Mustafa Kemal’den sonra Ýsmet Ýnönü’nün de mezarýný ziyaret eden Ekmeleddin Ýhsanoðlu (nedense Ýhsan Doðramacý diyesim geliyor), bu hareketiyle hem Kemal Kýlýçdaroðlu’na hem de Recep Tayyip Erdoðan’a jest yaptý.
“Dinciden CHP’ye cumhurbaþkaný adayý olur mu?” diye homurdananlara ‘Görüyorsunuz, Allah demeyi bile yasaklayan ve babamý bu memleketten kaçýran sevgili diktatörünüzün aziz hatýrasý önünde saygýyla eðilmekten bile imtina etmiyorum. Demek ki cumhurbaþkanlýðýnda sizin için uygun olan her yola gelirim’ mesajýný vererek Kýlýçdaroðlu’nu rahatlattý Ýhsanoðlu.
Öte yandan; tercihini eski Türkiye’den yana kullandýðýný, Yeni Türkiye’nin yükseliþinde bir hizmet yarýþýna katýlamayacaðýný, dolayýsýyla Yeni Türkiye’nin cumhurbaþkaný seçimindeki adaylýðýnýn tamamen yersiz olduðunu net bir þekilde ortaya koyarak Erdoðan’a ‘Rakipsizsin’ demiþ oldu.
Kýlýçdaroðlu, Bahçeli, Ulusal Kanal, antika sandýðýndan çýkarýlan bazý unutulmuþ partiler, Paralel Devlet kalýntýlarý vs, vs, vs, kýsacasý Eski Türkiye Ýttifaký, güya en büyük kozunu oynuyor Ýhsanoðlu’nun ‘çatý aday’lýðýyla...
28 Þubat, Erdoðan’ý baþbakanlýða taþýdý... 27 Nisan, Erdoðan’ý milli irade kahramaný yaptý... 7 Þubat, 31 Mayýs, 17 Aralýk, 25 Aralýk, Erdoðan’ý siyasi ‘süper güç’e dönüþtürdü... Askeri cuntalar, yargý cuntalarý, gerici ayaklanmalarý, Haþhaþi suikastçýlar ve bunlarýn arkasýndaki küresel güçler výz gelip týrs gitti; meleklerle omuz omuza yürüyen Erdoðan, Rahmân’ýn inayetiyle bütün badireleri atlatarak, kendisine kurulan bütün tuzaklarý boþa çýkararak, devlet baþkanlýðýnýn eþiðine geldi... Erdoðan’ýn 10 Aðustos’ta cumhurbaþkaný seçilmesini ve fiilen devlet baþkaný olmasýný engellemek isteyenlerinin en büyük kozunun bu kadar iddiasýz olmasý akýl alýr þey deðil.
Yoksa numara mý yapýyorlar? Dostlar alýþveriþte görsün diye mi çýkardýlar o ‘çatý aday’ý? Aslýnda yenilgiyi baþtan mý kabul ettiler?
Mantýk, öyle olmasý gerektiðini söylüyor; ama bir de ‘Yenilen pehlivan güreþe doymaz’ hikâyesi var.
Ne demiþler? Söðüt dalýndan odun olmaz, her yiðitten pehlivan olmaz.
***
Ankara’nýn 12 yýldýr deðiþmeyen ve bu gidiþle daha uzun süre deðiþmeyeceðe benzeyen baþpehlivaný, hem de Koca Yusuf’u, sevgili reisimiz Recep Tayyip Erdoðan, Uzun Adam, Allah Allah deyip bir kere daha çýktý er meydanýna.
Cumhurbaþkaný adaylýðý konuþmasý, bu ülkenin diriliþ manifestosudur. Allah’a, O’nun elçisine, Ýslam’a ve Müslümanlara savaþ açan, millet çoðunluðuna köpek muamelesi yapan, memleketi küresel sistem aðalarýna peþkeþ çeken ‘Mankurt Düzeni’nin artýk sona erdiðine dair esaslý bir vurgudur.
Konuþmayý dinlerken, ‘Keþke babacýðým da buna tanýk olsaydý’ diye geçti içimden.
“Ülkemizi Geri Alýyoruz”un giriþinde, kitabý takdim ederken anlatmýþtým:
“Baþbakan Erdoðan televizyon ekranýnda ne zaman görünse, coþardý babam. ‘Aslaným benim!’ derdi. ‘Allah senden razý olsun. Allah seni baþýmýzdan eksik etmesin’ derdi. ‘Ýnönü’den ne çektik’, ‘Menderes’e kýydýlar’, ‘Erbakan’ý devirdiler’, ‘Kýzlarýmýzý dövdüler’, ‘Ah o din düþmanlarý!’ derdi. ‘5 Cent’e muhtaçtýk’, ‘Dünyada Türkiye’nin esamesi okunmazdý’, ‘Memleket pislik içindeydi’, ‘Hastanelerde rezil oluyorduk’ derdi. ‘Ama þimdi...’ derdi; ‘Ama þimdi... Allah’a çok þükür. Allah’a çok çok þükür.’
Böyle þükürle geçti âhir ömrü. Rahmân ve Rahîm Allah ganî ganî rahmet eylesin.
Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan ve AK Parti’nin Türkiye’yi nereden nereye getirdiðine dair yazýlarýmý topladýðým bu kitap, babamýn þükrü gibi bir þey.”
Þimdi bu satýrlarý yazarken de merhum babam Ziya Albayrak gibi þükür hisleriyle doluyum.
Elhamdu Lillahi Rabbi’l Alemin.