Türkiye son 16 yýldýr uyanan dev misali dünyada varlýðýný hissettirmeye baþlamýþ ve umutsuz kitlelerin umudu haline gelmiþtir.
Özellikle Ýslam Dünyasý emperyalizme ve zulme kaþý duyarlýlýðý karþýsýnda gözlerini yeniden Türkiye’ye dikmiþtir.
28 Þubat süreci gibi Ýslam’la ilgili her þeyin yasak kapsamýna alýndýðý bir ülkeden özgürlüklerin zirve yaptýðý bir ülkeye dönüþmesi ve Ýslam dünyasýnýn ilgi ve sevgisine mazhar olmasý AK Parti iktidarlarý sayesinde gerçekleþmiþtir.
Dünya Erdoðan liderliðindeki Türkiye’ye ilgi duymaya baþlamýþtýr.
Dolayýsýyla Baþkan Erdoðan da bugün dünyanýn en dikkat çeken ve Ýslam coðrafyasýnýn en çok sevilen lideri konumundadýr.
Durum böyle olunca Erdoðan politikalarýndan rahatsýz olanlarýn aleyhteki propagandalarý da haliyle önem kazanmaktadýr.
***
Ýçerdeki muhalefet ne kadar saldýrsa da bugün hükümeti destekleyen medya kuruluþlarý bu saldýrýlarý bertaraf etme gücüne sahip olduðu için baþarýlý olduklarý söylenemez.
Ancak uluslararasý alanda Türkiye aleyhine geliþtirilen propagandalara karþý maalesef Türkiye düne kadar korumasýzdý.
Türkiye devlet olarak kendisini dünya kamuoyuna anlatacak güçlü yayýn oranlarýndan mahrumdu.
Önce Euronews’e ortak olundu ama beklenen netice alýnamadý ortaklýktan çýkýldý.
Sonra doðru olan yapýldý ve yabancý dilde yayýn yapacak tv kanallarý kuruldu.
***
Ýngilizce yayýn yapan TRT World, Arapça yayýn yapan TRT Arabi, Kürtçe yayýn yapan TRT Kürdi Türkiye’yi yakýn ve uzak coðrafyaya birinci aðýzdan anlatmaya baþladý.
Bu arada Anadolu Ajansý’nýn dünyaya etkin biçimde açýlmasý ve 13 dilde yayýn yapmasý fevkalade önemli adýmlardý. Bu alanda Kemal Öztürk ve ekibinin katkýlarýný takdirle anmak gerekir.
Bu baðlamda2019 yýlýnýn en sevindirici geliþmelerinden biri TRT yönetiminin yabancý dilde yayýn yapan tv kanallarýna verdiði önemi gösteren görevlendirmeydi.
***
Yabancý dilde yayýn yapan tv kanallarýnýn baþýna, dünyayý tanýyan, geliþmeleri takip edip soðukkanlýlýkla deðerlendirebilen ve dýþ dünyadaki eksikliðimizi görebilen genç ve dinamik bir gazeteci olan Serdar Karagöz’ün getirilmesiydi.
Karagöz Ýngilizce yayýn yapan bir gazetenin genel yayýn yönetmenliðini yapýyor ve tv programlarýnda konuya hakimiyeti, bilgi dolu ve mantýk yüklü konuþmalarýyla göz dolduruyordu.
Yabacý dillerde yayýn yapan kanallara kalite katmayý ve baþka dillerde yayýnlarla da bu alaný takviye etmeyi planlayan Karagöz’ün görevlendirilmesinin isabetli olduðunu söylemeye bile hacet yok.
***
Yayýnlardaki kalite baðlamýnda 7 Ocak saat 13.00 itibariyle TRT Arabi de kendisini gösterdi. Uzun yýllar yayýn yapýyor olmasýna raðmen görsel kalite bakýmýndan da içerik bakýmýndan da yetersiz olan bu kanal birden bire son derece aktif bir görünümle yayýn yapmaya baþladý.
Renklerden ses düzenine, logodan çalýþanýna kadar TRT Arabi köklü bir deðiþime ve yepyeni bir görüntüye sahip oldu.
Aslýnda bu hazýrlýk uzun zamandan beri yapýlýyordu. Bu baþarý tabii ki TRT Arabi’nin baþýna geçtiði günden beri yoðun bir mesai ile çalýþan Resul Serdar Ateþ beye aitti.
Mesleðin teknik alt yapýsýnýn bilincinde olan Ateþ, hem güçlü bir kadro takviyesi hem de dikkatleri çeken ciddi bir hazýrlýk sonrasýnda TRT Arabi’yi emsalleriyle yarýþabilecek yapýya kavuþturmuþ görünüyor.
***
Yabancý dilde yayýn yapan medya özellikle televizyonun misyonuZeytin Dalý ve Fýrat Kalkaný operasyonunu yapan askerlerin misyonu kadar önemlidir.
O operasyonlarýn ve devletin diðer politikalarýnýn dünyaya doðru ve saðlýklý anlatýlabilmesi için bu yayýnlar çok ama çok önemlidir.
Hele de attýðýmýz her adýmda karþýmýza çýkan emperyalizmin tetikçisi bir medya varsa!