Evet, özgür ve demokratik toplumlarda “Demokrasi iktidarlarýn eleþtirilmesinden geçer, ancak böyle hayatiyet kazanýr.” Elhak doðrudur. Nitekim, bugün Türkiye’de de yapýlan aynen budur.
Hemen söyleyelim, Türkiye’de, bugüne kadar hiçbir dönemde olmadýðý ölçüde iktidar eleþtirisi yapýlmakta, hatta zaman zaman siyasi iktidara ve baþbakana hakarete varan bir üslupla eleþtiri sýnýrlarýný da aþan bir karalama kampanyasý yürütülmektedir.
Türkiye’de medyanýn ne kadar özgür olduðunu anlamak için, “Medya suskun ve boynu bükük bir görüntü veriyor. Hazin bir durum” þeklindeki ifadelerle hayali senaryolar üretmeye hiç gerek yok.
Bir sabah kalkýn ve ulusal yayýn yapan, kabaca 15 gazeteyi alýn ve objektif olarak deðerlendirin yeter. Her gazetede, asgari 15 köþe yazarý olduðunu varsayarsak, (ki bazýlarýnda daha da fazladýr) toplam 150 yazar eder.
Ben iddia ediyorum, bu yazarlardan 15-20’si dýþýnda, hemen tamamý, býrakýn eleþtiriyi adeta bir muhalefet partisi üslubuyla siyasi iktidara saldýrmaktadýr.
Hele kimi yazarlarýn elinde bir baltalarý eksik. Dünyanýn hiçbir demokratik ülkesinde, böylesine ‘medya etiði’ni hiçe sayan, toplumun deðerlerini küçümseyen ve de kalemini ‘kin’ ve ‘nefret’ aracý gibi kullanan ‘ideoloji mahallesi’ mensuplarýný medya dünyasýnda göremezsiniz.
Tekraren ve ýsrarla söylemekte yarar var, medya hiçbir dönemde bugünkü kadar özgür olmadý. Hiç uzaða gitmeye gerek yok. 28 Þubat ve sonrasýndaki iktidar dönemlerini biz kez daha hatýrlayalým yeter. O günlerde, bir iki gazete ve beþ on yazar dýþýnda, neredeyse medyadaki hiçbir kalemin siyasi iktidarlarý eleþtirdiðini göremezsiniz.
Býrakýn eleþtirmeyi, iktidarlarý ve ‘askeri vesayeti’ eleþtirenleri andýçlayan bir medya düzeni hakimdi. Biz, bugünlerde özgürlük þarkýsý söyleyen kalemlerin, o dönemde hangi þarkýyý söylediklerini çok iyi biliyoruz.
O günlerde, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez polis siyasi iktidarýn talimatýyla, benim de yayýn yönetmeni olduðum Yeni Þafak gazetesini basmýþtý. Ve o gün, bu baskýlar hiçbir medya örgütünün ve bugün bize özgürlük satmaya çalýþan kalemlerin umurunda bile deðildi.
Doðrusu, bugün iktidara karþý bir ‘karalama cephesi’ oluþturan yazarlara sormak gerekiyor. Acaba, AK Parti iktidarý öncesinde Türkiye, bankalarýn batýrýlmadýðý, hortumlama ve yaðmalarýn olmadýðý, faili meçhul ayýplarýnýn yaþanmadýðý, iktidarlarýn memurlarýna maaþ verebilmek için IMF kuyruklarýnda beklemediði, ekonominin þaha kalktýðý bir dönem mi yaþanýyordu da, gazetecilerimiz dönemin iktidarlarýna karþý daha hoþgörülü davranýyorlardý?
Galiba sorun baþka bir þey. AK Parti iktidarýyla geçmiþ dönemlerin küçük bir mukayesesini yaptýðýmýzda bile, özgürlüklerin standartlarýnýn arttýðýný, bir tek faili meçhulün bile olmadýðýný, vesayetin geriletildiðini, on yýl önce telaffuz edilmesi bile sakýncalý olan Kürt sorununda önemli mesafelerin alýndýðýný, ekonomide ise mukayeseye ihtiyaç duyulmayacak ölçüde parlak bir dönemin yaþandýðýný rahatlýkla görebiliriz.
Peki o zaman, bu Tayip Erdoðan düþmanlýðý niye?
Çünkü, statükoculuktaki kadrosuzluktan demokratlýða terfi eden yazarlarýmýz, esas itibariyle Tayip Erdoðan’la kan uyuþmazlýðý yaþýyorlar ve de ondan hazzetmiyorlar. Meselenin özeti budur...
Adý, Medya Derneði... Ýspiyon derneði deðil
Bugünlerde bazý meslektaþlarýmýz Medya Derneði üzerinden kahramanlýk yapmayý sever oldular. Özellikle, derneðin Baþbakan ziyareti üzerinden gerçekle ilgisi olmayan bir kampanya yürütülüyor. Ýçeride ne konuþulduðunu ve ne konuþulmadýðýný bilmeden yorumlar yapýlýyor. Bazý arkadaþlarýmýz için konu, mesnetsiz ve ucuz bir basýn özgürlüðü gösterisine dönüþmüþ durumda.
O zaman gerçeði biz anlatalým...
Medya Derneði, Türkiye’nin mesleki açýdan en donanýmlý ve modern örgütüdür.
Medya Derneði, basýnýn sorunlarý ama bütün sorunlarý için faaliyet gösteren; ulusal ve uluslararasý çalýþmalara imza atan, meslek eðitimi konusunda kýsa sürede rakip- siz hale gelen bir kuruluþtur.
Medya Derneði, adý üzerinde “medya” derneðidir. Medya mensuplarýný hükümete ispiyonlama derneði deðildir. Dernek üyesi kuruluþlarýn tamamý, demokrasi ve basýn özgürlüðü konusunda bir baþkasýnýn onayýna ihtiyaç duymayacak temiz bir sicile sahiptir.
Bu dernek için olmazsa olmaz deðerler; basýn özgürlüðü, fikir ve ifade hürriyetidir.
Baþbakan’a yapýlan ziyarette de sektörün temel sorunlarý ele alýndý. Ucuz medya kahramanlýðý yapýlmadý. Sorunlarýn tamamý; elbette basýn özgürlüðünün önündeki engeller de öncelikli olarak konuþuldu.
Mesele bundan ibarettir.
Medya Derneði’ne ve derneðin üyelerine basýn özgürlüðü dersi vermeye kalkanlar için malzeme “maalesef” yoktur! Özellikle de, derneði meslek içi ispiyon aracý olarak görmek isteyenler için...