Affýnýza sýðýnarak bu hafta yüzleþme köþesini kendime ayýrdým. Arapça’da bir laf vardýr: ‘Sekkýn yabo dakýka’ derler. ‘Bir dakika kardeþim’ anlamýna geliyor. Benim Mardin ile olan derin baðlarýmdan þüphe edenler duyduðuma göre “Miroðlu Mardinden uzak biri” diyorlarmýþ. El insaf demek gerekiyor. Milletvekili adayý olsam da olmasam da, Mardin’in ilçelerinde ve merkezde dolaþsam binlerce insan ile kucaklaþýrým. Ýki gün önce Midyat’ýn Estel kesiminde esnafý ziyaret ettim. Çoðunun yüzü her þey dünmüþ gibi tanýdýk ve samimiydi. Bir kez daha gördüm ki insanlarýn yüzüne bakarak gözlerinin, anlamlý bakýþlarýnýn derinlik þerinde kaybolarak selamlaþmak, kucaklaþmak, insan hayatýnýn en kýymetli þeyi. Çoðu benim doðup büyüdüðüm köyün, akrabalarýmýn hala yaþamaya devam ettiði köylerin sakinleriydi. Dosttuk, akrabaydýk. Ziyaretten sonra parti binamýzda biraz soluklandýk. Midyat’ýn emektar gazetecisi Halis’in sorduðu sorularýn bir kýsmý, hiç þaþýrmadým ama þu Mardinli olmak mevzusu ile ilgiliydi. Halis sordu ben cevapladým:
***
- Miroðlu’nun Mardin ile baðlarý zayýf diyorlar, ne diyorsun?
- Benim köklerim burada. Þu gördüðün Mardin kalesinde ben büyük dedesini kaybetmiþ bir insaným. Mardin sokaklarýnda dedelerimden Ýsmail Bey’in kafasý kesilerek sokakta dolaþtýrýldý. Benim Mardin’e ait hafýzam çok þükür herkesten çok daha güçlüdür. Hatýralarým burada, çocukluðum Midyat’ta Süryanilerin, Kürtlerin Mýhallemilerin arasýnda geçti. Ben iþim gereði siyaseti
izliyorum. Siyaset yazýyorum, tarih yazýyorum, geçmiþle yüzleþme yazýlarý yazýyorum. Bunlarý bir insanýn yazabilmesi için Mardin’i hissetmesi lazým. Dolayýsýyla ‘Mardin’den uzak kaldýðým’ deðerlendirmesi objektif, hakkaniyete uygun bir deðerlendirme deðil. Mardinli, Mardin’de politika yapmýþ insanlar, her kimse bunlar, onlarla Mardin’i sabaha kadar konuþabilirim ama onlar acaba sabaha kadar benimle Mardin’i konuþabilirler mi, zannetmiyorum. Ben þu an Mardin’in romanýný yazabilirim. Seçim çalýþmamý da kayda alýyorum, ileride seçim çalýþmasý nasýl yapýlýr, belgeseli hazýrlayacaðým. Mardin’den kopmamak demek hem HDP’de politika yapmak hem de burada yapsat yapmak deðildir. Mardin’de þantiyelerim de yok ama benim Mardin’de hafýzam var. Tabiî ki bu hafýzaya ait mekanlar var.
***
- Peki bu hafýzaya sahip Miroðlu, Mardin için gelecekte neyi öngörüyor?
- 2004’te Mardin Belediye Baþkan adayý olduðum dönemde de söylediðim gibi, en büyük hayalim Mardin’in týpký Kudüs ve Venedik gibi uluslararasý kent mirasý statüsü kazanmasýdýr. Aradan 11 yýl geçti, öyle görüyorum ki hala o konuda somut bir adým atýlabilmiþ deðil. Mardin’in sahip olduðu kültürel miras, kültürel zenginlik, medeniyetlerin bileþiminden meydana gelmiþ bir kent olma özelliði kolay kolay bulunan bir özellik deðil. Dolayýsýyla bu deðerin kýymetini Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da, Amerika’da ve bütün yeryüzünde anlatabilirsek Mardin’de þu anda yaþadýðýmýz ekonomik sýkýntýlarýn büyük bir bölümünü geride býrakýrýz. Benim hayalim Mardin’de 24 saat boyunca hiç ýþýklarýn sönmemesidir.
- HDP ile eþit þartlarda seçime girmiyorum diyorsunuz...
- Girdiðimiz bu seçimlerde AK Parti’nin aleyhinde olan eþitsiz bir durum görüyorum. Bu sebeplerin baþýnda ben sadece daðlarda silahlý insanlarý olmasýný da görmüyorum. Ýnsanlar ‘tamam silahlý gruplar var, ama bu silahlar patlamýyor’ diyor. Bir þiddete ve silaha dayalý, daha doðrusu bu geleneðe, bu mirasa dayalý bir ulusal psikoloji hakim Doðu ve Güneydoðu’da, özellikle Kürt toplumu içerisinde. Çok kaba sýnýflandýrmak istemiyorum, ama bugün Doðu ve Güneydoðu’da yaþayan Kürt nüfusunun bir kýsmý HDP’yi destekliyorsa ‘makbul Kürt’ sayýlýyor, ama HDP’yi deðil, AK Parti’yi ya da baþka bir parti destekliyorsa ‘makbul Kürt’ sayýlmýyor. Buradan çýkmak lazým.
***
- Siz biliyorsunuz ki karþýnýzda sivil bir siyaset var, ama o sivil siyasetin arkasýnda silahlý bir grup var. Bugün Kürt siyasetinin hani Kandil mi buna karar verir, Abdullah Öcalan mý karar verir bilemem, ama önünde bir yol var. Hadi bu seçimi de böyle atlattýk, ama bir dahaki seçimi bu þekilde yaþayamaz Türkiye. Mutlaka Kürtlerin yola nasýl devam edeceklerine karar vermeleri lazým. Bir yandan HDP, bir yandan PKK, bir yandan Kandil, bir yandan Ýmralý, yani bu dört parçalýlýk seçimlere hiç de olumlu yansýmýyor. Yani bir kere propagandasý bile deðiþiyor HDP’nin. Midyat’ta Abdullah Öcalan posterleri ile dolaþýlýyor ama Ýstanbul ve baþka þehirlerde CHP’den oy alabilmek için bu posterlerin hiçbirisine yer verilmiyor. Bir yandan bölgede iþte milli ya da ulusal bir politika izleyeceksiniz ama batýda da bir sýnýf politikasý izleyeceksiniz. HDP’nin en önemli handikaplarýndan birisi bu.
***
-HDP barajý aþacak mý?
- Sanmýyorum. Yüzde 85-90’a evirilebilecek bir katýlýmla baraj 5 milyon civarý olacak. Selahattin Bey Cumhurbaþkanlýðý seçiminde 1 milyon oy aldý ama gerekçelerini biliyoruz. CHP ve MHP seçmeninin Ekmeleddin Bey’in adaylýðýný içlerine sindirmemiþ olmalarýndandý. Bir kýsým AK Partili seçmenin de ilk defa ‘Ýþte bir Kürt Cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde aday oluyor, buna biraz oy versek bir þey olmaz. Zaten Erdoðan farkla cumhurbaþkaný olacak’ gibi bir anlayýþla hareket etmiþ olmalarýdýr. Dolayýsýyla alýnan 1 milyon oy emanetti. Þimdi bunu çýkardýðýnýz zaman HDP’ye 2.5 milyon civarýnda bir oy lazým. Bu oyu HDP CHP’den almayý umut ediyor. Ama CHP’de bence özellikle ön seçimlerde Alevi politikacýlarý liste baþlarýna koyarak bir ‘van minüt’ dedi HDP’ye. Oradan HDP’nin beklediði oyu alabileceði kanýsýnda deðilim. Ýþte Alevi adaylarýn Ýstanbul’da, þurada burada gösterilmesi de HDP’ye çok fayda saðlamýyor”.
***
Ýþte ahvalimiz bu. Maalesef atalarý beþ yüzyýldýr yaþayan bir siyasetçi Mardin’le baðlarýnýn güçlü olduðunu “kanýtlamak” zorunda kalabiliyor. Kiþisel bir yazý oldu biliyorum, affola.