Türkiye kamuoyu, 25 gündür haklý olarak, 8 yaþýndaki bir kýzcaðýzýn 'kaybolmasý' ve sonra da, gerçekten de en alçakça usûllerle 'öldürüldüðünün anlaþýlmasý' ve cesedinin, çok 'ustaca' yöntemlerle gizlenmeye çalýþýlmasý etrafýndaki haberlerle dehþet içinde çalkalanýyor. Ki, gelinen son noktada, o kýzcaðýzýn, 'Kurân Kursu'ndan dönüþünde, 'görmemesi gereken' bir 'gizli ve haram iliþkiyi gördüðü için öldürüldüðü' hususu, yetkili resmî sorumlularýn üstü kapalý beyânlarýndan da anlaþýlmaktadýr. Ýçiþleri Bakaný Yerlikaya'nýn, 'Aileye niçin baþsaðlýðý dilemediniz?' þeklindeki bir soruya, 'Her þey ortadayken, baþsaðlýðý, kime?' þeklindeki sözleri bu konuda en çarpýcý beyanlardandýr.
Resmî makamlarýn o kadar ýsrarlý açýklamalarýna raðmen, dijital iletiþim imkânlarýnýn sýnýr tanýmaz þekilde ve toplumun idrakine 'cîfe' dolu bir kovayý boþaltýrcasýna yaptýklarý ve hele de ekranlarda, 'hukuk', ya da 'kriminoloji, sosyoloji ' ve 'adlî týp' uzmanlýðý adýna yýðýnla isimlerin yorumlarý, halký aydýnlanmasýna mý vesile olmuþtur; yoksa, 'Bu ne biçim hukuk sistemi?' þeklinde söylenmelere mi; düþünülmelidir.
Düþünülsün ki, bu alçakça cinayetin, ayný köyden, ve ayný geniþ ailenin içinden olan 23 sanýðý hakkýndaki jandarma tarafýndan yapýlan soruþturmalarda bile, herkesin kendisini ya da 'aile þerefi'ni kurtarmak adýna, çirkinlikler ve korkunç haram iliþkiler yumaðýna doðru yol aldýðýný gören bir avukat haným'ýn, 'Ben bir anne olarak bu dâvâda sanýklarýn savunmasýný yapamayacaðým..' diye kenara çekilmesi bile, diðer bazý meslektaþlarý tarafýndan sanýðýn savunmasýz ve haksýz bir davranýþ olarak þeklinde yorumlandý, ekranlarda!!..
Ayrýca, Nârin yavrucaðýzýn, Kur'an Kursu'ndan dönüþü saati olarak mobese kameralarýyla belirlenen 15.15 ile, çocuðun öldürülüp bir çuvala konularak dereboyuna götürülüþü arasýndaki zamanýn sadece 1,5 saat kadar olmasý ve o cinayetin, 1 saatlik zaman diliminde hemen katledilip, hemen yok edilmesi için, topraða deðil de, su içine yerleþtirilmesi son derece 'ustalýklý/ profesyonel' bir câniliði göstermektedir. Çünkü, o kiþi, su içine konulan çuvalýn dýþarý çýkmamasý için, çuval içine taþ koymakla yetinmemiþ; üstüne 15-20 kiloluk aðýr taþlar da yerleþtirmiþ.. Bu tarz 'ceset saklama'yý soðukkanlýlýk içinde yapan bir kiþi veya onun yardýmcýlarý ya da yönlendiricileri, su içine gizlenen bir cesedin kokusunu, -hassas koku alan özel eðitimle yetiþtirilmiþ köpeklerce bile- alýnamayacaðýný biliyordu. Demek ki, bu yönde 'tecrübe' edilmiþ bir cinayet gizleme yöntemi söz konusu.. Ve bu cinayeti, o cânî kiþinin, ilk anda da deðil, ülkeye ve devlete onca acýlarý yaþattýktan sonra, 19 gün sonra itiraf etmesi câniliðini gizlemeye veya mâzur görülmesine yetmez. O, samimî bir insan olsaydý, o teklifini tehdit de olsa, ilk anda reddeder ve cinayeti haber verirdi.
*
Nârin' yavrucaðýn, Kur'ân Kursu'na gitmesinden bile hemen, 'Ýslam' hakkýndaki iflâh olmaz düþmanlýklarýný ekranlardan sergileyenler hakkýnda söylenecek sözü ise, okuyucu kendi deðerleriyle ifade etsin..
Bu gibi ahlâksýzca, alçakça iþlenen cinayetlerin faillerine 'idâm' cezasý verilmesi ekranlarda söz konusu edilince, bazý hukuk prof.larýnca, 'idâm asla kabul edilemez; idâm, insanlýk dýþý bir cezâdýr..' gibi laflara tutunmalarý, -'kýsas'da sizin için hayat vardýr..' diyen bir inanca baðlý 'Müslüman bir halkýn inanç deðerlerine meydan okumak küstahlýðýndan baþka bir þey deðildi.. Kezâ, laik çevrelerin bu cinayetlerden bile, halkýmýzýn büyük ekseriyetinin baðlý olduðu inanç sistemini suçlamaya kalkýþmalarý ise, daha bir hainliktir. Çünkü, Ýslam, ahlâksýzlýk ve cinayetleri asla tervic ve teþvik etmez; laik sistemlerin ise, ne olduðunu ayrýca söylemeye gerek yoktur..
(Bu vesileyle þahsen, -kazaen deðil-, kastî öldürmelerde, 'idâm cezâsý'na taraftarý olduðumu ve 'Avrupa Birliði ne der?' gibi kaygýlarla düþünmenin de yersizliðini belirtmek isterim.)
Bir küçük köyün ahalisinin 3'te 2'sinin ayný aileden olmasý ve yetiþkin olanlarýn korkunç bir cinayeti ört-bas etmeye kalkýþmasý ve günlerce suskunluða gömülmeleri de bir ayrý facia ve tuhaf bir koruma/ korunma refleksinin yansýmasý olsa gerek..
Böyleyken, Nârin isimli o meleðin soyadýnýn da gündeme gelmesi dolayýsýyla, o soyadýný taþýyanlar, kamuoyuna bir beyannâme ile meramlarýný ifade etmeye çalýþmýþlar..' (...) Bizler Diyarbakýr'ýmýzda asýrlarca yaþamýný sürdüren kimi zamanda yöneticiliðini yapmýþ Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin deðiþik coðrafyasýnda binlerce Güran ailesi ve yeðenleri yaþamaktadýrlar, büyük ekseriyetiyle de vatanýna ve milletine baðlý fertlerdirler. Aile fertlerimizin kendi kýzlarýmýzý öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile, bir kiþi yüzünden koca bir ailenin karalanmasýný bir takým dýþ güçler ve onlarýn yerli uzantýlarýna baðlamaktayýz.' þeklindeki açýklamalarýný, susma yarýþýna girmiþ olan bir grubun tutumuna açýklýk getirmeyip; 'suçlarýn þahsîliði ilkesi' gereðince, herkese yönelik bir suçlama yokken, 25 gündür susmakta direnenler adýna, bu konuda hayret ifade edenler için, 'dýþ güçler ve yerli uzantýlarý' yorumu yapmalarýný, kamuoyunun idrakine havale etmek gerekiyor.
*
Bu arada, bu korkunç cinayet vesilesiyle HÜDA-PAR üzerine de 'cîfe' sýçratmak isteyenler olduðundan, dünkü Hürriyet'te, Ahmet Hakan'ýn, HÜDAPAR Genel Baþkaný Zekeriya Yapýcýoðlu'nu arayýp, -suçlanan ailenin HÜDAPAR'la bir ilgisinin olup olmadýðý konusunu- sormasý üzerine; Yapýcýoðlu'nun, "Bu köyde bizim tek bir üyemiz bile yok!" dediðini de ekleyelim.
*
Ve bir diðer konuya da kýsaca deðinelim:
'Þehide' Ayþenûr Eygi için rahmetler niyaz ederek..
Ailesiyle birlikte Amerika'da yaþayan ve TC. vatandaþlýðýndan ayrý olarak ABD vatandaþlýðýna da sahip olan üniversite öðrencisi 26 yaþýndaki Ayþenûr Eygi kardeþimiz, Amerika'daki Müslüman öðrencilerin faal elemanlarýndan birisi olarak Filistin'deki Siyonist çete örgütü Ýsrail güçlerine karþý, Batý Þeria'nýn Nablus þehrinde evvelki gün, silâhsýz protesto gösterisi yaparken, alnýndan tek kurþunla vurularak, Siyonist askerlerce katledilmiþ bulunuyor.
Daha önce de Myanmar'a gidip, Arakan Müslümanlarýna yapýlan zulümlere karþý protestolar düzenleyen, - ve Ýnþaallah- þehit olan Ayþenûr kardeþimiz için Allah'u Teâlâ'dan rahmetler niyaz ederken, onun taþýdýðý bir Ýngilizce pankarttaki yazýdaki güzel ölçüyü buraya aktaralým:
'Benim için, 'Vasat' demek, 'Ümmet' , yani, (birbirini doðru yolda destekleyen topluluk..) demektir. Allah'a teslimiyetle yolculuðumu tamamlamam gerekiyor.'