Mandela’nýn cenaze töreni tarihe nasýl geçti dersiniz? ABD Baþkaný Barack Obama ile Ýngiltere Baþbakaný David Cameron’un Danimarka’nýn kadýn Baþbakaný Helle Thorning Schmidt ile günün anlam ve önemine uygun düþmeyen yakýnlýk gösterisine Michelle Obama’nýn yüzünü ekþiterek verdiði tepki fotoðrafýyla geçti benim özel tarihime...
‘Selfie’ çekiyordu üç siyasetçi...
Ýngilizceye yeni katýlan bir sözcük ‘selfie’; artýk ceplerde taþýdýðýmýz fotoðraf makinesini uzakta tutarak kendi elimizle çektiðimiz resim anlamýna geliyor... Obama ile Schmidt iPhone’u elleriyle tutmuþ, Cameron da profil veriyor... Birkaç gün önce “Güvenlik yüzünden akýllý telefon kullanmam yasak” beyanatý verdiði için telefon Obama’ya deðil Danimarkalý’ya ait olmalý...
Cameron’un gruba girmeye çalýþmasýnýn politik bir anlamý var: Danimarka baþbakaný, Ýngiliz Ýþçi Partisi’ne en uzun süreyle baþkanlýk yapmýþ Neil Kinnock’un gelini... Cameron için fotoðrafýn politik deðeri bulunuyor...
Michelle Hanýmaslýnda Danimarkalý’ya ilginin sebebini biliyor, bu yüzden kýzmamasý gerektiðini de... Cameron BBC’den izleyerek, Obama’lar da özel gösterimle ‘Borgen’ adlý Danimarka dizisinin hasta müdavimleri... Dizide hýrslý ve akýllý bir kadýnýn politik arenada erkekleri nasýl alt ettiði anlatýlýyor... Baþarýlý baþrol oyuncusu Sidese Babett Knudsen sayesinde ‘gerçekmiþ’ tadý veriyor dizi...
Devamlý izleyicileri arasýnda ben de varým. Üçüncü sezonda, seçimi kaybetmesi üzerine politikaya veda etmiþ kadýn politikacý, iyi para kazandýðý iþini býrakýp yeniden sahalara dönüyor; bir kez daha baþbakanlýðý elde edecek galiba...
Kadýn baþbakan âdeti olmayan Danimarka’da Schmidt’in o makama yükselmesi ile ‘Borgen’ dizisinin toplumda uyandýrdýðý olumlu beklenti arasýnda bir iliþki varsa hiç þaþýrmam...
Baksanýza, sadece Obama-Cameron ikilisinin matem ortamýný Hollywood havasýyla bozmalarý yetmiyormuþ gibi, Mandela ile ilgili bu yazýya da nüfuz etti Borgen dizisi... [Digiturk kanallarýndan birinde ilk sezonu yayýnlanýyor; ama daha taze bölümlerini izlemek isterseniz BBC’nin iplayer’ý üzerinden bunu gerçekleþtirebilirsiniz...]
Mandelabeyaz-olmayanlarý insandan saymayan, siyahlarý ikinci, Hint alt-kýtasýndan gelmiþleri üçüncü sýnýf kabul eden, herbiri arasýndaki sosyal iliþkileri sýfýra yakýn tutan bir rejimde, avukatlýk yapmasýna izin verilmiþ, kendi bürosunu kurmuþ, otomobil sahibi ilk ‘siyah’ Güney Afrikalý’ydý...
Siz ben olun da bunun nasýl gerçekleþebildiðini merak etmeyin, olur mu hiç? Aradýðým bilgi Ýsrail’in Jerusalem Post gazetesinde karþýma çýktý: Meðer Mandela’nýn önünü açan, Güney Afrika’da avukatlýk bürosu bulunan bir Musevi’ymiþ... Orada da hukuk fakültesini bitirmek yetmiyormuþ, illâ stajýný bir avukatýn yanýnda yapman da gerekiyormuþ... Ýþte avukat Lazer Sidelsky daha önce hiçbir beyazýn kabul etmediði bir þeyi yapmýþ ve Mandela’nýn avukatlýða giden yolunu açmýþ...
‘Efsanevi lider’ diye anýlan Mandela cumhurbaþkaný seçildikten sonra bile Sidelsky’den hep bahis açar ve kendisini ‘Patronum’ diye övünçle anarmýþ...
Jerusalem Post, bu pek bilinmeyen iliþkinin 2011 yýlýnda Sidelsky’nin biri þimdilerde ‘hahamlýk’ yapan oðullarý tarafýndan açýk edildiðini yazýyor... Ýliþkiye ýþýk tutan hatýra malzemeleri arasýnda Mandela’nýn babalarýna yazdýðý, “Eski patronum Laz’a: Ülkeme hizmet için beni eðiten kiþiye takdir ve iyi dileklerimle. Sana ve (eþin) Goldie’ye her zaman minnettar kalacaðým” notu da bulunuyormuþ...
Bir baþka ilginç ayrýntýyla da New York Times’ta karþýlaþtým: Meðer Mandela yasadýþý Güney Afrika Komünist Partisi’nin üyesiymiþ... Mücadelesi sýrasýnda bu iliþkisini sürekli inkâr etmiþ Mandela... Ýngiliz tarihçi Stephen Ellis yeni açýlan arþiv belgelerinden hareketle SAKP üyelerini bulmuþ ve onlardan gerçeði öðrenmiþ: Mandela tutuklanýp 27 yýlýný demir parmaklýklar arkasýnda geçireceði cezaya çarptýrýlmadan birkaç yýl önce, 1960’larda, partiye katýlmýþ...
Törende ciddiyet yerine kýkýrdaþmalar yaþanmasýnýn bir sebebi de bu olabilir mi?