Dünyanýn birçok coðrafyasýnda bölgesel soykýrýmlarýn, zulümlerin, katliamlarýn yaþandýðýný tarih kaynaklarýnda okuyor, görüyoruz. Tarih sayfalarýna kara leke olarak mýhlanmýþ; hunharca öldürmelerin ve katliamlarýn sebebi "Yunan mezalimi", "Ermeni mezalimi" ve "Sýrp katliamlarý" gibi acý örnekler var.
Dünyanýn koþturmacalarý, hayhuylarý arasýnda unutmamamýz, ihmal etmememiz, sürekli gündemde tutmamýz gereken bir konu daha var: Doðu Türkistan.
Mavi gözyaþý döken dindaþlarýmýzý ve soydaþlarýmýzý gündemimizden çýkarmamamýz gerekiyor.
Doðu Türkistan halký dünyada zulme uðrayan insanlarýn belki de en talihsizlerinden. Çin, geçmiþte olduðu gibi günümüzde de hala ezici bir güç odaðý.
Ýnsan Haklarý Ýzleme Örgütü tarafýndan 2013'te yayýmlanan rapora göre "Çin'in bölgede yaygýn bir ayrýmcýlýk, dini faaliyetlere yönelik baský ve artan bir kültürel ve etnik sindirme politikasý uyguladýðý" ifade edilmesine raðmen Çin'in BM'deki yeri, uluslararasý politikadaki ekonomik gücü bu bölgede yaþanan zulümlerin görmezlikten gelinmesinin sebebi oluyor.
Uluslararasý mecralarda Türkiye ve bir iki ülke dýþýnda konuyu gündeme getiren yok. Hal böyle olunca bu zulmün durdurulmasý noktasýnda sivil toplum kuruluþlarýna daha fazla iþ düþüyor.
Bu baðlamda ÝHH Ýnsani Yardým Vakfý tarafýndan baþlatýlan "Mavi Gözyaþý" yardým kampanyasý önem arz ediyor. Dünyanýn Ukrayna-Rusya savaþýna odaklandýðý bir zamanda bu konunun gündemde tutulmasý önemli.
Zira zulme uðrayan insan için unutulmak ve terk edilmek kadar acý bir þey olamaz!
Yalnýz kalmak belki de dünyanýn en talihsiz ve acý durumlarýndan. "Yalnýzlýk acýsý" diye bir deyim bile var kültürümüzde. Ýþte bütün acýlarýn ve zulümlerin yanýnda bir de böyle bir duyguyu yaþatmamalýyýz kardeþlerimize.
Doðu Türkistan, dünya tarihinin en planlý ve en kapsamlý asimilasyon politikasýna maruz kalmýþ bir coðrafya. Çin bu konuda çok mahir. Yok etmek, parçalamak, asimile etmek konusunda uzmanlaþmýþlar.
Kendileriyle görüþtüðüm; Çin zulmüne maruz kalmýþ Doðu Türkistanlýlarýn anlattýklarý, insan dimaðýný zorlayacak cinsten.
Dini ve manevi duygularý yok etmek için yapýlan zulümler ve katliamlar göz yaþartýcý!
Aileleri parçalamak ve aile baðlarýný yok etmek için genç kýzlar Çinli erkeklerle zorla evlendiriliyor, onlara tecavüz ediliyor. Çocuklar ailelerinden koparýlarak Çinlileþmeleri saðlanýyor.
Hiçbir haklarý tanýnmýyor, sorgusuz sualsiz hapse atýlýp çeþitli iþkencelerden geçiriliyorlar veya öldürülüyorlar.
Doðu Türkistanlý kardeþlerimiz herhangi bir saðlýk sorunundan dolayý hastaneye gittiklerinde kan gruplarýnýn kalitesine göre ve organlarýn saðlýklý olmasýna göre farklý muameleye tâbi tutuluyorlar. Çin tarafýndan ihtiyaç duyulan organlarýn saðlýklý olanlarý tespit edilip çeþitli testlere tabi tutularak gizli bir satýn alma sözleþmesiyle sözde önemli insanlara verilmek üzere alýnýyor.
Eðitim hakký diye bir þey yok!
Çinlilerin dayattýðý eðitim sistemine tâbi olmak zorundasýnýz. Ana dilinizde eðitim yasak. Çocuklar anaokulundan lise sona kadar Uygurcadan yani ana dillerinden tamamen koparýlýyorlar, Çince eðitim görmek zorundalar.
Memuriyet kapsamýnda kamuda çalýþmalarý yasak!
Sýradan bir belediyedeki evrak takibi için gidildiðinde bile ancak para verilerek iþlem yaptýrýlýyor. Doðu Türkistanlý kardeþlerimizin uðradýklarý hakaretler ve alaylar adiyattan.
Doðu Türkistanlý kardeþlerimizden dinlediðim zulümleri anlatmaya bu yazýya ayrýlan yer yetersiz kalýr. Dedik ya onlar dünyanýn en usta, en zalim insanlarýyla karþý karþýyalar.
Çin tarafýndan yapýlan zulümler Ramazan ayýnda çok daha fazla artýyor. Çünkü Ramazan ayý ve onun içerisindeki ibadetler asimilasyon etkisini kýrýyor. Asimile edilmek istenenleri daha fazla özüne döndürüyor. Bunu bilen Çinliler, Ramazan ayýnda zulümlerini doruk noktasýna çýkarýyorlar.
ÝHH tarafýndan Ramazan ayýnýn hemen öncesinde baþlatýlan yardým kampanyasý bu nedenle çok önemli.
Mavi Gözyaþý'ný silmek ve Doðu Türkistanlý kardeþlerimize yalnýz olmadýklarýný hissettirmek çok önemli.