Çin diye bir ülke acaba yok mu? Kandýrýlýyor muyuz?
Var... Uzun zamandýr ben de Çin’in aslýnda var olmadýðý þüphesi içindeydim. Bütün Çinlilerin birbirine benzemesi “Yoksa bütün bunlar bilgisayar efekti mi?” sorusunu aklýma getirdi. Nitekim büyük partilerimiz de zaman zaman mitinglerini kalabalýk gösterme adýna bu tarz fotoþoplar yapýyor. Ama Çinlilerin de biz Türkler hakkýnda “Hepsi birbirine benziyor bunlarýn” þeklinde tespit yaptýklarýný öðrendikten sonra Çin diye bir ülkenin varlýðýna kesinlikle emin oldum. Çünkü bir bilgisayar programý asla bu seviyede saçmalayamaz. Binlerce yýllýk köklü tarihi olan Türkler hakkýnda “Hepsi birbirine benziyor” demek ýrkçýlýktýr, savaþ sebebidir. Çinlilere o Çin Seddi’ni neden inþa ettiklerini bir kez daha hatýrlamalarýný öneririm.
Geleceðin mesleði hangisi olacak?
Geleceðin mesleði bence mezarcýlýk. Bakýn dünyanýn nüfusu 7 milyara dayandý ve hýzla artmaya devam ediyor. Siz bana 7 milyar insanýn da doðrudan pazar olduðu ikinci bir sektör söyleyin. Bu 7 milyar insan elbet bir gün ölecek. Mühim olan doðru yatýrýmla o anda orada bulunmak. Her bir mezar iþinden, çok deðil sadece 10 lira alsanýz 70 milyar lira eder. Eski parayla 70 katrilyon. Bu parayla dünyadaki açlýðý daha da arttýrýp ABD’nin yeni ülkeler iþgal etmesini saðlayabilirsiniz.
21 Aralýk’ta kýyamet kopacak mý?
Benim büyük büyük dedem bir Maya idi. 1200’lü yýllarda Güney Amerika’dan Ümraniye’ye göçmüþler. Büyük amcam, Mayalar içinde sevilen ve saygý duyulan biriymiþ. Tam bir Maya beyefendisiymiþ. O yýl Maya hükümeti bir takvim hazýrlanmasý için ihale açmýþ. Ýhale þartlarýnda ‘1.76 boyunda, 83 kilo, kulaðýnýn arkasýnda büyük bir ben olan biri’ yazýyormuþ. Ýhale þartlarýna haiz bir tek büyük amcam olduðu için iþi kapmýþ. Kendisinden 20 bin yýllýk bir takvim hazýrlamasý istenmiþ.
O dönemlerde Maya takvimi her sene heyecanla beklenen, birbirinden güzel Maya kýzlarýnýn poz verdiði büyük bir takvim. Büyük amcam baþlamýþ takvimi hazýrlamaya. Epey yazmýþ fakat 21 Aralýk 2012’ye geldiðinde “Amaan kim görecek o yýllarý, ben burada býrakayým” demiþ. Bir baþka rivayete göre büyük amcam ödemelerini alamadýðý için iþi eksik teslim etmiþ. “Paramý öderlerse takvimi 5000 yýlýna kadar hazýrlarým, yoksa býrakýrým, çocuðumun rýzký bu” dediði söyleniyor. 21 Aralýk 2012 tarihinin olayý bu. Baþka bir sebep aramaktan, Þirince’yi vilayet yapmaya götürecek hareketlerden kaçýnmak lazým.
Masallar neden sýkýcý ve saçma?
Eðer sýkýcý olmasaydý çocuklar uyumak yerine gözlerini faltaþý gibi açýp masalýn sonunu heyecanla beklerdi. Ve bu, masal anlatmanýn asýl amacý olan ‘çocuðu uyutma’ya ihanet olurdu. Saçma olmasýna gelirsek... Aslýnda masallar çok mantýklý baþlar. Kýrmýzý baþlýklý kýzýn ormana gitmesi, Hansel ile Gratel’in pasta, çikolata peþine düþmesi... Ama yarýsýndan sonra saçmalamaya baþlýyor. Kýrmýzý baþlýklý kýz güya kurdu büyük annesi zannediyor. Bu büyükanneye apaçýk bir hakaret deðil midir?
Kadýn güya öyle çirkinmiþ ki kýrmýzý baþlýklý kýzýmýz kurtla onu ayýrt edememiþ! “Büyük anne senin kulaklarýn neden bu kadar büyük?” diye soruyor ve büyük annesinin “Seni daha iyi duyabilmek için” cevabýndan gayet tatmin olmuþ gözüküyor. Böyle bir þey mümkün mü? Biz insanlar birilerini daha iyi duyabilmek için kulaklarýmýzý büyütebilen canlýlar deðiliz.
Ama masal yazarýnýn umurunda deðil bu. Çocuðun masalýn yarýsýnda nasýl olsa uyuyacaðýný bildiði için saçmaladýkça saçmalýyor. Mantýk hak getire. Çocuk uyudu zaten. Masalýn yarýsýndan sonra bir karýncanýn dünyayý ele geçirmek için Hazar Denizi’nde nükleer denemeler yaptýðýný anlatsan ne yazar? Çocuk uyudu diyorum.
Maalesef masal yazarlarýnýn bu gerçeði suistimal etmesi yüzünden bu tarz mantýksýz masallar dinlemek durumunda kalýyoruz. Yazarlarýn insan aklýna ve zekasýna hakaret etmeden içerik üretebildikleri gün çaðdaþ ve müreffeh bir dünya olacaðýz.