Bu yazý Naim Karaman Hoca için. Dar-ý bekaya irtihal eyledi Hoca. Allah Teala rahmeti ile muamele buyursun. Mekaný cennet olsun. Diðer dostlarla birlikte Cennette cem oluruz inþaallah.
“Mangalý yanan adam” sözü ona ait. Yüreði yanan adam, dava ateþi sönmemiþ adam, diri adam demek bu.
Hocanýn kendisi de öyleydi elhak.
Onunla 1992 yýlý Ekim ayýnda Altýnoluk dergisi için sohbet yapmýþýz. Neler neler konuþmuþuz; bulun okuyun derim size o mülakatý. Altýnoluk’un web sitesinde var.
Naim Karaman Hoca deðiþik bir Hoca idi. Hayatýn içinde bir Hoca. Ýmam Hatibi bitirmiþ, Hukuka gitmiþ, avukat olmuþ ama mihrabý ve kürsüyü seçmiþ bir insan.
Öðrenci iken okuldan kaçýp çingenelerle misket oynayan, ama o dönemdeki Ýmam Hatip Hocalarýnýn içine yerleþtirdiði yürek yangýnýyla kürsülerde yepyeni bir bilinç inþasýna soyunan bir insan. Ona gençlik meselesi sormuþuz o gün. Bakýn ne cevap vermiþ:
“Ben yýllardýr gençlik meselesini Ýslâm cemaatýnýn bir parçasýdýr diye düþünmüþümdür. Yani vaazlarýmýzda, bir paragraf açacak olursak ‘Çocuklarýmýz adam olmadýysa biz adam olmadýðýmýzdandýr’ diye söylerim. Tabiatýyla gençlik de bir zümredir, yöneliþleri vardýr, ihtiyaçlarý vardýr, birçok duygularý kendi çaðýna göredir. Onlarýn problemlerinin olmasý doðaldýr. Ve onlara, halka göre daha deðiþik bir þekilde yaklaþmamýz iktiza eder. Bu yapýlýyor da. Ama daha ziyade konu iletiþim vasýtalarýyla ilgili. Yani oturduðunuz yerden gençlere varamazsýnýz. Dergi kafi deðil, gazete ister, gazete kafi deðil, TV ister, TV kafi deðil, belki video kaset üreten birimlerimizin bulunmasý icap eder. Mahallelerdeki camilerin, gençlerin isteklerine cevap verecek ünitelere sahip olmasý gerekir.
“Aleyhissalatü vesselam efendimizin mescidindeki hadiseleri biliyorsunuz. Mesciddeki hadiseleri, oyunlarý, güreþleri, o kalkan ve kýlýçlarý... Efendimizin onlarý seyrediþini. Þimdi kendi camilerimizde toplamak istediðimiz insanlarýn, gençlerin, kadýnlarýn, çocuklarýn, ihtiyarlarýn ihtiyaçlarýna cevap verecek üniteleri düþünmemiz lazým. Türkiye’de ibadethanelerin yapýmýnda çok büyük masraflarýn yapýldýðýný, fakat fonksiyonel ünitelerin camilere kazandýrýlmadýðýný görüyoruz. Camiye iki minare yapýyoruz. Bir minare bugün yaklaþýk 80 milyon lira. Yanýna bir 80 milyon daha gömmek yerine camiye bir medrese, bir misafirhane, bir aþhane, hangisi lüzumluysa onu yapmak gibi gençlerin imdadýna koþmalýyýz. Bizim gençlik meselelerine biraz gözlerimiz týkalý. Çoðu zaman azarlayan bir tavrýmýz oluyor. Sanki düþmana yamanmýþ bir ordu gibi bakýlýyor. Halk içinde böyle olduðu gibi, eðitimcilerde de gerekli tolerans yok. Kanaatimce biz kendi hatamýz yüzünden kaybediyoruz. Türkiye’de gündemde olan her meselenin gündemde olmasý gerektiði gibi bu meselenin de bizim gündemimizde olmasý gerekir.”
Sonra “Hocalar”ýn gençlerle iliþkide nerede durduklarýný sormuþuz. O, Hoca perspektifini koymuþ önümüze. Ýþte þöyle:
“Genelde hocanýn camideki cemaatýn yaþlýsýyla genciyle pek bir alakasý yok. Bu eðitimciler olarak bizim açýðýmýzdýr. Hoca cemaati inþa etmeyi gündemine almamýþ henüz. Ýþ yerlerinin bulunduðu yerlerde cemaatýn yaþ ortalamasý çok düþük. Bunun için de sanayi siteleri gibi yerlerin pilot olarak seçilmesi, bu yerlere sosyal yönü kuvvetli hocalarýn gönderilmesi, bu hocalarýn iþyerlerinde cemaatýný ziyaret etmesi, camilere teþvik etmesi gerekir, diye düþünmüþümdür. Camilerdeki müezzinlere, hocalara, vaizlere, eðitim verilmesi gerekir kanaatindeyim. Hocalarýmýz her þeyi bilir. Aslýnda bilir de. Ama bu iþin bir aþk tarafý var ya, bir mangalýn yanmasý olayý var ya, iþte onu bulmak lazým. Mangalý yakmak kitapla olmaz. Nasihatlaþmayla, sohbet halkalarýyla, pek özel dediðimiz cemaatlarda kümelenmeyle olur. Bugün cemaat çok yerde hocalarý aþmýþtýr. Bugün cemaatý üçe beþe katlayan cemaat mevcuddur. Hoca bunu görüyor ama cemaata yetiþeyim diye bir kaygýsý yok. Hocanýn okuyup sürekli kendisini yetiþtirmesi gerekir. Bunun yanýnda cemaata çok güzel hizmet veren arkadaþlarýmýz da mevcuddur. Þimdi öyle þeylere þahid olmuþumdur ki, bir camiye mesela bir imam geliyor, cemaat Kýrým’daki cemaate dönüþüyor. Sonra bir bakýyorsunuz baþka bir imam gelmiþ, giden imam kadar da ilmi yok ama, adamýn mangalý yanýyor. Cemaatta bir canlanma, bir gençleþme yaþanýyor.”
Uzunca bir süredir rahatsýzdý. Ziyaretine gittik. Aðýr hastalýðýna raðmen, gelenlere ümit veren bir Naim hoca vardý karþýmýzda. Diriliðini hiç kaybetmemiþti. Dünyaya veda etti, ama onun dirilik çýðýrý sönmeyecek. Dostlarýna “Ýnna lillah ve inna ileyhi raciun” demek düþer. Hocamýza Allah’tan sonsuz rahmet, sevenlerine baþsaðlýðý diliyorum.