Bir taraftan Suriye’deki hareketlilik devam ederken, Irak’ta çok önemli geliþmeler oluyor. Seçimlerin ardýndan ikinci kez baþbakanlýk koltuðuna oturan Nuri Maliki, gerek üslubu, gerekse attýðý yanlýþ adýmlarla Irak’ý ciddi bir krizin eþiðine getirdi.
Maliki, yakýn geçmiþte sýk sýk destek istediði Türkiye’yle olan iliþkilerini her geçen gün biraz daha gerginleþtirdi. Ardýndan yine ayný hedefi gözeterek Bölgesel Kürt Yönetimi’yle ipleri kopma noktasýna getirdi. Þimdi gelinen aþamanýn özeti þu: Seçim sürecinde Türkiye’nin desteklediði Irakýyye Grubu ve Kürtler, Maliki’yi düþürmek üzere harekete geçti. Sürpriz geliþme ise 40 milletvekiline sahip Sadr Hareketi’nin lideri Mukteda Sadr’ýn, Maliki’nin düþürülmesine karþý olmadýðýný açýklamasýydý.
Kýsaca geçmiþi hatýrlayalým. Türkiye, Irak seçimlerinde geniþ kesimleri temsil edebilsin diye Irakýyye listesine önemli destek saðladý. Sünni Araplar, Türkmenler ve az sayýda da olsa Þiilerden destek alan liste, Iyad Allavi liderliðinde seçimlerden birinci olarak çýktý. Ancak birinci olmalarý, hükümet kuracak sayýyý bulmalarýna yetmedi. Ardýndan iki büyük Þii listesi, aylar süren arayýþlarýn ardýndan ikinci Maliki hükümeti üzerinde ittifak saðladý.
***
Ýþte ne olduysa ondan sonra oldu. Maliki önce Türkiye’ye yakýnlýðý ile bilinen Irak Cumhurbaþkaný Yardýmcýsý Tarýk Haþimi’yi köþeye sýkýþtýrdý. Haþimi, önce Kuzey Irak’a kaçtý, ardýndan son duraðý Türkiye oldu. Hali hazýrda Türkiye’de misafir ediliyor. Üstelik hakkýnda Interpol tarafýndan yakalama kararý çýkarýldý.
Maliki bu süreçte, sýk sýk Türkiye’ye ve Baþbakan Tayyip Erdoðan’a yönelik eleþtirilerde bulundu. Ankara’yý içiþlerine karýþmakla suçladý. Bu arada son derece hýzlý ve hýrslý bir kadrolaþma hareketi baþlattý. Bürokraside, yargýda ve güvenlik alanýnda gerçekleþen bu kadrolaþmanýn ardýndan, büyük bir ordu kurduklarýnýn mesajýný vermeye baþladý.
Burada çok önemli bir ayrýntý var. Nuri Maliki’nin Türkiye’yle iliþkileri her geçen gün daha fazla germesi, Irak’taki aklý baþýnda Þii liderler nezdinde de rahatsýzlýk uyandýrdý. Önceki dönemin baþbakaný Ýbrahim Caferi ve El Hekim gibi isimler bu rahatsýzlýðý açýkça dile getirdi. Ama yukarýda dikkat çektiðim gibi asýl þaþýrtýcý olan Mukteda Sadr’ýn bu konudaki tavrý oldu.
Maliki hükümetinin Kürtlerle yaþadýðý gerginlik, muhtemeldir ki ona destek olan aktörlerin çok da iþine gelmiyor. Daha açýk ifade edersek, Ýran þu ana kadar Maliki’ye açýk destek verse de, onun politikalarý yüzünden Kürtlerin Baðdat’tan bu denli ayrýþmasýndan ve elbette Türkiye’ye yakýnlaþmasýndan memnun deðil. Sadr’ýn beklenmedik çýkýþýný böyle okumak mümkün.
***
Bu dönemi kendisi açýsýndan en iyi deðerlendiren lider Mesut Barzani. Hem Ankara nezdindeki kredisini artýrdý. Hem kendi tabanýndaki gücünü saðlamlaþtýrdý. Hem de uluslararasý düzeyde zaten yüksek olan itibarýný daha da yukarý taþýdý. Barzani, öyle ilginç bir yerde duruyor ki, sadece Irak konusunda deðil, Suriye sorununda da Türkiye gibi ana aktörlerin vazgeçemediði bir ‘anahtar’ rolünde.
Eðer Maliki hükümeti sallanýyor, hatta düþmenin eþiðine gelmiþse bunun iki temel nedeni var. Öncelikle Ankara, bizde herkes farkýnda olmasa da Irak’taki tüm aktörler tarafýndan dikkate alýnan bir güç. Þiiler, Maliki yüzünden böyle bir gerginliðin daha fazla týrmanmasýný kesinlikle istemiyor. Ýkincisi Tahran, Barzani’nin giderek daha baðýmsýz tavýrlar sergilemesinden ve bu vesileyle Türkiye ile yakýnlaþmasýndan endiþeli.
Buna bir de Barzani’nin Suriye Kürtleri üzerindeki etkisini eklersek manzara daha da netleþir.