Dostuma, “28 Þubat soruþturmasý medyaya da sýçrayacak diye endiþelenenler herhalde rahatlamýþtýr” dedim. Sebebim, Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn ülkemizin en büyük medya patronunun inþaat sektöründeki yatýrýmýnýn açýlýþ törenine katýlmasýydý. “Baþbakan Erdoðan’ýn aile fertleriyle birlikte kurdele kestiðini gören savcýlar mesajý almýþlardýr”da dedim dostuma...
Açýlan soruþturma nereye kadar uzanýr, kimler kapsama alanýna girer bilemem; kimsenin hak etmediði halde kötülüðe düçar olmasýný istemeyen biriyim. Hakkýnda konuþtuðumuz medya patronu, üstüne üstlük, birara görüþtüðüm ve bu yüzden önemli siyasetçilerin tepkisini çektiðim bir kiþidir de...
Pimpirik biri olan dostum,“O kadar da emin olma; yargý siyasetten baðýmsýz davranýyor”uyarýsýnda bulundu. Cezai soruþturma vergi cezasýna benzemezmiþ; Maliye Bakanlýðý hükümetin bir koluymuþ sonuçta; denetçisinin aldýðý karar siyaset tarafýndan yumuþatýlabilir, hatta kaldýrýlabilirmiþ...
“Yargýnýn kararýnýn temyiz mercii ise yine yargý”dedi dostum...
Fotoðrafa bakarak çýkardýðým sonuca itirazýný da dinledim. Dediði þuydu:
“Rebekah Brooks Ýngiltere’de gelmiþ geçmiþ bütün baþbakanlarýn hafta sonlarýný birlikte geçirdikleri aile dostuydu; iki kez gözaltýna alýndý, bir aydan fazladýr içeride...”
Rebekah Brooks ‘star gazeteci’ diye bir kavram varsa onun üzerine en iyi oturduðu kiþidir. Erkek-egemen meslek halinde süregiden Ýngiliz gazeteciliðinde, önce en çok satan haftalýk News of the World’ün (NoW), sonra da en fazla satan günlük Sun’ýn yayýn yönetmeni olmayý baþarmýþ, koca bir medya imparatorluðunu ülkesinde temsil eder hale gelmiþti.
Kýzýl dalgalý saçlarý onu çoklarýnýn gözünde‘medyanýn kýzýl prensesi’yapmýþtý...
Evet, medyanýn kýzýl prensesi Rebekah Brooks günlerini demir parmaklýklar arkasýnda geçiriyor þimdi... Sadece o da deðil; eþi ve 11 gazeteci de onun yüzünden hapse düþtü. Dünyanýn en büyük medya grubunun patronu Rupert Murdoch Rebekah Haným’ýn da patronuydu; onu elinden tutup gazetelerinin ve Ýngiltere’deki medya operasyonunun baþýna getiren Rupert Bey de“Bir sabah ansýzýn gelebilirler”korkusu yaþýyor...
Hem de nefretle anýlan 167 yýllýk NoW gazetesini kapattýðý, meydan okurcasýna onun yerine ‘Sun’ gazetesini pazar günleri de çýkarmaya baþladýðý halde...
“Her vesileyle ‘dünyanýn ikinci büyük medya patronu’ sýfatýnýn sahibi, Kraliçe’nin kendisine ‘Lord’ unvanýný bahþettiði Kanadalý Conrad Black’ýn bir ABD cezaevinde gün saydýðýný hatýrlatan da sen deðil misin?” dediðinde uyandým.
Medyan varsa ve medyanýn gücünü yanlýþ kullanýyorsan derdin var bugünün dünyasýnda...
“Oralarda hiç deðilse hoyrat davranmýyorlardýr” diye baþladýðý cümlesine bu defa ben itiraz ettim: Rebekah Brooks ve 11 gazeteci sabahýn 05.00’inde polis tarafýndan evlerinden alýndý. Dört aylýk bebeði olmasýna raðmen hapse atýldý Rebekah Haným...
Suçlarý demokratik yöntemle hükümeti devirme eylemine katýlmak gibi vahim bir demokratik günah da deðildi. Gazeteciler habere daha kolay ulaþabilsinler diye insanlarýn mahremiyetine tecavüz etmiþ, suçüstü yakalanmamak için de polis þeflerine rüþvet vermiþler...
Ýlk gözaltýna alýndýðýnda Emniyet’teki ifadesinde “Bizim grup geçmiþte polise rüþvet vermiþti” ikrarýnda bulunduðu için tutuklandý Rebekah Brooks; savcýlar “Para ödeyin” emrini Rupert Murdoch’un da onayladýðý kanaatine sahip olursa, dünyanýn en büyük medya patronu yâr-ý vefakârý Rebekah Haným’ýn ardýndan cezaevine düþebilir.
Conrad Black ile Rebekah Brooks kimlerle dost deðillerdi ki... Bizim ‘pop sosyolog’ bile yýlda birkaç kez Rebekah Haným’la yediði yemekleri yazýlarýnda anlatmýþtýr... Hürriyet’in yönetim kurulunda üye Bild yayýn yönetmeni Kai Diekman Murdoch Grubu’nun da yönetiminde... Kai Bey de þu sýralarda Ýngiltere’den uzak durmaya çalýþýyordur herhalde...
“Unutma”dedi dostum,“Medyan varsa, ya sorumlu davranýrsýn ve bunu her halinle gösterirsin, ya da... Seni baþbakanlar bile kurtaramaz...”