Etrafýmýzda yer alan ülkeler sýrayla kriz geçirip âcil bakýma alýnýyor. Yunanistan’dan önce Ýrlanda, þimdilerde Portekiz ve Ýspanya; bilenler “Yakýnda Ýtalya da kapýya dayanýr” diyor. Ýngiltere bile modern tarihinin en derin ekonomik durgunluðunu yaþýyor bugünlerde. Saðlýklý görünen bir tek Almanya var; onun da el açanlara yardýma koþmaktan mecali kalmadý.
Türkiye’nin durumu diðerlerinden farklý. Ýhracatýnýn yarýdan fazlasýný þimdi krizle baþ etmeye uðraþan ülkelere yapmasýna raðmen hem de... Kriz öncesinden baþlayarak ihracat partnerlerini çeþitlendirmiþti ülkemiz; þimdilerde bunun yararýný görüyor. Durum ülkemize dýþarýdan bakanlarý imrendirecek kadar olumlu.
Son açýklanan ‘cari açýk’ rakamlarý sözgelimi... Kazandýðýmýzdan fazla harcadýðýmýzýn göstergesi sayýldýðý ve iyice kontrol edilemez bir hal aldýðý ileri sürüldüðü için hepimizi kaygýlandýrýyordu ‘cari açýk’; son rakamlar durumun korkulacak vahamette olmadýðýný gösteriyor: Meðer ‘cari açýk’ da kontrol altýndaymýþ...
Oysa bazý gazeteler ile ekonomi konusunda yorum yapanlar “Biz de battýk, batacaðýz” beklentisini ‘cari açýk’ üzerine oturtmaktaydýlar.
Galiba sorun da burada: Gazeteleri hazýrlayanlar ile ekonomi sayfalarýnda sürekli görüþ açýklayan bazýlarýnýn gözleri bozuk... Bugüne kadar ekonomiye koyduklarý teþhisler büyük çapta yanlýþ çýktý; olumsuz beklentileri pek gerçekleþmedi, ülkemiz ekonomisi onlarýn öngöremedikleri bir olumlu çizgide seyrediyor...
Krizlerle boðuþan bir coðrafyada ne kadar olumlu bir performans sergilenebilirse o kadar olumlu sinyaller veriyor Türk ekonomisi...
‘Cari açýk’ ile ilgili son rakamlarýn açýklanmasý sonrasýnda, dün, ekonomiye geniþ sayfalar ayýran ve birden fazla yorumcunun görüþlerine yer vere • gazetelere göz attým. Daha önce “Cari açýk kontrolsüz, durdurulamaz” teþhisinde bulunanlar þimdi durumu nasýl deðerlendiriyorlar merakýyla... Biri, “Cari açýðý, deðersiz TL ve kýsýlan iç talep düzeltiyor” demiþ açýklama sadedinde. Diðeri, “Cari açýðý ihracat artýþý küçültüyor” görüþünü baþlýða çýkartmýþ... Bir baþkasý ise “Cari açýðýn belini Ýran’a satýlan altýnlarla kýrdýk” demekte...
Ne kadar kafa karýþtýrýcý, deðil mi? Birkaç âmanýn neresine dokunuyorlarsa orasýndan fili tarif ediþleri gibi... Hepsinin dediði kýsmen doðru, fakat söylediklerine bakarak filin nasýl bir þey olduðuna dair açýk seçik fikir sahibi olmak neredeyse imkânsýz...
Unutmayalým ki, hemen her konuda görüþ açýklamakta zorlanmayan sýradan insanlarýmýz, iþ ekonomiye geldiðinde, hep baþkalarýnýn aðýzlarýna bakarak karar veriyor. Bereket yerli-yabancý yatýrýmcýlar gazetelerdeki ideolojik tavrýn farkýndalar ve ülkeye güvenmekte tereddüt etmiyorlar.
Gazetelerin çizdiði tabloya bakarak karar verenler ise hep yanýltýldýlar.
Basit bir olaydan söz etmiyorum. Yýllarca IMF kapýsýnda el açmýþ bir ülke görüntüsünü eleþtiren ayný sayfalar, son birkaç yýldýr ýsrarla “IMF ile anlaþýlsýn, aksi halde batarýz” diyordu. Türkiye’nin ihracat partnerlerini çeþitlendirme giriþimlerini küçümsediler; Körfez kaynaklý sermayeye ters baktýlar. Borçlarýn ödenemez hale geleceði beklentisini pompalayýp faizlerin yüksek tutulmasý aklýný da ayný gazeteler verdi durdu.
Siyasete yaklaþýmý ideolojik olan medyanýn ekonomiye farklý bakmasý beklenemez zaten...