Mavi Marmara’ya çamur atan Hamaney rejiminin karýn aðrýsý

Ýran Genelkurmay Baþkan Yardýmcýsý Mesud Cezayiri, Ýsrail’in Türkiye’den özür dilemesini “ABD, Ýsrail ve Türkiye tarafýndan bölgedeki Siyonist rejim karþýtý direniþe zarar vermeyi amaçlayan yeni bir oyun” olarak deðerlendirdi.

“Amerikan Ýslamý” oluþturmak için “Müslüman âleminde Ýran’ýn yerine koyacak bir ülke” arayan ABD, bu vazife için Türkiye’yi seçmiþ. Türkiye “Amerikan maþasý” imiþ.

Ýsrail’in Mavi Marmara’ya düzenlediði operasyonun Türkiye’ye bölgede farklý bir konum kazandýrdýðýný da hatýrlatýyor Mesud kardeþimiz.

Demek istiyor ki, Türkiye’ye Ýslam aleminde itibar kazandýran ne varsa -Mavi Marmara dahil- Amerikan tezgâhýdýr; Ýsrail’le didiþen AK Parti’nin, ÝHH Ýnsani Yardým Vakfý’nýn yegâne misyonu, Ýslam âleminde pek muteber olan Ýran’ýn itibarýný çalmak suretiyle ABD’nin hakimiyetine hizmet etmektir.

Bu saçmalýðý daha evvel Statüko Rehberi Ali Hamaney’in Suriye temsilcisi Mücteba Hüseynî’den de iþitmiþtik.

Havza Haber Ajansý’na verdiði mülakatta demiþti ki:

“Mýsýr, Tunus, Bahreyn ve Yemen hareketleri, Ýran Ýslam Ýnkýlâbý’nýn Ýslam dünyasýnda icat ettiði düþüncenin ve diriliþ hareketinin dalgalarýdýr. Düþman kaçýnýlmaz olarak bu hareket karþýsýnda konum belirlemeliydi... Hazýrlýklar baþladý; Türkiye Ýslamî uyanýþýn odak noktasý ve Ýslam Cumhuriyeti’nin dünyadaki halefi olarak tanýtýlmaya baþlandý. Türkiye’den Gazze’ye hareket eden insanî yardým konvoylarý da iþte bu planýn bir parçasý idi. Türkiye’de Netanyahu aleyhine takýnýlan Siyonizm karþýtý tavýrlar da bunun bir parçasýydý.”

Deveye “Neren eðri?” diye sorup, ondan o muhteþem cevabý almanýn tam zamaný: “Nerem doðru ki?”

1.Ýran devleti bu kardeþlerimizin zannettiði gibi Ýslâm âleminin yýldýzý filan deðildir. Olamamýþtýr maalesef. O muhteþem Ýslam Devrimi’ne ve dahî “Ýslam Cumhuriyeti” iddiasýna raðmen olamamýþtýr. 1982’de Hama Katliamý’na karþý çýksaydý, olabilirdi. 2011’de Der’a katliamýna karþý çýksaydý, devrim sürecinde tercihini Esed’den yana kullanmasaydý, yine olabilirdi. Ýsrail’le didiþmesi ve bilhassa Lübnan Hizbullahý vasýtasýyla Ýsrail’i bir güzel hýrpalamasý Ýslam âlemini elbette heyecanlandýrmýþtýr, 1992-95 savaþýnda Boþnaklara verdiði destek de dillere destandýr, ne var ki ümmetin kahir ekseriyeti bu güzelliklere raðmen Ýran devletine þüpheyle bakmaktan kendini hiçbir zaman alamamýþtýr ve Azerbaycan-Ermenistan savaþý, Afganistan’ýn iþgali, Irak’taki mezhep çatýþmalarý, Suriye Devrimi gibi meselelerdeki tavrýný gördükçe de Ýran devletine þüpheyle bakmakta ne kadar haklý olduðunu düþünmüþtür, düþünmektedir. Türkiye devleti de Afganistan ve Irak’ta büyük hatalar yaptý, iþgalci emperyalistlere destek verdi, ama AK Parti hükümeti yine de Ýslam âleminin yýldýzý olabildi. Niye acaba? Ýran’ýn eksilerine yoðunlaþanlar Türkiye sözkonusu olduðunda niye artýlarý öne çýkarmayý tercih ediyorlar? Ýranlý yetkilileri bunun üzerinde uzun uzun düþünmeye davet ediyorum. Bir de tüyo vereyim: “Devrim yaparak tam baðýmsýzlýðýný kazanan Ýran’ýn bütün hal ve hareketleri kendi tercihlerini yansýtýyor. Halbuki Türkiye henüz Batý kampýndan tam olarak kopamadýðý için zaman zaman ABD’ye tavizler vermek, istemediði iþler yapmak zorunda kalabiliyor.  Ýran siyaseti -bütün müsbet yönlerine raðmen- daha ziyade Ýslam âleminin ekseriyetiyle çatýþmayý esas alýrken, Türkiye siyaseti -bütün menfi yönlerine raðmen- daha ziyade Ýslam âleminin ekseriyetiyle beraber hareket etme iradesini yansýtmaktadýr” diye düþünülüyor olmasýn sakýn? (Hamiþ: Bu kafayla 10 tane Ýran olsa, 1 tane Türkiye kadar uluslararasý sistemi sarsma potansiyeline sahip olamaz. Uzun hikâye. Ýleride anlatýrým inþallah.)

2.”Türkiye’den Gazze’ye hareket eden insanî yardým konvoylarý”ný ve “Türkiye’de Netanyahu aleyhine takýnýlan Siyonizm karþýtý tavýrlar”ý “Mýsýr, Tunus, Bahreyn ve Yemen hareketleri”ne karþý komplo olarak görmek, nasýl bir kafanýn iþidir? Bu kafayla mý yönetiyorlar Ýran’ý ve Ýran’ýn nüfuz alanýný? Yahu, Mavi Marmara yola çýktýðýnda daha o hareketlerden eser yoktu ki!

3.Tunus yahut Mýsýr devrimini “Ýran Ýslam Ýnkýlâbý’nýn Ýslam dünyasýnda icat ettiði düþüncenin ve diriliþ hareketinin dalgalarý”yla izah etmek, Ýhvan-ý Müslimin’in yaktýðý meþaleyi yok saymaktýr. Ayýptýr. Ýran Ýslam Devrimi’nin ‘atasý’ sayýlan Fedayan-ý Ýslam örgütü 1940’lý yýllarda tamamen Ýhvan’ýn tesiriyle kurulmamýþ mýydý? Örgütün kurucu lideri Nevvab Safevi, o zamanlar genç bir molla olan Humeyni’yi Kum’da sýk sýk ziyaret edip O’na Ýhvan’ýn açtýðý çýðýrý büyük bir heyecanla anlatýp durmuyor muydu?

4.Hamaney’in adamlarý Ak Parti’yi, Mavi Marmara’yý, Ýhvan-ý Müslimin’i fena halde kýskandýklarýný itiraf etsinler artýk.

Nevvab Safevi deyince... Suriye’yi ziyaret eden Safevi, oradaki Þiilerin daha ziyade laik ve milliyetçi partilere itibar ettiklerini öðrenince þöyle demiþti: “Kim gerçek bir Caferi olmak istiyorsa Ýhvan-ý Müslimin’in saflarýnda yer alsýn.”

Nokta.