Ak Parti’nin genel seçimlerdeki baþarýsýnýn ardýndan her kesimde bir endiþe var! Batý’nýn ve Batýcýlar’ýn endiþesi mâlûm. Olmasý gereken bir endiþe. Bir de, Batý’nýn ve Batýcýlar’ýn endiþelerinin gerçekleþmemesinden endiþe edenler var. Yani, Batý ve Batýcýlar’ýn ülkemiz üzerine yaptýklarý saldýrýlardan býkýp da Ak Parti’ye “Bitir bunlarý” diye oy verenlerin endiþesinden bahsediyorum. Nereye gitsem bu mevzu konuþuluyor. Ak Parti’ye oy veren halk: “FETÖ’ye operasyonlar nereye kadar gidecek?”, “1 Kasým’da Ak Parti kazanamaz diye gemiyi terk etmeye hazýrlanan fareler, FETÖ’ye selâm çakan çakallar iþgal ettikleri koltuklarda oturacaklar mý?”, “Koalisyon diye tutturup Müslüman Anadolu halkýný nâmerde muhtaç etmeye çalýþan teyze adamlarýn seslerinin çýkmasýna izin verilecek mi?”, “Partisinin seçimde kaybetmesini dört gözle bekleyip Ankara’da yeni parti için bina tutanlar o binada hapsedilmeyecek mi?”, “FETÖ ile hesaplaþýlýrken Ergenekoncular niye temize çýkartýlýyor?”, “28 Þubat darbesinden beri hâlâ zindanda olan Müslümanlar özgürlüklerine kavuþacak mý” gibi benzeri sorular soruyor. Bir soru bir endiþedir. Halkta sorular çok...
Bu sorularda, endiþelerde halk hiç de haksýz deðil. Lâkin esas mevzu, halkýn bunlarý sorarken içinde bulunduklarý mahçup hâl. “Bu vatan benim, bu topraklarýn sahibi benim” þuurunun tezahürü olan ses tonuyla deðil de bir “sýðýnmacý” gibi, bir “mahkûm” gibi sorularýný soruyor, endiþelerini dile getiriyor. Haliyle de bu endiþeler, sorular Batýcýlar’ýn cazgýrlýklarý arasýnda kaybolup gidiyor.
Tabiî ki bu “mahkûm” tavýrdan halk mesûl deðil. Halka öncülük yapacak aydýnlarýn, köþe yazarlarýn, siyasî liderlerin, âlimlerin tenlerini incitmeyi göze alamayýp düþmana yaltaklanmayý “Müslümanca duruþ” diye halka sunmalarýndan kaynaklanýyor bu mahkûm tavýr.
1 Kasým’daki genel seçimde Ak Parti’nin halktan aldýðý desteði CHP veya HDP alsaydý neler yapacaklarýný düþünebiliyor musunuz? Ya FETÖ ve Doðan medyasýnýn nasýl yayýn yapacaðýný düþünebiliyor musunuz? Aslýnda fazla düþünmeye de gerek yok. Seçime bir gün kalaya kadar halký “iç savaþla” korkuttular. Halka çakallýk yapanlar þimdi fino köpeði oldu. Gerçi ellerine fýrsat geçse yine çakallýk yaparlar da benim anlamadýðým Ak Partili yetkililer niye bunlarý muhatap alýp kendilerini izah etmeye çalýþýyorlar!
Halk sana istediðin desteði fazlasýyla vermiþ. “Al sana yetki, benim þu endiþelerimi gider” demiþ ama bazý Ak Partili yetkililer halkýn endiþelerini gidermek yerine Batýcýlar’ýn endiþelerini giderme telâþýnda!.. Batýcýlar’ýn endiþelerini gideremezsiniz sayýn pek muhterem yetkililer. Zaten böyle bir vazifeniz de yok. Halk sizden Batýcýlar’ýn endiþelerini giderin diye oy vermedi ki. Aksine, Batýcýlar’ýn endiþelerini daha da arttýrýn diye oy verdi...
Býrakýn bu mahkûm tavrý da, Mütefekkir Salih Mirzabeyoðlu’nun 1975’ten beri kavgasýný verdiði “Hâkim davada mahkûm tavýr yakýþmaz” þuuruna bürünün. Aksi, düþmanýn garazýna barut olmaktan öteye geçmiyor.
Üstad Necip Fazýl Kýsakürek, “Ey düþmaným, sen benim ifadem ve hýzýmsýn / Gündüz geceye muhtaç bana da sen lazýmsýn!..” þiirini Hak düþmanlarýna yazdý, hatýrlatayým dedim!..