Bu hafta vizyona giren Mary Shelley sinemasal kalitesinden çok Frankenstein’ý yazan kadýn yazar Mary Shelley’in gerçek hayatýnýn farklýlýðýyla öne çýkan bir film... Kesinlikle seyredilmesi ve tartýþýlmasý gereken bir yapým...
Frankenstein’ý bilmeyen yoktur. Ama bu bilinirlik romandan çok öykünün sinema ile yýðýnlara ulaþmasýyla ilgilidir. Hal böyle olunca romandaki Frankenstein ile beyazperdenin Frankenstein’ý arasýndaki fark önem kazanýyor. Ortalama bir izleyicinin Frankenstein denildiðinde hatýrlayacaðý þey onu ortaya çýkaran bilim adamýnýn çýlgýnlýðý, bir erkek olan yaratýðýn kendine eþ aramasý, bu yolculukta kontrolden çýkýp önüne geleni öldürmesi ve en sonunda da kendini oluþturan doktoru katletmesidir. Halbuki roman baþkadýr. Roman, yazarý Mary Shelley’nin daha 17 yaþýndayken içinde bulunduðu entelektüel çevreyi gözlemlemesi ve eleþtirmesiyle ilgilidir. Aðýr bir dramdýr. Ýyi bilimkurgularýn zaten fonksiyonu budur. Hani deriz ya iþin içindeyken bazen gerçekleri göremeyiz. Ýþte o kýsýr döngünün dýþýna çýkma þansýný oluþturur bilimkurgu türü. Ve Mary Shelley’nin de yaptýðý budur. Bu hafta vizyona giren Mary Shelley filmi bunlarý hakkýyla anlatýyor mu sorusuna olumlu bir cevap veremeyeceðim. Bunun en büyük sebebi de yönetmen Haifaa Al Mansour. Ne yazýk ki Mansour 1800’lerin baþýna, o dönemin entelektüel sýnýfýna ve kiþilerine çok ahlakçý bir bakýþ açýsýyla yaklaþmýþ. Tutup da bugünün aile yapýsýyla, ahlak deðerleriyle 1800’lerin baþýnda yaþamýþ Lord Byron’ý anlamaya çalýþýrsanýz iþte filmdeki gibi bir Lord Byron çýkar ortaya. Hepsi düþük ahlak sahibi, duygusal olarak gaddar ve pespaye tipler. Halbuki iþin gerçeði hiç de öyle deðil. Aristokrasinin çöküþünü saðlayan cumhuriyet, demokrasi, insan haklarý, emekçi haklarý, kadýn haklarý gibi mücadelelerin öncüllerini oluþturan bir entelektüel çevreyi oluþturur dönemin yazarlarý, filozoflarý, sanatçýlarý... Yönetmenin filmdeki yorumunu seyrettiðinizde bu mücadelenin en küçük kýrýntýsýný bile bulamýyorsunuz. Beni þaþýrtan ise yönetmen Haifaa Al Mansour’un Suudi Arabistan’dan çýkan ilk kadýn yönetmen olmasý. Toplumsal deðerlerle verilen kiþisel mücadelenin ne olduðunu bilen bir isim olmasý gerekir. Filmin bu çok önemli zayýflýðýný vurguladýktan sonra yapýmý niçin deðerli bulduðuma gelelim. Yazar Mary Shelley’nin hayatý, bir entelektüelin mücadele güncesi gibi. Film Frankestein’ýn yazýldýðý dönem ve onu tetikleyen Shelley’nin o dönemde yaþadýklarý üzerine odaklanmýþ. Mary Shelley 1797’de doðmuþ. Dikkatinizi çekerim 1800 bile deðil. Ve annesi bir kadýn haklarý savunucusu. Bunun hakkýnda kitap yazmýþ bir isim, keza babasý da filozof ve yazar. Bütün bu Avrupa’nýn aristokrasinin içinden çýkan bu küçük zümreyi önemsiyorum. Bir hümanist ve demokrat olarak önemsememem mümkün deðil. Ama günümüzde bütün bu mücadelenin ve kazanýlan haklarýn, ivmenin nasýl gelip de Trump’a dayandýðýný anlayamýyorum. Veya Fransa, Almanya ve tabii ki Ýngiltere gibi ülkelerin geldiði faþist noktanýn sebebini çözemiyorum. Daha 1816’da yalnýzlaþan insaný anlatan romanlar yazan kadýn yazarlara sahip bir medeniyet nasýl olur da insan haklarýný bu kadar çiðneyen ve gaddarlaþan bir duruma düþer. Hani biraz zorlasak 1800’lerin baþýndaki entelektüel insan yapýsýnýn bugünden çok daha iyi olduðunu söyleyecek bir durumdayýz. Ýþte bunlarý tartýþmak için Mary Shelley önemli bir film...
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Haifaa Al Mansour
Senarist: Emma Jensen, Haifaa Al-Mansour
Oynayanlar: Elle Fanning, Douglas Booth, Maisie Williams, Bel Powley
Yapým: 2017, Ýngiltere, ABD, 120 Dak.
VÝZYONDAKÝLER
Terminal
Hareketli Las Vegas ve Manhattan arka sokaklarýný hatýrlatan, anonim bir þehrin devasa tren garýnda, Hattýn Sonu adlý bir restoran. Annie, restoranýn meraklý ama bir o kadar da gizemli garsonudur. Ýki kiralýk katil, sýradaki görevleri için haber beklerken uðrak yeri olarak Annie’nin mekânýný seçmiþlerdir. Fakat bilmedikleri bir þey vardýr: Annie, zarif ve göz alýcý kýrmýzý mantosunu giyip ortadan kaybolduðunda, mutlaka çok gizemli bir þeyler dönüyor demektir.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Vaughn Stein
Senarist: Vaughn Stein
Oynayanlar: Margot Robbie, Simon Pegg,
Mike Myers, Dexter Fletcher
Yapým: 2018, Ýrlanda, Ýngiltere, ABD, 95 Dak.
Otel Transilvanya 3: Yaz Tatili
Bu yaz Drac, kendi otelinde herkese tatil hizmeti vermek yerine, ilk kez kendisi de tatile çýkacak. Drac ve takýmý için tatil, lüks yolcu gemisinde ve ay ýþýðýnda çok hoþ baþlar. Ancak bu rüya tatil, Mavis’in, babasýnýn ilgi duymaya baþladýðý, geminin kaptaný Ericka’nýn, karanlýk bir sýr sakladýðýný fark etmesiyle kâbusa döner.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý: Hotel Transylvania 3: Summer Vacation
Yönetmen: Genndy Tartakovsky
Senarist: Michael McCullers
Seslendirenler: Adam Sandler, Andy Samberg, Kathryn Hahn, Selena Gomez
Yapým: 2018, ABD, 97 Dak.
Korkuluk
Gizli bir kýyý gölünün bulunduðu bölgeye doðru doða yürüyüþüne çýkan bir grup gencin yörede uðursuz olarak bilinen bir mýsýr tarlasýndan geçmekten baþka çareleri yoktur. Çevrede dolaþan çeþitli söylentilere göre bu mýsýr tarlasýna bir kez giren bir daha çýkamaz.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý: Scarecrows
Yönetmen: Stu Stone
Senarist: Adam Rodness
Oynayanlar: Mike Taylor, Hanna Gordon,
Umed Amin, Maaor Ziv
Yapým: 2017, Kanada, 80 Dak.
Deniz Kýyýsýndaki Ev
Üç kardeþ hastalanan babalarýnýn son zamanlarýnda yanýnda olabilmek için yýllar sonra yeniden bir araya gelir. Paris’te kendisine farklý bir dünya kuran Angèle, bir daha dönmemek üzere ayrýldýðý eve yeniden gelmiþ olmanýn tedirginliði içerisindedir.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý: La Villa
Yönetmen: Robert Guédiguian
Senarist: Robert Guédiguian
Oynayanlar: Ariane Ascaride, Jean-Pierre Darroussin, Gérard Meylan
Yapým: 2017, Fransa, 107 Dak.
Cici Babam
Üç yetiþkin kardeþ babalarýnýn ölümü sonrasý annelerine sýký sýkýya baðlanýr. Babalarýnýn yerini doldurmak istemeyen kardeþlerin düzeni, cici babanýn ortaya çýkýþýyla sarsýlýr. Acaba cici baba ile inatçý kardeþler orta yol bulabilecek midir?
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Yönetmen: Meltem Bozoflu
Senarist: Eray Akyemener
Oynayanlar:Onur Atilla, Özgün Aydýn, Onur Buldu
Yapým: 2018, Türkiye, 104 Dak.
Dehþet Yolu
Film, yolda kalan bir grup gencin peþlerine düþen niþancýdan kurtulmak için verdikleri mücadeleyi anlatýyor. Altý üniversite öðrencisi bir arabayla dolaþmaktadýr. Ancak ýssýz bir yolda tekerleklerinden biri çýkýverir ve onlarý kuþ uçmaz kervan geçmez bir lokasyonda mahsur býrakýr. Lastiði tamir etmek için arabadan çýktýklarýnda ise bunun bir kaza olmadýðýný fark ederler.
FÝLMÝN KÜNYESÝ
Filmin orijinal adý: Downrange
Yönetmen: Ryûhei Kitamura
Senarist: Ryûhei Kitamura
Oynayanlar: Jason Tobias, Rod Hernandez, Graham Skipper
Yapým: 2017, Japonya, ABD, 90 Dak.