Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazýlarý

MAVÝ VATAN VE GÝRÝT

Yunanistan’ýn Ege ve Doðu Akdeniz’de oldu-bittiler yoluyla arazi kazanma oyunu sürüyor. Bu oyunu daha önce görmüþtük. Kýbrýs’ýn eþiti Girit’tir. 

Türkiye Mavi Vatan kavramýyla, denizlerdeki egemenliðine sahip çýkacaðýný dosta-düþmana duyurdu. Mavi Vatan yalnýzca bir askeri tatbikat deðil, egemenlik haklarýnýn kullanýldýðýný ve bu haklara sahip çýkýldýðýnýn mesajýdýr... Kara sýnýr güvenliðinin sýnýr ötesinden baþladýðýný, denizlerin de bu güvenliðin parçasý olduðunu biliyoruz. Deniz sýnýrlarýnýn uzandýðý yerler,  hava sýnýrlarýný da belirliyor. 

Vatana bakarken, kaðýda basýlý tek boyutlu haritalar yerine, altý ve üstüyle denizleri ve hava sahalarýný da düþünmemiz gerekiyor. Bu, ‘üç boyutlu bakýþ açýsý’ demek. Türkiye’ye kara, deniz ve hava derinliðiyle, üç boyutlu bakýnca, stratejik öncelikler daha çarpýcý biçimde ortaya çýkýyor. Üç boyutlu Türkiye kavramýnda, hayati önemde ekonomik boyut var: Hava güvenliði, hava taþýmacýlýðý, deniz ticareti, deniz doðal kaynaklarý ve denizaltý enerji kaynaklarý... Hepsi ekonomik deðer taþýyor. Rüzgarlý açýk denize rüzgar santrali kurup elektrik üreten ülkeler var. Akdeniz ve Ege’de gaz ve petrol var. Olmadý, deniz altýndan boru hattý geçirmek gerekiyor. Bu açýdan Kýbrýs, doðal bir enerji istasyonu… Doðu Akdeniz’in zaten kalabalýk olan stratejik trafiði, enerji unsuruyla daha da sýkýþtý. 

Daha karasularý için anlaþma-uzlaþma yokken, bir de kýyýdan yüzlerce mil açýlan  ‘Münhasýr Ekonomik Bölge’ oldu-bittileri ile alan geniþletme çabalarýný, herkes görüyor. Ekonomik Bölgenin, önce kapanýn elinde kalacak bir ayrýcalýk olmadýðýný anlamayanlar var. Sýnýrýn tartýþmalý olduðu yerde, daha sýnýrda anlaþma yokken, bir de 200 mil ekonomik alan eklemek, sonra da buralarda hak ilan etmek, benzer karþý hamleyi getirecektir. 

Yunanistan, bulduðu her kayalýk üzerinden, Rodos dahil 12 ada üzerinden Ege’yi kapatýp Akdeniz’de hak iddia ederken, bu adalarýn hukuki dosyalarýnýn açýk olduðunu vurgulamak gerekiyor. Üstelik Girit de açýlabilir bir dosyadýr.

Mavi Vatan 2019 yalnýzca bir askeri tatbikat deðil, egemenlik haklarýnýn kullanýldýðýný ve bu haklara sahip çýkýldýðýnýn mesajý oldu.

 

Türkiye zorlanýrsa, Türkiye de zorlar

Doðu Akdeniz’de Yunan - Rum - Ýsrail -Mýsýr grubu boþ bulduklarý alanlarda gaz çýkartma çabalarýna giriþtiler. Ýsrail ve Mýsýr þimdilik iç talebi karþýlama çabasýndalar. Rum-Yunan ikilisi de siyasi gruplaþma ile oldu-bitti peþindeler.

Son olarak Yunan-Rum-Ýsrail üçlüsü, ABD Dýþiþleri Bakaný Pompeo’nun da katýlýmýyla ‘Doðu Akdeniz enerji kaynaklarý bizden sorulur, ABD de yanýmýzda’ fotoðrafý verdiler. Fotoðrafýn önceliði, seçim arifesinde Netanyahu’ya destek. Sonra bu üçlünün, Akdeniz - Girit - Yunanistan üzerinden Ýtalya’ya uzanacak 7 milyar dolarlýk boru hattý projesini yeniden ýsýttýðý bildirildi. 

‘Ekonomik Projeleri hükümetler deðil, piyasalar belirler’ diye bir laf vardýr. Teknik olarak mümkün olduðu bile tartýþmalý bir boru hattý üzerinden siyasi gürültü yapmak, elbette serbest. Piyasanýn böyle bir yatýrýma açýk olmadýðý, Avrupa gaz talebinin durgunlaþtýðý biliniyor. Baþta ABD, sonra da Rusya, Avrupa piyasasýna gaz satma  yarýþýnda. ABD siyaseti zayýf Avrupa  piyasasýna yeni gaz girmesini zaten istemiyor. 

Lübnan, deniz sýnýrýndan Ýsrail’in uzak durmasýný istiyor ve orada gaz alanlarý konusunda egemenlik tartýþmasý var. Ýsrail’in bu aralar Lübnan’a saldýrmak için bahane aradýðýný da hatýrlatalým... Kýbrýs’ýn her tarafý egemenlik tartýþmasý altýnda. Kýbrýs’ýn doðusundaki Suriye, daha oyuna girmiþ deðil. Þam’a bakarken Moskova’yý da hesaba katmak gerekiyor. Ve bu tabloda Doðu Akdeniz’in öngörülebilir ve parlak bir istikrar alaný olmadýðý, açýk. Enerji istikrarsýzlýk sevmez, öngörülür olmayan arazileri hiç sevmez. Ýstikrarsýzlýk varken, gayet parlayýcý bir madde olan gazýn saðlýklý çýkmasý ve sürdürülür ihracý, mümkün deðil. 

Türkiye bütün bu geliþmeleri yakýndan izleyip, kendi hazýrlýklarýný sürdürüyor. Türkiye’ye raðmen bir þeylerin zorlanmasý mümkün deðil. Ýþbirliði isteyene de, kapý açýk.  Ancak dönemsel rüzgarlardan yararlanarak Türkiye’yi sýkýþtýrmayý planlayanlara hatýrlatmak gerekiyor: Türkiye’yi zorlarsanýz, Türkiye de zorlar. 

Rauf Denktaþ... Kod adý Toros… Hep Girit’i hatýrlatýrdý...

 

Kýbrýs’a bak, Girit’i hatýrla

Doðu Akdeniz’in dar deniz koridorlarýný dedelerinin malýymýþ gibi geniþleten Rum-Yunan ikilisi ile karþý karþýyayýz. Dede malý söz konusu ise arazi gerçekten bizim dedemizin malýydý. Yunanistan, bulduðu bütün kayalýklar üzerinden Ege’yi kapatmaya çalýþýyor. Araziyi savaþ sonucu kaybetmek, tarihte vardýr. Tarih sýnýr deðiþiklikleriyle doludur. Ancak tarihte, savaþla kaybedilenin ötesinde, el konan, boþluktan istifade gasp edilen araziler de vardýr. 

Ýspanya, savaþta yenilip 1713 Utrecht Anlaþmasýyla el deðiþtiren Cebelitarýk’ý bugün Ýngiltere’den istiyor. O dosyalar kapanmamýþken, Girit’i unutmak, olmaz. 

Kýbrýs ile Girit, ayný süreçlerin adalarýdýr. Süreç, Girit’in oldu-bitti sonucu el deðiþtirmesiyle baþlamýþtýr. Sonra ayný oyun, Rodos dahil 12 adada sürmüþtür. Kýbrýs’ta ise ayný oyuna izin verilmedi, verilmiyor.

Rahmetli Rauf Denktaþ bizlere ‘Girit’in nasýl kaybedildiðine bakýn, Girit’i inceleyin, Girit’i unutmayýn, çünkü Kýbrýs’ta da ayný numarayý yapýyorlar’ demiþti. Denktaþ, Girit tecrübesi ýþýðýnda Kýbrýs’a hassastý. Girit’i bizler unuttuk. Hatýrlamak ve unutmamak gerekiyor. Bakýnca, Girit’in elden çýkýþý, zayýf Yunan argümanlarýyla doludur. Girit, fiili bir Enosis uygulamasýdýr. Girit, daha büyük sorunlarýn arkasýna gizlenmiþ ve arada uyutulmuþ bir oldu-bittidir. 

Adadaki Rumlarýn Yunan ana karasýyla birleþme hevesi, ilk 1897’de Türk ordusunun müdahalesiyle bastýrýldý. Yunanistan, yenilgiyle ‘Büyük Devletleri’ yardýma çaðýrdý. Fransa, Avusturya, Ýngiltere ve Rusya müdahalesiyle Osmanlý durduruldu. Konu, her zamaki gibi ‘zavallý Hýristiyanlar, zalim Osmanlý tarafýndan eziliyor. Hýristiyan kardeþlerimizi korumalýyýz’ paranteziyle Avrupa’da dolaþtýrýldý. Adadaki Rumlar, Ýngiliz himayesi bile istediler. Ýngiltere’nin Kýbrýs-Girit alakasý paraleldir. Ancak o sýra Ýngiltere Babý Ali’yi destekliyordu, Girit’ten uzak durdu. Belki de Süveyþ-Mýsýr hakimiyeti açýsýndan, Kýbrýs’ý daha öncelikli gördüler. Ýstanbul’daki 1908 Darbesinin ardýndan Osmanlý vilayeti Bulgaristan’ýn baðýmsýzlýk ilan etmesi, Bosna-Hersek’in Avusturya tarafýndan ilhaký, Girit’teki Rumlarýn Yunanistan ile birleþme ilaný tesadüf deðildir. Darbe, çözülmeyi ve çöküþü hýzlandýrmýþtýr. 

Milli Savunma Bakanlýðý Girit’te su altýnda Türk bayraðý açan komandolarýn fotoðrafýný paylaþmýþtý.

 

Girit dosyasý

Girit’in gaspý 1908-1913 arasýndaki kýsa süreçten ibarettir. Girit, Doðu Akdeniz’de ve Osmanlý’nýn Balkanlardan uzaklaþtýrýlmasýnda kilit önemdeydi. Öyle ki, tam ‘Altý Büyük Güç’ Girit’i ortaklaþa yönetmeye baþlamýþtý. Ýngiltere, Ýtalya, Fransa ve Rusya dörtlüsü yanýnda, Almanya ve Avusturya... Sonralarý, Almanya ve Avusturya Babý Ali ile ilgili daha büyük projeleri olduðundan, Girit meselesinden çekildiler. 1906’ya kadar zaten Girit, Dört ülke tarafýndan korundu, adaya da kukla bir Yunan valisi atadýlar.

1908’de Bulgaristan ve Bosna Hersek kopunca, krizler Babý Ali’yi çaresiz býrakmýþtý.  Politik gündemde Girit de vardý, ancak ada uzaktý, sahipsiz kalmýþtý. 1909-1911 arasý Babý Ali Balkanlar ve Kuzey Afrika’da baþlayan yangýnlara yetiþmeye çalýþýrken, Giritli Rum çoðunluk, Yunanistan ile bütünleþme çabasýný sürdürdü. Balkan Savaþý yenilgisinin ardýndan Girit baðlantýlý iki kilit geliþme vardýr: 30 Mayýs 1913 Londra Anlaþmasý ve 10 Aðustos 1913 Bükreþ Anlaþmasý... Londra Anlaþmasýnda Osmanlý karþýsýnda Yunanistan, Bulgaristan, Sýrbistan, Karadað vardý. Anlaþmada, 4. maddede Osmanlý, Girit egemenliðini diðer imzacýlara býrakmýþtýr. Yani dört ülkeye. Sonra Aðustos 1913’te Romanya, Yunanistan, Karadað, Sýrbistan ve Bulgaristan, yaðmalanmýþ Osmanlý arazisini kendi aralarýnda pay etmiþlerdir. Burada 5. maddede Bulgaristan, Girit hakkýndan vazgeçtiðini bildirmiþtir. Kim lehine? Soru budur... Bulgaristan çýkýnca Girit’te yine dört egemen vardýr.

Ardýndan 11 Kasým 1913 tarihli Osmanlý-Yunanistan arasýnda Atina anlaþmasý, terk edilen yerleri teyit eder, mesela Batý Trakya’yý ayrýntýlý kapsar, ancak Girit’e deðinmez. Üstelik Atina, Bükreþ Anlaþmasýný teyit eder. Girit, ima yoluyla egemenlik gaspýna hedef olmuþtur. Daha büyük, daha önemli meselelerin ve arazilerin arkasýna gizlenip, kaçýrýlmýþtýr. Girit bir oldu-bitti hikayesidir. Belki olmuþtur, ama bitmemiþtir.