PKK terör örgütü iðrenç yüzünü bir kez daha gösterdi. Çocuk çoluk demeden Çýnar’da masum insanlarý katletti. Olmasý gerektiði gibi bütün devlet ve halk buna tepki gösterdi. Terör örgütüyle mücadele konusunda bazý minik istisnalar dýþýnda herkes mutabakat içinde.
Bazý sözde aydýn ve akademisyenler Voltaire’in, “Fikrine katýlmýyorum ama fikrini savunmaný ölümüne destekliyorum” sözünü yanlýþ anlamýþlar. Bir terör örgütünü anlamaya çalýþmak da ne demek. Adam silahla önüne geleni öldürüyor, bebekleri katlediyor, sen ona tek laf etmiyorsun ama terörle mücadele eden devleti suçluyorsun.
Ben þunu anlarým. Bir aydýn çýksa ve “PKK terör örgütünü lanetliyorum ama baðýmsýz Kürdistan kurulmasýný istiyorum” dese, bu fikir özgürlüðüdür.
Bizdeki 1128 akademisyen ve ona destek veren diðerleri olaný biteni iyi anlýyor. Ama niyetleri kötü olduðu için bu ülkeye ihanet ediyorlar. Hepsi bölünme derdinde. PKK birini katlettiðinde buna hiç üzülüp tepki koymuyorlar. Dün birçok akademisyen gözaltýna alýndý. Bazý üniversiteler gereðini yaptý ve o akademisyenlerin üniversiteyle iliþiðini kesti. Peki terör örgütüne bu kadar açýk destek veren aydýnlara karþý ne yapmak gerekir?
Benim son üç yýldýr anlatmaya çalýþtýðým þey tam da bu. Amerika’yý yeniden keþfetmeye gerek yok. Týpký Batý’daki gibi medeni ölüm mekanizmalarý kurmak gerekir. Yani savcýlar iþe el atmadan üniversiteler hemen o akademisyenlerin iþ akdini feshetmeli. O kiþiler bir daha iþ bulamamalý ve kariyerleri bitmeli. Medyaya çýkamamalý ve toplum da onlarý otomatik olarak dýþlar.
ABD’de bunun son örneði Sean Penn’dir. Meksikalý “el chapo” lakaplý uyuþturucu kaçakçýsýný neredeyse aklayan bir söyleþi yaptý. Amerikan anaakým medyasý Penn’i topa tuttu. Joel Simon cjr.org’da Penn’e sert eleþtirilerle yüklendi. Uyuþturucu satýcýsýný temiz kalpli ve topluma rol model biri gibi göstermekle itham etti. Sean Penn bu tür davranýþlarý yüzünden son 5 yýldýr doðru dürüst film yapamadý ve Hollywood’dan eli ayaðý yavaþ yavaþ kesiliyor. Týpký 2006’da Mel Gibson’ýn baþýna gelenler gibi. Penn son filmi Gunman’i gösterecek salon bile bulamadý ve son anda Javier Bardem oynamayý kabul etmese hep hüsrana uðrayacaktý.
Durum ABD’de böyleyken ABD’nin Türkiye Büyükelçisi John Bass tuhaf açýklamalar yapýyor. Burayý sömürge ülkesi sanýyor ve aklýnca emirler veriyor. Rahatsýz edici fikirler serbestçe ifade edilmeli buyurmuþ. Madem öyle git Washington’da “ÝÞÝD’e karþý operasyonlar dursun. ÝÞÝD’i anlayalým” desene. Bakalým iyi saatte olsunlar mekanizmasý nasýl davranacak görelim. John Bass Türkiye senin sömürgen deðil. Aklýný baþýna al. Geçti o kafana göre emir verme dönemi. Türk devletinin kararlarýna saygý duyacaksýn. Senin ülkende terör örgütlerine sempati duyanlara nasýl davranýyorsunuz acaba?
Ben benim gibi düþünmeyen herkesin fikrini özgürce ifade etmesi için sonuna kadar mücadele ederim. Ama bu terör örgütleri için geçerli deðil. Þiddete baþvurmadan ve övmeden her türlü fikir öne sürülür. Terör örgütlerini övenler ise aynen batýdaki gibi medeni ölüme mahkum edilmelidir.