Medya tabii ki deðiþecek

Çünkü, siyaset deðiþiyor. “Cumhurbaþkanlýðý sistemi”nin giderek yerine oturmasý sürecinde, 57 yýldýr, “vesayet sisteminin” zorladýðý kalýplarýn hýzla ortadan kalktýðýný göreceðiz.

Referandum kampanyasýný “tek adamlýk” sloganýna oturtan CHP’de parti içi tek adamlýk tartýþmasý çýktý bile...

Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, “partiye yakýn” olarak adlandýrýlan köþe yazarlarýnýn “Ýslamcýlýk” tartýþmasýný yorumlarken, “Ýslamcý olmak ya da olmamak þeklinde bir ayrým yapmak zaten yanlýþ. Biz tekkeye mürit aramýyoruz ki. Siyasi parti için esas olan, dürüst, ilkeli, vatanýný, milletini seven, parti ilkelerine uyacak insan aramaktýr”demesi çok önemli bir iþaret.

Siyaset büyük bir dönüþüme hazýrlanýyor, bunun etkileri, siyasetle baðlantýlý tüm kurumlarda, görülecektir.

Her parti bir koalisyon

Siyasete yön veren beyinlerin refleksleri, her þeyi masa baþýnda çözdüðünü sanan kýymeti kendinden menkul kibirli aydýnlarýn tahminlerinin ötesinde hýzlý ve geleceði þekillendirmekte de kararlýdýr.

Siyaset, yeni sistemde, her partinin kendi içinde “geniþ tabanlý koalisyona” dönüþeceðini çoktan gördü...

Sistem, “küçük olsun benim olsun” veya “çamurdan olsun benim adamým olsun” anlayýþýna kapý aralamýyor. Siyasetin Meclis’te esas olarak 2 büyük ana akým partili yapýlanmaya doðru evrileceðini, toplumun içindeki tüm siyasi duruþlarýn da bir partiden çok “siyasi koalisyon bloðu” olarak bu partilerin içindeki yerini alacaðýný görüyor.

Lider oligarþisinin sonu

“Vesayet anayasalarýnýn”getirdiði “hibrid parlamenter sistemin” anti-demokratik zemini, partilerin “lider oligarþisine” olanak yaratmasýydý. Fikri Saðlar, 8 seçimi kaybetmiþ ama makamýný koruyan Kýlýçdaroðlu’na haklý bir çýkýþ yaptý, “tek adamlýktan söz ediyorsun ama asýl tek adamlýðý sen oynuyorsun” dedi. Kýlýçdaroðlu cevabý parti grubu kürsüsünden “gerekirse kapýnýn önüne koyarým” diyerek verdi.

Artýk, kapýnýn önüne falan koyamaz...

Aksine, “aþýrý muhafazakar” kimliðini bir kenara koyarak, partisini, sahillerden Ýç Anadolu, Karadeniz sahilleri ve daha da önemlisi Güneydoðu oylarýna açacak yeni manevralar geliþtirmek zorunda. Bu, bugüne kadar partisinin dýþýnda tutmaya çalýþtýðý siyasi hareketlerle þu veya bu þekilde koalisyon oluþturmasýný, parti yönetimine hakim olan fraksiyoncu anlayýþtan kurtulmasýný, makamýn karar verme mekanizmalarýný paylaþmasýný zorluyor.

Yapmazsa ne olur, CHP diye bir parti kalmaz.

Ayný gerçek AK Parti için de geçerli. Son referandumun ortaya çýkardýðý haritada gelen mesajý iyi deðerlendirmek, “siyasi kimliðini tabulaþtýran” unsurlarýn manevra alanýný daraltarak yükselen kent orta sýnýfýnýn tüm renklerini kucaklamak durumunda.

Bu nedenle MHP ile sürdürülen uzlaþma zemini önemli çýkýþ noktasý, bunun fiili koalisyona dönüþmesi, kuþkusuz toplumun farklý kesimlerine önemli mesajlar iletecektir.

'Mahalle barikatý'na veda

Geliþme, medyadaki önemini “mahalle” kavramýna baðlamýþ meslektaþlar için alarm zilidir. Toplumsal-siyasal geçiþkenliðin arttýðý, geniþ tabanlý siyasi koalisyona dayalý “parti içi demokrasinin” güçlendiði bir dönemde, barikatlarýn arkasýnda kalamazlar, toplum ve siyaset, uzlaþma kültürünü öne çýkarttýkça, sepetinde gerçek bilgi ve çözüm olanlarýn da öne çýkmasý kaçýnýlmazdýr.

Siyaset, iki yýl gibi kýsa bir süre içinde “karþý tarafa saydýrma” kolaycýlýðýný ortadan kaldýracak vasata doðru ilerleyecek, “mahalle” olarak gördükleri alanda hiç beklemedikleri portrelerle karþýlaþacaklar.

Ya mahalleden çýkýp bir meydanda -siyasetin agorasý-tartýþmayý sürdürecekler ya da kendi sokaklarýnýn kabadayýsý olmayý tercih edip kaybolup gidecekler.

Deðiþim kaçýnýlmazdýr

Eðer bir toplum, yaþadýðý belalý coðrafyanýn tüm zorlu baskýlarýna karþýn sandýkta demokratik hakkýný çok geniþ bir katýlýmla kullanýp, barýþçý bir süreçte “deðiþim” kararý aldýysa, “eski müesses nizamýn” tüm kurumlarý için deðiþim kaçýnýlmazdýr.

Sivil-asker bürokratik oligarþinin sivil siyasetin tam kontrolüne gireceði, Meclis’teki siyasetin pazarlýk-uzlaþma geleneðine sarýlarak karar mekanizmalarýnda en geniþ tabanlý mutabakatý arayacaðý bir dönemde, medya da deðiþecektir.

“Olimpos Daðý’nýn zirvesinde”oturan medya patronlarýna ve o daðýn eteklerindeki “ilahlaþmýþ köþe yazarlarý ile TV yüzlerine” veda edeceðimiz bir dönemin ayak seslerini duyuyorum...