Engelli olmanýn, hele hele ülkemizde bir engelli olarak yaþamanýn ne kadar zor olduðunu söylememizde beis yok.
Son 10 yýlda AK Parti hükümetleri döneminde engelli haklarýnda çok ciddi iyileþtirmeler yapýlmakla birlikte, maalesef toplumsal bilinç düzeyinin henüz istenen noktaya gelmediðini görüyoruz.
‘3 Aralýk Dünya Engelliler Günü’ olarak kabul ediliyor. Bugün bizde engelli haklarýna iliþkin önemli bir konuyu, malulen emekliliði yazalým istedik. Malulen emeklilik ve engelli emekliliði birbirinden farklý þartlara baðlý olup, bu nedenle her engelli malulen emekli olamamaktadýr.
SGK’lýlarýn çeþitli nedenlerle çalýþma gücünü kaybetmeleri durumunda, gerekli þartlarý saðlamalarý halinde emekli olabilmeleri mümkün bulunmaktadýr.
Sigortalýnýn veya iþverenin talebi üzerine SGK tarafýndan yetkilendirilen saðlýk hizmeti sunucularýnýn saðlýk kurullarýnca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanaðý týbbî belgelerin incelenmesi sonucu, çalýþma gücünün en az yüzde 60’ýný veya vazifelerini yapamayacak þekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiði SGK Saðlýk Kurulunca tespit edilen sigortalý, malûl sayýlmaktadýr. Yine 5510 sayýlý Kanuna göre sigortalýya malûllük aylýðý baðlanabilmesi için sigortalýnýn;
a) 5510/25 inci maddeye göre malûl sayýlmasý,
b) En az on yýldan beri sigortalý bulunup, toplam olarak 1800 gün veya baþka birinin sürekli bakýmýna muhtaç derecede malûl olan sigortalýlar için ise sigortalýlýk süresi aranmaksýzýn 1800 gün malûllük, yaþlýlýk ve ölüm sigortalarý primi bildirilmiþ olmasý,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalý olarak çalýþtýðý iþten ayrýldýktan veya iþyerini kapattýktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazýlý istekte bulunmasý þartlarý aranmaktadýr.
Sigortalý olarak ilk defa iþe baþladýðýnda saðlýklý olan bireyin, çalýþma yaþamý içerisinde (iþ yeri koþullarýna baðlý olmaksýzýn) herhangi bir hastalýk veya kaza sonucu, çalýþma gücünü en az yüzde 60 oranýnda kaybetmesi, belirli prim ödeme gün sayýsý ve sigortalýlýk süresine sahip olmasý halinde malül sayýlmakta olup buna iliþkin deðerlendirmeler ‘Maluliyet Tespiti Ýþlemleri Yönetmeliði’ne göre yapýlmaktadýr.
Doðuþtan ya da sonradan herhangi bir hastalýk veya kaza sonucu bedensel zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeþitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaþama uyum saðlama ve günlük gereksinimlerini karþýlamada güçlükleri olan birey engelli olarak tanýmlanmakta olup deðerlendirmeleri ‘Engellilik Ölçütü Sýnýflandýrýlmasý ve Engellilere Verilecek Saðlýk Kurulu Raporlarý Hakkýnda Yönetmeliðe’ göre yapýlmaktadýr.
Malul sayýlan ve malulen emekli olan sigortalýlar artýk bir baþka iþte çalýþamaz. Çalýþmasý halinde ise maluliyet aylýðý kesilmektedir.
Ancak engelli olan bireyler, engel durumuna göre engelli olarak en az yüzde 40 oranýnda rapor almalarý halinde çeþitli iþ alanlarýnda görev yapabilmektedir. Hatta Türkiye Ýþ Kurumu da iþ yerlerinin engelli kontenjanlarýný doldurup doldurmadýklarýný deðerlendirerek iþverenlerin eksik kontenjanlarýný tamamlamalarýný saðlamaya çalýþmaktadýr. Yani bir kiþi engelli olduðunda çalýþmasýnda mahzur bulunmamaktadýr.
Çoðu zaman engellilik oraný ile çalýþma gücü kaybý oranlarýnýn karýþtýrýldýðý görülmektedir. Bilindiði üzere engelli vatandaþlarýmýzýn topluma kazandýrýlmasý, sosyal ve ekonomik hayatta yer edinmeleri, istihdama katýlmalarý büyük önem taþýmaktadýr.
Kamu ve özel sektörde engelli vatandaþlarýmýzýn istihdamý saðlanmaktadýr. Bu da bize gösteriyor ki engelli vatandaþlarýmýz engel oranýna uygun iþlerde çalýþmaktadýrlar. Maluliyet ise kiþinin çalýþma gücü oranýnýn tespiti sonucu bir iþi yapamamasýdýr (çalýþamamasý).
Bunlara örnek verecek olursak; toplum içerisinde rutin olarak çok sýk görünen hastalýklardan diyabet (þeker hastalýðý), tansiyon, görme kaybý, kolesterol yüksekliði, hafif ve orta derecede romatizmal ve bunlar gibi birçok hastalýk çalýþma gücü kaybýna engel olmamasýna raðmen birkaç tanesi bir araya geldiðinde yüzde 60’ýn üzerinde engellilik oraný ortaya çýkmaktadýr. Kanunda çalýþma gücü kaybýnýn yüzde 60’ýn üzerinde olmasý halinde malulen emeklilik hakký getirmesi sebebiyle sanki bu yüzde 60 ve üzeri engellilik oraný çalýþma gücü kaybý gibi deðerlendirilmesine neden olmaktadýr.
Bunun sonucunda da sigortalýlarýn ‘SGK emeklilik hakkýmýzý kabul etmiyor’ gibi þikayetlere baþvurduklarýný görüyoruz. Oysa ki konu tamamen yanlýþ bilgilenmeden kaynaklanýyor.
Görüldüðü üzere yukarýda saydýðýmýz ve bunun dýþýnda kalan birçok hastalýða sahip olan vatandaþlarýmýz çalýþmakta olup, günlük hayatlarýný idame ettirmektedirler. Hatta kalp krizi geçiren bir hastanýn veya kalp damarlarý deðiþen bir hasta birkaç ay istirahat sonrasý iþine geri dönebilmektedir. Yine baþka bir örnek verecek olursak Down sendromlu olan çocuklarýmýzýn çalýþtýðý yine ayný isimle anýlan kafeler bulunmaktadýr.
Görüleceði üzere engellik kavramý ile maluliyet çok farklý anlamlar ifade etmektedir.
HER MALUL ENGELLÝDÝR. AMA HER ENGELLÝ MALUL DEÐÝLDÝR.