivale bildiriyor. Sonra film kabul edilmiyor. Yönetmenle yapýlan görüþmelerde o küfürün Ýngilizce alt yazýdan çýkarýlma þartýyla film tekrar yarýþmaya alýnýyor. Tam bu noktada mahalle baskýsý araya giriyor. Bütün belgesel yönetmenleri filmlerini çekiyorlar. Reyhan Tuvi de organizasyonla anlaþtýðý halde filmini çekiyor. Þimdi burada asýl büyük olay tutulmuþ tutanaktan sonra filmin alt yazýsýndaki küfür tercümesinin çekilmesi mi yoksa ön jürinin erotik bir endiþe duyup bir hukukçuya filmi göstermek istemesi mi? Bunun bu kadar basit bir cevabý varken hala tek suçlu olarak festivali göstermek Antalya’da Menderes Türel’in seçimleri kazanýp festivali düzenlemesine bir tepki deðil mi? Ýþte bu iki yüzlülüktür. Gelelim yarýþmaya ve ödüllere. 12 filmin hepsini seyrettim. Kuzu ve Sivas tartýþmasýz yarýþmanýn en iyi filmleriydi. Benim sinemasal görüþüme göre Kuzu bunlarýn içinde en iyi olanýydý. Yani en iyi film ödülünü Kuzu almalýydý. Ama bu yetmezdi. Bence senaryoyu da, en iyi yönetmeni de Kuzu’nun yönetmeni Kutluð Ataman almalýydý. Ataman’ýn duruþu yüzünden haklý haksýz birçok tepki var. Gezi sürecindeki tutumu bunun en büyük sebebi. Fakat sinemayla bunun ne ilgisi var? Ne yazýk ki bütün bu baskýlar, festivale gösterilen tepkiler Kuzu filmine sadece en iyi film ödülünün çýkmasýna sebep oldu.
Bütün bu stres ve bunalým bazýlarýnýn dediði gibi deðil Kutluð Ataman’a yaramak tam aksine hak ettiði ödüllerin yarýsýný bile almamasýna neden oldu. Kendine sinemacý diyen biri nasýl iyi bir filmin ödüllendirilmesinden rahatsýzlýk duyar? Bir çok arkadaþýn Ataman’ýn aldýðý ödülden sonra “Evet Kuzu iyi bir film ama Kutluð Ataman keþke ödülü almasaydý” tarzýnda tweetlerini okudum. Yapmayýn arkadaþlar. Siz sinemacý mýsýnýz politikacý mý? Hadi ideolojik bakýyorsunuz diyelim. O noktada da filmin mesajýný reddedebilirsiniz. Hatta yönetmene taþ atabilirsiniz. Öyle bir durum da yok ortada. Filmin mesajýný ideolojik duruþunu da reddetmiyorsunuz ama yönetmen Kutluð Ataman’ý ötekileþtiriyorsunuz. Son olarak Vecdi Sayar’ýn “AKP’nin Kuzusu ödülleri topluyor”, Barbaros Altuð’un ise “Sanat sahici sanatçýnýn ise deðeri var” açýklamalarýna birþeyler söylemeliyim. Yýllarca demokrat olduðunu söyleyen ve benim de içten inandýðým Sayar’ýn bu söylemi Ýstanbul Film Festivali’nin kurucularýndan olan bir isme hiç yakýþmadý. Hatta ayýp oldu. Altuð’a ise soruyorum kim karar verecek sahici sanatçýya? Sansüre hayýr ama toplumsal lince evet diyemezsiniz. Yoksa en büyük sansürcü siz olursunuz.
Not: Altýn portakal için yazacaðým yazýnýn baþlýðý yarýþan 12 filmin dördünün komedi olmasý sebeyle “Gülen Portakal” olacaktý. Ama geldiðimiz noktada gülünecek birþey kalmadý.