Mazlum kim olursa olsun


Yazının içindeki karikatür bizim İsmail Özel’e ait değil; İngilizlerin itibarlı gazetesi The Times’ta (Sunday Times tabii) çıktı. İki gündür dünyanın dört bir tarafındaki hassas örgütler hem çizene hem de yayımlayan gazeteye ateş püskürüyor...


Kızanlara ben de gerçekten hak veriyorum. Hitler’in altı milyon Yahudi’yi gaz odalarında yok etmesini hatırlatmak için konulmuş bir günde, Rupert Murdoch’un gazetesi, Netanyahu üzerinden “Siz de Filistinliler’e aynısını yapıyorsunuz” mesajını vermiş düpedüz...


Murdoch, İsrail’in son Gazze saldırısı sırasında da, “Patronları Yahudi olan medya organları her krizde neden İsrail-karşıtı tavır alıyor?” diye sormuştu...


Şimdi de Filistin-yanlısı karikatür çıktı Murdoch’un gazetesinde; hem de ‘Holokost’u hatırlama günü’nde...


Fransa’nın ‘Market-Watch’ adlı araştırma kurumunun Fransızlar’ın İsrail ve Yahudiler konusundaki kanaatleriyle ilgili anketinin sonuçları da, Dünya Siyonist Örgütü (World Zionist Organization) tarafından ‘Holokost’u hatırlama günü’nün hemen öncesinde yayımlandı.


Buna göre, ankete cevap veren Fransızlar’ın yüzde 39’u “Yahudiler iş hayatında çok fazla güce sahipler” cümlesine “Evet öyle” cevabını vermiş. Yüzde 47’si, “Yahudiler kendi ülkelerinden çok İsrail’e sadıklar” görüşünü dillendirmiş. Buna karşılık, Yahudiler hakkında olumsuz görüş bildiren yalnızca yüzde dört olmuş; yüzde 43’ün görüşü ‘olumlu’ imiş...


‘Ayrımcılık’ konusuna dikkatim, hangi yabancı gazeteyi açsam karşıma çıkan bir fotoğraf yüzünden... Cezayir’de bir doğalgaz tesisini basan silâhlı grup çok sayıda yabancıyı rehin aldı; devlet güçleri saldırdığında değişik Batı ülkeleri vatandaşı olan rehinelerin 39’u hayatını kaybetti. Fotoğraf o eylemi gerçekleştirdiği açıklanan ‘Kan Tanıklığı’ (veya ‘Maskeliler’) adlı örgütün lideri olduğu söylenen el-Kaide bağlantılı Muhtar bin Muhtar adlı kişinin...


Sol gözünü bir eylemde kaybetmiş, öteki gözü kanlı Muhtar Mali’ye Fransız askerlerinin gelmesine davet çıkaran isyanı başlatan kişiymiş...


İşe bakın siz... Mali’ye Fransızları saldırtıyor, ardından Amerikalılar ve İngilizler de Afrika’ya silâhla ayak basıyor; sonra Cezayir’de birçok ülkeden insanın hayatını kaybetmesine yol açarak dünyanın dikkatini Batı basınının derhal ‘İslâm terörü’ diye adlandırdığı eylemlere çekiyor...


Adamın örgütünün adı ‘Kanlı Tanıklık’, eylemcileri kim oldukları bilinmeyen maskeli tipler; ama o, heybetli fotoğrafıyla, ‘İslâmî terör’ denilen olgunun kanlı-canlı örneği olarak gazetelerde her gün arz-ı endam ediyor...


Esas bizim bu duruma isyan etmemiz gerekmez mi?


Bizde de kablolu yayınlarda izlenebilen çok sayıda dizinin (Miami Vice, Law and Order, vs.) hem yapımcısı hem de senaryo yazarı Dick Wolf 66 yaşında ilk romanını çıkardı: (‘The Intercept’). Siyasi gerilim romanı... Çıktığı gün aldım, bir çırpıda okudum...


Tahmin edebileceğiniz gibi, konusu ‘İslâmî terör’ üzerine... El-Kaide hâlâ ayakta ve faal; hem de kendilerinden hiç kuşkulanılmayacak kişileri kullanacak kadar eli-ayağı uzamış... ABD’de Obama ve eski başkanların katılacağı bir töreni bombalayacaklar. Ne hakkında tören? Evet, bildiniz: 11 Eylül’de (2001) yıkılan ikiz binaların yerine dikilen Dünya Ticaret Merkezi’nin açılış töreni...


Teröristlerin kimliğine bakalım: Bir Yemenli... Bir Suudlu... Bunlar ‘olağan şüpheliler’ olduğu için önemsiz. Ancak bir de sonradan Müslüman olmuş Amerikalı kadın var... Daha da ilginci, son darbeyi bir İsveçli el-Kaide mensubunun indirecek olması; İsveç vatandaşı, ama Boşnak...


Yani? Yanisi şu: ‘İslâm teröristi’ hemen herkes olabilir...


‘Homeland’ adlı Obama’nın bile “Hiç kaçırmam” dediği dizide, el-Kaide’nin elinde mahpus kalmış bir Amerikalı asker, ülkesinde ‘kahraman’ olarak karşılanıyor, önce milletvekili oluyor ve başkan yardımcılığına adaylığını koyuyordu. Gözü dönmüş bir ‘el-Kaide ajanı’ olduğu halde...


Ne diyeyim, bilemiyorum: Aleyhlerine karikatür için ayaklanan Yahudi örgütleri bizim için de bir şeyler yaparlar mı?