Mecburi bir Acun yazısı...

1980’lerde video dükkanları vardı. Gider kaset kiralar, tak kaset, çıkar kaset, tak yeni kaset  arka arkaya seyrederdik.

Sonra televizyonlar zaman içerisinde bu hale geldi.

Başlat, özet ver, yeni bölüm ardına bir başka dizinin tekrar bölümü.

Bu köşede televizyonculuğun bu olmaması gerektiğini yazıyorum yıllardır.

Buna karşın piyasa aktörleri de diyor ki “Stüdyo programları asla diziler kadar reyting  yapmıyor”

Çok uzun zamandır süren bir inanış bu ama artık eğri oturup doğru konuşma zamanı geldi.

***

Acun Ilıcalı’nın kanalı TV8 üzerine ölü toprağı serpilmiş bir kanaldı.

Kumandaların ilk 10 sırasında yer almıyordu ya da platformların kanal numarası ezbere bilinen kanallarından biri değildi.

Sonra Acun Ilıcalı satın aldı kanalı. Kendi yaptığı programlar dışında çok fazla reyting alan program çıkmadı belki ama başka bir şey oldu. 

Acun Ilıcalı, yayın gün sayısını, yayın süresini uzatsa da seyirciden karşılık aldı.

Şu başlayan 4 büyükler turnuvasına bir bakın...

Sadece bir zeka  ve çevreyi iyi kullanma başarısı 3. program olarak girdi reyting listesine. İlk 10’a da  2 program soktu.

O kadar para harcanan dizilerin karşısında televizyon zekası galip geldi işte.

Demek ki düşünüce,üretince, çevre iyi kullanılınca dizi dışında işler de başarı sağlıyor.

***

Magazin programlarından da biraz söz etmekte fayda var.

Halen 10-15 yıl öncesinin tanıtım mantığı,  separatör, haber dilini kullanıyorlar.

Oysa magazin televizyonculuğunu en iyi yapan kanal E!

Entertainment en çok seyredilen programlarını bile eskitmeyecek kadar sıklıkta yeniler kendisini.

Spor programı çok kalmadı ama futbolu çok etkin olmayan Arap kanallarında bile yapılan jenerik, vtr mantığını dönüp izlemek gerekiyor biraz.

Dizi kolaycılığa ve ezbere televizyonculuktan sıyrılamadığımız sürece bu böyle gidecek. Tüm kanal sahiplerine bir sorum var:

Cannes’teki fuara tüm kanallardan onlarca adam gidiyor peki en iyi formatları neden Acun Ilıcalı satın alıyor?

Nedense kimsenin aklına bu soruyu sormak gelmiyor.

***

Özetlemek gerekirse Acun Ilıcalı, madenci mantığıyla televizyonculuk yapıyor.

Deniyor, yanılıyor, başka yollar deniyor, tutturuyor ya da başka şey deniyor.

Önemli olan, “tutmuş iki de dizi alıp yoluma devam edeyim” dememesi Acun Ilıcalı’nın.

Tembel işi televizyonculuk bakalım ne zaman terk edecek kanallarımızı?