Afrika, bir yandan 21.yüzyýlýn umut vaat eden kýtasý, ancak öte yandan dünyanýn yeni Ortadoðu’su olmaya aday. Ülkelerin çoðunda iç çatýþmalar yaþanýyor, yaþanmayanlarý da bu potansiyeli taþýyor. Üstelik etnik veya dini farklýlýklara dayanan çatýþmalara, otoriter yönetimlere baþkaldýrý biçiminde tezahür eden eylemler de ekleniyor. Bir ülkede ortaya çýkan çatýþma, bu kýtanýn doðasý gereði hemen komþularýný da içine alan bir bölgesel soruna dönüþüveriyor. Dolayýsýyla hiçbir sorun, bir ülkeye ait sorun olarak kalmýyor.
Afrika’nýn Ortadoðulaþmasýna iliþkin en taze örnek Mali. Bu ülke, Batý Afrika’da bulunuyor, denize kýyýsý yok ve tek yaþam kaynaðý Nijer Nehri. Cezayir, Moritanya, Fildiþi Sahili, Gine, Senegal ve Burkina Faso ile komþu olan Mali, eski bir Fransýz sömürgesi. Ülkenin hemen tüm komþularýyla krallýk yýllarýndan kalma sýnýr sorunu bulunuyor ve bugün bu sorunlara bir de ayrýlýkçý örgütlerin faaliyetleri eklenmiþ durumda. Ülkenin Kuzeyinde yaþayan radikal Ýslami kesimler, Ensaruddin ile Tehvid ve Cihad içinde örgütlenmiþ durumdalar. Bu kuruluþlar baþta Cezayir ve Moritanya’da yaþayan Tuareglerle iþbirliði yapmýþ olsalar da, bugün bu ittifakýn daðýldýðý söylenebilir.
Mali’nin tercihi
Kuzeyin ayrýlmasý ve burada þeriat devleti kurulmasýný isteyen örgütler, 1990’larýn ortalarýnda kuzeydeki Taudeni bölgesinde yürütürlerken, giderek güneye, Kona bölgesine yayýldýlar. Ocak 2012’de ordu ile bu gruplar arasýnda kanlý çatýþmalar yaþandý, hükümet yeterli önlem almamakla suçlandý ve Mart’ta da aske-ri darbe oldu.
Tarihi darbelerle dolu Mali, bu son darbenin ardýndan da örgütlerle baþ etmeyi beceremedi. Bu çerçevede geçici hükümet BM’e baþvurdu. BM, baþ döndürücü karar verme hýzý nedeniyle olsa gerek, bugüne kadar bir müdahale kararý alamadý. Zaten Mali de topraklarýna yapýlacak bir askeri müdahale konusunda açýk tutum almamýþtý. Komþularý, baþta Nijer olmak üzere, Mali’ye askeri müdahale yapýlmasýný savunmaya baþladýlar ve adres olarak da Afrika Birliði Örgütü’nü gösterdiler.
Baþbakan Erdoðan, Afrika gezisi sýrasýnda, Afrika Birliði’ne gözlemci olarak üye olduðundan, Türkiye’nin de böyle bir müdahalede yer alabileceðini dile getirdi. Bu açýklamadan da anlaþýlacaðý üzere, bölge ülkeleri bu tür ayrýlýkçý eylemlere askeri müdahale yapýlmasýný istiyor, ancak bunun kendi örgütleri tarafýndan yapýlmasýný tercih ediyorlar. Yani eski sömürgecilerin yeniden alana inmelerine karþýlar.
Fransa’nýn tercihi
Mali’deki geçici hükümet, BM ve Fransa’dan acil yardým istedi. Darbe hükümetinin çaðrýlarýný geri çevirmeyen Fransa, bu ülkenin sadece kendisini çaðýrdýðýný düþünerek bölgeye askeri müdahale yaptý, yardým isteðine karþýlýk verdi. Bu arada Mali, büyük bir operasyonun ayaklarýndan biri oldu; zira Fransa ayný sýrada Somali’ye de müdahale etti. Amacý, Somali’de kaçýrýlan Fransýz istihbaratçýsýný kurtarmaktý. Onu kurtaramadý ama Kona’yý kurtardý. Çatýþmalar devam ettiði sürece, Fransýz askeri bölgede savaþmaya devam edecek.
Fransa’nýn müdahaleyi BM ya da Afrika Birliði Örgütü’ne býrakmadan kendisinin üstlenmesi “buralar benimdir” anlayýþýnýn uzantýsý olabilir. Kimbilir belki Türkler gelmeden gitmek istenmiþ de olabilir. Ancak, þu bir gerçek ki bölge halklarý artýk beyaz adamýn bu biçimdeki kurtarýcýlýðýna sýcak bakmýyorlar. Üstelik bu kurtarýcý darbeci kesimle iþbirliði içinde olunca, daha da olumsuz görülüyor. Radikal ayrýlýkçýlarý bertaraf etmek için yapýlan bu iþbirliðinin örgütleri büyütme ve güçlendirme olasýlýðý yüksek. Fransa Afganistan’dan bunun için geri çekilmiþ, ama pek ders almamýþ.