Çok hýzlý akan gündemi takip kaygýsý, masamda pek çok kitabýn birikmesine yol açtý. Geçtiðimiz hafta ne kadar yoðundu. Hakkâri ve Iðdýr’daki saldýrýlarda verdiðimiz þehitler beni bütün hafta boyunca hüzne boðdu. Ýçim daraldý, sebebini tam izah edemediðim bir iç sýkýntýsý çalýþma enerjimi adeta sýfýrladý. Hüznün sebebi öncelikle þehitlerimiz elbette ama ülkenin içinde bulunduðu halin ve yakýn ve uzak geleceðimize iliþkin kaygýlarýn da bu hüzne katkýsý yok deðil. Cumartesi günkü Ak Parti Kongresinden önce bu yazýyý teslim etme mecburiyetim, Kongreye dair deðerlendirmelerimi bir baþka zamana erteleme durumu hâsýl ediyor.
Ben yine de kendime gelmek için kitaplara sýðýnmam gerektiðini telkin ettim kendime. Aylan Kurdi’nin Bodrum’da sahile vuran minik bedeninin Avrupa’da göçmenlere bakýþý yumuþattýðýný duyunca gülümsedim. Avrupa Konseyi Göç ve Mülteciler Komisyonu’nda Türkiye’yi temsille görevli olduðum dönemlerden bildiðim bir þey var. Avrupalýlar, bu konuya hiçbir zaman göçmenler açýsýndan yaklaþmadý. Ýnsanî duygularla ele almadýlar konuyu. Hep kendi toplumlarýna rahatsýzlýk vermeden göç ve göçmen sorunuyla nasýl uðraþýlacaðýný gündemde tuttular. Bir yanda genç insan gücüne olan ihtiyaç vardý zihinlerinde ve ajandalarýnda, diðer yanda düzensiz göçün Avrupa toplumuna vereceði huzursuzluk ve uyum sorunlarý…“Türkiye’nin Göç Tarihi”, Murat Aydoðan ve Ayhan Kaya derlemesi olarak Ýstanbul Bilgi Üniversitesi Yayýnlarý’nýn çýkardýðý yenibir kitap. Ýç ve dýþ göçün her türlüsü on beþ bölüm halinde konunun uzmanlarýnca ele alýnmýþ. Son Bölüm, “Türkiye’ye Kitlesel Göçlerde Son ve Dev Dalga: Suriyeliler” adýyla Murat Erdoðan tarafýndan kaleme alýnmýþ.‘Emek mahsulü bu eseri incelemeden Suriye göçmenleri üzerine ahkâm kesmek doðru olmaz’ desem abartmýþ olur muyum?
Aylan Kurdi’nin sahile vuran bedeninin medyada yer almasý ile Avrupa’da göçmenlere bakýþýn yumuþadýðýný söylemiþtim yukarda. Acaba bununla Avrupa’daki görsel bilinç seviyesinin bir ilgisi var mý? Bu sorunun cevabýný Hasan Bülent Kahraman’ýn iki cilt halindeki kitabýný bitirince verebilirim. “Türkiye’de Modern Kültürün Oluþumu” üst baþlýðý ile Kapý Yayýnlarý’ndan çýkan serinin ilk kitabý “Türkiye’de Görsel Bilincin Oluþumu” adýný taþýyor. Aklýma düþen ilk husus görsel bilinçle refah seviyesi arasýndaki iliþkiyi tartmak oldu. Ýkinci kitap ise “Türkiye’de Yazýnsal Bilincin Oluþumu” adýyla raflara yerleþti. Ben önce ikinci cildi okumaya baþladým. Ýki ciltlik bu titiz çalýþmayý bitirince yukardaki sorularýn cevaplarýný bu sütuna taþýmak isterim.
Ali Biraderoðlu, Türkiye’de Üstad Necip Fazýl’ý en iyi anlayan ve yorumlayan felsefe hocasý bir muzdaribtir. O’nun “Kayseri Eðitim ve Kültür Vakfý” tarafýndan yayýnlanan “Tarih Üzerine–I” adlý kitabýndan daha önce söz etmiþtim. Þimdi bu serinin ikinci kitabý “Trajik Sevinç-Tarih Üzerine II” baþlýðý altýnda çýktý. Hem tarih þuuruna ve tarihin gerekliliði üzerine derinlemesine tahlilleri hem de içinde bulunduðumuz hale ve istikbale dair mülahazalarý bulabileceðiniz bir kitap bu. Bir Müslümanýn kendisiyle ve toplumuyla hesaplaþmasý da desem yeridir Biraderoðlu’nun eseri için. O’nun bir kitabýný okuyanýn diðer kitaplarýný da merak edeceðine dair en ufak bir kuþkum yok. Ancak bu sözüm, gerçeklerden kaçmak istemeyenler içindir. Rahatsýz olmaktan korkmuyorsanýz tam size göre bir kitap. Ýlgi duyarsanýz Vakfýn adresi var: kekvakfi.gen.tr
Bir baþka tarih ve felsefe hocasý Dücane Cündioðlu’nun da Kapý Yayýnlarý’ndan çýkmýþ bir kitabý var masamda. “Keþf-i Kadîm-Ýmam-ý Gazâlî’yeDâir”, bu büyük mütefekkir hakkýndaki yanlýþ kanaatleri ve kasýtlý yorumlarý ele alan bir eser. Þu satýrlar bu kitaptan: “Ýmam-ý Gazalî’nin felsefeyi, hür düþünceyi yýktýðýna/ boðduðuna iliþkin söylencelerin hiçbir bilimsel dayanaðý olmamasý bir yana, onun, müsebbibi olduðu söylenen geliþmelerin bir kýsmý doðru deðildir, bir kýsmý ise olumsuz deðildir”, s. 11. Ali Biraderoðlu da kitaplarýnda Ýmam-ý Gazâlî’nin felsefe ile hesaplaþmasýndan sýk sýk söz eder.
Bu aralar tarih ve felsefe tedkiklerine daha çok vakit ayýrýyorum. Ýbrahim Kalýn da bir tarih ve felsefe hocasý. Þimdi Cumhurbaþkanlýðý sözcüsü olarak görev yapýyor. Bana imzalayarak gönderdiði “Akýl ve Erdem-Türkiye’nin Toplumsal Muhayyilesi” adlý Küre Yayýnlarý’ndan çýkan kitabý hem geçmiþin iyi bir muhasebesi hem de bir medeniyet tasavvuru baðlamýnda ortaya çýkan bir çalýþma. “Birey ile cemaati, din ile bilimi, özgürlük ile ahlaký, millet ile devleti, akýl ile tarihi, kimlik ile aidiyeti karþý karþýya getiren modernleþme tecrübemiz ortaya yarým kiþilikler, karýþýk zihinler, daralmýþ vicdanlar ve neticede parçalanmýþ bir toplum ve tarih tasavvuru çýkarttý”, s.30, demekle kalmýyor, muhasebe yanýnda medeniyet tasavvurunu da önemsiyor.“Medeniyet diye tarif ettiðimiz inanç, fikir ve eylemler, dünya görüþü ile pratik hayatýn buluþma noktalarýnda ortaya çýkarlar ve bir toplumun medeniyet bilincini inþa ederler”, s. 144.
Buradaki her kitap için bir yazý yazmak isterdim. Fakat bu sütun haftada ancak bir kere açýk bana.
Üstelik masamdaki kitaplar bunlardan ibaret deðil. Ben roman okumadan duramam. Bir de hatýrat okumadan… Belki haftaya… Ha, unutmadan söyleyeyim. Þiir kitaplarý baþ ucumda duruyor…