Medyanın ‘T’ Hali

22 Eylül’de İzmir-Aydın yolunun Torbalı kavşağında bir trafik kazası meydana geldi. Kazada arkadan darbe yiyen arabada bir aile vardı… Baba ve kızı öldü. Anne ise yaşam savaşı veriyor.

Kaza, Türkiye standartlarında maalesef sıradan bir haberdi medya için. Taa ki o itiraf gelene kadar. İtirafı eden ise sürekli medyada allanan pullanan Emrah Serbes (sonunda “T” yok).  Kamuoyu Emrah Serbes’i bir zamanların fenomen dizisi Behzat Ç.’nin senaristi olarak biliyor.  Bu yazıyı yazmadan önce “bir de twitter hesabına göz atayım” dedim. Sanal dünyaya göre Serbes, “DELİKANLI”, “DEVRİMCİ”, “HÜMANİST”, “DEMOKRAT” ve en önemlisi “ADALET SAVAŞCISI”…

Sosyal medyasında bambaşka bir profil çizen Emrah Serbes, neden kendi yerine şoförünü sürücü gibi gösterdi? En önemlisi de teslim olmak için neden 6 gün bekledi?

Sorunun yanıtı kazanın soruşturma dosyasında var aslında. Dosyada Emrah Serbes’in ismi bir kez geçiyor. O da aracın sahibi olarak. Tutanaklarda arabayı kullanan olarak da Kenan Doğru ismi var. Kazayı soruşturan savcı, verilen bilgilerle yetinmemiş olacak ki, sürücü koltuğundaki kan dokusunun ve kıl örneğinin kime ait olduğunu saptamak için adli tıpa başvurmuş. Üstelik kazanın olduğu mevkideki kamera kayıtları da istenmiş.

Suçsuz bir insanın kendi yerine hapse atılmasına razı olan Emrah Serbes, savcının bu hamlesi ile gerçek sürücünün kim olduğunun ortaya çıkacağını anladı. Muhtemelen avukatının da telkini ile teslim olmaya karar verdi.

Ama bunun için de bir senaryo gerekiyordu… Gerçeğin ortaya çıkması artık an meselesiyken Emrah Serbes, birden bire sosyal medya hesabından bir itiraf mektubu yayınladı.

Mektupta özetle “VİCDAN”ım beni rahat bırakmadı diyor. Ama bunları söylerken de afilli cümleler kurmaktan geri durmadı… “Pişmanım, keşke ben ölseydim”…. Falan filan. Bazı haber kanalları o mektubu bir de içli içli seslendirdi ki demeyin gitsin…

Avukatı ile geldiği İzmir’de polise teslim oldu. Emniyetten çıkarken de demagoji yapmayı sürdürdü. Kameralar onu çekerken, sosyal medyadaki itiraf mektubunu bir de seslendirdi… O da biliyordu ki muhabirler ve editörler bu haberi hazırlarken önce o sözlerini vereceklerdi. Öyle de oldu… Neredeyse tüm televizyonlar habere onun o sloganvari sözleri ile girdi.

Oysa medyanın KAHRAMAN gibi lanse ettiği Emrah Serbes, bir baba ile bir kızın öldüğü anneninse hayat mücadelesi verdiği bir kazanın başaktörü… Kazaya karışan arabayı kullandığı halde başkasını polise teslim etmiş bir suçlu. Kaza sırasında alkollü olup olmadığı da tespit edilemeyecek. Ki kaza anında alkollüyse müebbette kadar yolu var. Gerçek buyken ekranlarda bambaşka bir hikaye anlatılıyor. Rahmetli hocam Ünsal Oskay’ın dediği gibi: Ne anlatılan hikaye bizim ne de biz hikayemizi anlatıyoruz.