Marjinal tahakküm

Geçen gün “Yýlmaz Özdil’in köþe yazdýðý bir ülkeye barýþ gelir mi?” diye soran bir twit attým. Tahmin edeceðiniz gibi iþitmediðim küfür kalmadý. Yýlmaz Özdil’in kovulmasýný istiyor olduðum çýkarýmý da cabasý...

Ne yani Yýlmaz Özdil’in kaleminin kýrýlmasýný mý istiyorum? Hayýr! Yazsýn tabii, ama nefret suçu iþlemeden, insanlarý kime, hangi partiye oy verdiklerine göre tasnif etmeden, insana insan olduðu için deðer verebiliyorsa yazsýn. Aksi takdirde taþýdýðý nefret yükünü hepimizin üzerine býrakýyor, dilinden ve kaleminden dökülen nefret cümlelerine kayýtsýz kalmak imkansýz hale geliyor.

Ayrýca ayný yayýn gurubundan kimi meslektaþlarý “Yýlmaz Özdil asla öyle þeyler demez, çarpýtýyorsunuz” diyor. Oysa Özdil’in sözleri bir tv kanalýnda canlý yayýnda iþitildi. Öyle arbede görüntüsüne döþenmiþ “nereye kaçýyorsun Ýsrail dölü” ifadesi gibi, deðil.

Yani neresinden dinlerseniz dinleyin, ister bütün olarak, ister cümlelerine ayýrarak, Yýlmaz Özdil “onlar AK Parti’ye oy verdiler, müstahak” dedi Soma’daki maden faciasýnda hayatýný kaybeden 301 iþçi için.

Ve bir kez daha anladýk ki “Erdoðan nefreti” diye adýný koyduðumuz þey sadece bir yansýtma. Yani nefret edilen sadece Erdoðan deðil, onun temsil ettiði bir toplumsal kesime karþý yoðun bir nefret hissi var marjinal bir kesimde.

Nefret pompalarý 

Problem iþte tam burada, nefret yüklü bu marjinal kesimin sözlerinin ana akým medyada dolaþýmda olmasýnda. Yýlmaz Özdil örneklerden biri; daha önce de benzer nefret ifadeleri kullandý, Uludere’de tepesine bomba yaðdýrýlmak suretiyle can veren 34 genç için “Sayýn kaçakçý, babasý eþektir, anasý at...” diyebilmiþ biridir, Özdil. Ve tabii þu yarým uyaklý yoz ifade de kendisine aittir: “Tükürmesinler diye mezar taþýna, TOMA bekleyecek baþýnda.” 

Yazgülü Aldoðan’ýn 301 iþçi için sarfettiði “þimdi de bir þehit lafý icat ettiler ki isyan edilmesin, onlar ne þehit ne gazi, kar yoluna gitti Niyazi” sözlerini de yazýn bu nefret külliyatýnýn altýna. 

Mustafa Mutlu da aslý astarý olmayan bir iddiayla katýlmýþ kervana; “Resmi rakamlara göre 301 maden iþçisinin hayatýný kaybettiði, BANA GÖRE YÜZLERCESÝNÝN HÂLÂ ÝÇERÝDE OLDUÐU madene ait...”

Ne kadar naif bir ifade deðil mi? Ortaya attýðý iddianýn kan donduruculuðuyla mütenasip mi?

Hayýr, hiç deðil.

Ýnsan yüzlerce iþçinin hala o madende olduðuna inanýyorsa kendini zincirlemez mi o maden ocaðýna...

Ama deðil, temizinden bir “AK Parti’ye çakma yazýsý” yeter, üzerine duvar örülen yüzlerce Suriyeli için...

Evet, evet! Belki de içeride olduðunu düþündükleri iþçiler Suriyeli diyedir bu naiflik! 

“Türkiye’ye sýðýnmasalardý Esad öldürecekti zaten”!

Nefret diline prim verme!

Hatýrlayacaksýnýz, bu zihin yapýsýnýn en geliþmiþi 30 Mart seçimlerinden kýsa zaman önce “Erdoðan yüzde 40’ýn üzerinde oy alýrsa, parti içerisinden de kimse müdahale etmezse, demokrasi zemini dýþýnda mücadele etmekten baþka seçenek kalmýyor...” deyivermiþti. “AK Parti’nin yüzde 30’un üzerinde aldýðý her oyu Türk milletinin kalite endeksinden düþülmesi gerektiði” sözü de ondan sadýr olmuþtu.

Evet, evet, bence de abartmayalým!

Yýlmaz Özdil kadar basit ifade etmiyor.

Bir de Kemalist faþizm yerine sol faþizm içeriyor...

Benzer ifadeler her gün Cumhuriyet’in Aydýnlýk Sözcü’lerinde misliyle ediliyor da onlarýn alýcýsý belli. Ama ana akým medya tabir edilen mecralarda nefretin bu denli kol gezmesi hiç hayra alamet deðil.

Üstelik bu nefret dilinin üretici ve kullanýcýlarý “Bu kamplaþmayý iç savaþ paklar”a kadar yükselttiler eli...

Bu yüzden aklý eseletli olanlarýn nefret dolu ifadelerine aldýrýþ etmemek en doðrusu.

Bu yüzden kýþkýrtana yüz çevirmek gerek; “Sakallý cübbeliler Soma’ya çýkarma yapmýþ” gibi aþaðýlamalara bile aldýrýþ etmemek, “Allah’ýn musibetidir bu, AK Parti’ye uyarýsýdýr” çýkarýmlarý yapanlarý da Allah’a havale etmek...

Yoksa bu marjinal bir kesimin tahakkümüne ve nefretine esir olacaðýz.

Allah þerleri hayra tebdil edecek kudrettedir.

Aklýmýza mukayyet ol Allah’ým!

Barýþ ve huzurumuza art niyetle kas edenlere fýrsat verme!