Markalaşma tamam..

Cumartesi reytinglerinde çok ilginç birşey oldu. ATV’nin marka ismi Nihat Hatipoğlu hem iftar hem de sahur programlarıyla hem total hem de AB gruplarında günü zirvede kapattı. Bu televizyon tarihimizde görülen nadir başarılardan biri.

Örneklerini ancak iddialı milli maçlar ve Avrupa kupalarında ilk yarı, ikinci yarı diye gördüğümüz bir sonuç. Buradan yola çıkarak hem ATV Yönetimi’nin hem de Nihat Hatipoğlu Hoca’nın ne kadar isabetli karar verdikleri söyleyebiliriz. Yaz sezonu, insanlar dışarıda, reytingler daha oturmadı vesaire deyip,bu başarıyı küçümseyenler olacaktır mutlaka. Çok haksız değiller ama bir reyting ve daha önemlisi share’lerin daha düşük olduğu zamanlarda görmüştük. İkincisi iftarda 18, sahurda 28’in üzerinde share almak hem kolay değildir hem de sezonun ölü olmadığını gösterir...

Sandığınız gibi değil...

Çoğu insanın kafasında Amerika sistemin tıkır tıkır işlediği, sağlıktan güvenliğe her konuda belirli bir standartın olduğu ülkedir.

Bu aralar Discovery Investigation seyrediyorum ve kazın ayağının hiç de zannedildiği gibi olmadığını görüyorum.Mesela faili bulunamadığı için 10-15 yıl sonra yeniden açılan cinayet doyaları, zamanında yapılan basit hataların fark edilmesiyle çözülüyor.

Sokak Devriyesi isimli programda insan haklarının en çok geliştiği düşünülen bir ülkede insanların çok kolay kelepçelendiğini ve hiç de filmlerdeki gibi hak okuma vesaire yapılmadığını fark ediyorum. En ilginci tıpla ilgili programlar...

Bazen çok basit bir operasyonun ardından ölüm döşeğine gelen insanların konsültasyon yani farklı uzmanlık alanlarından doktorların da dosyaya dahil olmasıyla kurtulduğuna tanıklık ediyorum. Özetle Amerika filmlerdeki Amerika değil. Belgeselleri seyredince bunu daha net anlıyor insan...