Taraf gazetesindeki ayrılıkların ilk şaşkınlığı geçse de fırsatçı yorumların, spekülasyonların dinmesi için zamana ihtiyaç var. Taraf’ta ne olduğunu anlamak için biraz da bundan sonra Taraf’a ne olacağını görmemiz gerekecek.
Ergenekon davasında karar aşamasına gelindiği için “misyon tamamlandı”, “zombileşti”, “işi bitti fişi çekildi” gibi, ya da hükümet eleştirileri dolayısıyla “demokrasi şehidi”, “Ahmet Altan da bertaraf” gibi yorumların yanlış, aşırı ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum. Açıklayacağım. Ama önce gazeteyle yollarını ayıran Ahmet Altan’a ve Yasemin Çongar’a teşekkür borcumu ödemek isterim. Ve siyasi röportajlar yapan bir gazeteci olarak, Neşe Düzel’e de; okuyarak çok şey öğrendim ondan. Ve Taraf’ın temelinde teri olan Alev Er’e; beni Star’a o davet etmişti, yayın yönetmenliği müthişti.
Değişimi bir koalisyon yaptı
Taraf Türkiye’nin askeri vesayet düzeninden çıkmasında çok önemli rolü olmuş, darbecilerle mücadelede Alper Görmüş’ün Nokta’da başlattığı işi devam ettirmiş bir gazete. Kuşku yok, dönemin tarihi Taraf’ın adı anılmadan yazılamaz.
Lakin bu önemli katkının, ölçüsüz abartılarak bütün bir vesayetten kurtulma, sivilleşme ve demokratikleşme talebinin ve çabasının Taraf’ın tarafına yazılıyor olmasına itirazım var. Zira her şeyin bir evveli var:
Çünkü toplumun her kesiminde eski, kirli, karanlık ve aciz Türkiye’ye yükselen bir itiraz ve değiştirme gücü ve iradesi var.
Çünkü canlı, dirayetli, ferasetli bir sivil toplum var, iş çevreleri var, yeni jenerasyon hukukçular ve asker kişiler var, akademya var, medya var, kitlesel bir somutluk aranıyorsa AK Parti’yi sıfırdan yüzde elliye ulaştıran bir halk iradesi var.
İşte bu kararlılık var etti siyasi arenada boy gösteren tüm aktörleri ve değişimi. Herkes durduğu yerden elinin erdiği, dilinin döndüğü ve gücünün yettiğince omuz verdi değişime.
Değişimi bir koalisyon sağladı. Bir iki yıldır parçalandığı, en azından çatallandığı söylenen koalisyon şu an epey amorf bir yapıya sahip. Ama ortaklaştığı alanlar da yok değil. Kol kola girerek Türkiye’nin çok önemli bir dönemeci almasını sağlayan sol, liberal, demokrat, dindar kesimler an itibariyle birbirlerinin kolundan çıkmış olabilirler, tempoları farklılaşmış olabilir, birbirlerine hafiften diş biliyor da olabilirler ama aynı yöne doğru yürümekte olduklarını görmemek için kör olmak gerekir.
Taraf’ın pusulası nerede şaştı?
Taraf darbe zihniyeti ve pratiğiyle doğru ve etkili bir mücadele verdi. İyi gazetecilik yaptı. Ama hatalar da yaptı. Bunlarla yüzleşti, tartıştı, yalpaladı, bugünlere böyle gelindi. Ama şahsen benim de yadırgadığım ve üzüldüğüm hatası ise hayati bir meselede oldu. Neden oldu, nasıl oldu ayrı bir konu. Hükümetle girdiği ve kişiselleştirdiği sinir savaşının sonunda Taraf, devlet düşmanlığı ezberinin de etkisiyle, terör örgütünün ürettiği şiddeti neredeyse mazur gören ama bunun bizi çözümden gittikçe uzaklaştıracağı gerçeğini göremeyen bir noktaya savruldu.
Bu tutum neticede “silahtan başka çözüm yok” iddiasını büyütüyordu ve bunu zıt yönlerden hem ulu-solcu, Ergenekoncu hem PKK’cı yayın organları zaten yapıyordu ve Taraf’ın sorumluluğu tam da Taraf olmaklığından kaynaklanıyordu.
Ahmet Altan’ın hükümet eleştirisi nedeniyle işinden olduğu iddiasını ise gerçekçi bulmuyorum. Eğer öyleyse çıkar konuşur, aksi halde her şeyi açıkça yazmak ve söylemekle tanınmış birinin böyle mühim bir olayda susması kendini inkar olur.
Ben toplumun değiştirici gücüne inananlardanım. Taraf’a emek ve değer veren onca insanın doğru bir kaptanın yönetiminde Taraf’ı post Ahmet Altan döneminde de doğru istikamete çevireceklerini, etkili ve yerinde muhalefete devam edeceklerini umuyorum.
Not: Sosyal medyada yazdım ama buradan da ilan edeyim: Habervaktim’in gazeteci Hilal Kaplan’a yönelik saldırısını açık ve net bir dille kınıyorum.