BDP heyetinin Ýmralý’da yaptýðý ikinci görüþmeden sonra tuttuðu notlar Milliyet’te manþet olmuþtu. Baþbakan Erdoðan da mealen “Hem çözüm sürecine destek vereceðinizi söylüyorsunuz, hem de böyle bir yayýn yaparak sürece zarar veriyorsunuz” diyerek gazeteyi eleþtirdi. Konu ‘gazetecilik’ ve ‘yayýncýlýk’ açýsýndan da tartýþýldý. Gazeteciler bu notlarýn peþindeydi ve biri onlarý bulup getirmiþ, iþini yapmýþtý. Aynen yayýnlama, sürece yönelik hassasiyet korunarak haber yapma veya yayýnlamama kararýný verecek olan ‘yazý iþleri’ydi ve kararýný manþetiyle ortaya koydu. Baþbakan da bu tercihe tepki gösterdi.
Bu tepkiyi köþelerinden eleþtirenler oldu. Biri de Hasan Cemal’di. Birkaç gün sonra gazetesi önce yazýsýný yayýnlamadý, sonra “yollarýmýzý üzülerek ayýrdýk” açýklamasý yaptý. Ve daha önce yazýlarýna son verilen yazarlardan hatýrladýðýmýz ‘hükümet baskýsý’ tartýþmalarý yeniden alevlendi.
Baþbakan Erdoðan’ýn grup toplantýsý sýrasýnda baþdanýþmaný ve Ankara Milletvekili Yalçýn Akdoðan’la konuþtum. Gazetesinden ayrýlan her yazardan sonra “vallahi bizim ilgimiz yok” demekten yorulmuþ. Baþbakan’ýn tepkisinin ‘yayýna’ yönelik olduðunu hatýrlattý. “Kaldý ki Baþbakan daha önce bir yazarýn yazýsýna da tepki göstermiþti. O yazmaya devam ediyor. Çünkü medya patronlarýnýn gazetecilerle yollarýný ayýrmasý kendi tercihleridir. Bunlarla ne ilgimiz var ne de ihtiyacýmýz var. Aksine her gazeteci iþten ayrýldýðýnda hükümetin sorumlu tutulmasý en çok bize zarar veriyor” dedi.
Hükümet üyelerinde de ‘siyasi baský’ tartýþmalarýna gazete yönetiminin ve patronlarýnýn sessiz kalmasýndan duyulan rahatsýzlýk var. Tepkilerinden çýkardýðým sonuç; “Medya patronlarý hükümetten çekiniyorlarsa (!) yazarlarý iþten atmasýn...”
Gazete yönetiminin Hasan Cemal’e iliþkin veda notunda, “Ne zaman isterse köþesi ona açýktýr” ifadesi de dikkatlerini çekmiþ. “Madem öyle býraksaydýnýz, yazsaydý” diyorlar.
Hurþit Güneþ’in mektubu
CHP’li Hurþit Güneþ’in Cilvegözü patlamasýnýn dumaný daðýlmadan Türkiye’yi sorumlu tutmasýný eleþtirmiþtim. Güneþ, cevabi bir yazý göndererek, “Bombalamayý kimin gerçekleþtirdiðine dair bir açýklamasý olmadýðýný; Baasçý olmadýklarýný” belirtti. Ben, Güneþ’in, 11 Þubat’taki patlamanýn ertesi gününden itibaren art arda yaptýðý “CHP olarak tüm kamera görüntülerini talep ediyoruz. Aksi halde bombanýn Türkiye kaynaklý olabileceði kuþkularýmýz daha da yoðunlaþacak. Ne Þam, ne de uzlaþmadan yana olan Suriyeli muhalifler böyle bir bomba hazýrlayamaz” ifadelerinden öyle anlamýþtým; ya siz?
Üstelik, ilk gün CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Faruk Loðoðlu, “Saðlýklý, kapsamlý ve ayrýntýlý incelemeye dayanan bir açýklama yapýlmalý” demiþken...
Bombacýlar yakalandý, ‘El Muhaberat’ýn paralý adamlarý çýktýlar. Duman tüterken “Bombacýlar Esad’çý olamaz” demek ‘Baasçýlýk’ diye yorumlanamazsa, yanýlmýþým!