Türk basýnýnda son dönemde, editoryal baðýmsýzlýkla ilgili ilginç, hatta zaman zaman da sert tartýþmalar yaþanýyor. Genel olarak bu tartýþmalar, editoryal baðýmsýzlýðý zedeleyen iki ana eksen üzerinde yapýlmaktadýr. Birincisi, siyasal iktidarlarla iliþki içinde olan büyük sermaye gruplarýnýn medya gücünü elinde bulundurmasý, ikincisi ise doðrudan siyasi iktidarlarýn müdahalesi.
Bütün dünyada olduðu gibi, Türkiye’de de büyük sermaye gruplarýnýn yönettiði medya organlarýnda editoryal baðýmsýzlýk hep risk altýnda olmuþtur.
Bunun en canlý örneklerini, aðýr vesayet dönemlerinin egemen olduðu Türkiye þartlarýnda yaþadýk.
Örneðin, 28 Þubat postmodern darbesi döneminde medya patronlarý, gazete ve televizyonlarýný cuntacýlarýn halkla iliþkiler þubesi gibi kullanarak editoryal baðýmsýzlýðýn zaafa uðramasýnda önemli rol oynadýlar.
Genellikle yaygýn kanaat, siyasi iktidarlarýn medyanýn özgürlüðünü kýsýtladýðý þeklindedir. Oysa, tam tersine medya gücü her zaman siyasi iktidarlarý çýkarlarý doðrultusunda baský altýna almýþ ve gerektiðinde tehdit etmiþtir.
Dünya ve Türkiye örnekleri gösteriyor ki, siyasi iktidarlar medya gücü karþýsýnda hep zaaf içinde olmuþlardýr.
Mesela, eski Ýngiltere Baþbakaný Tony Blair, medya-siyaset-polis iliþkilerini araþtýrmak için baðýmsýz yargýçlarýn oluþturduðu komisyona verdiði ifade son derece ibret vericidir.
Blair diyor ki: “Eðer büyük medya gruplarýyla aranýzý bozarsanýz, ondan sonra baþýnýza gelecekler konusunda çok dikkatli olmanýz gerekir. Çünkü size insafsýzca ve acýmasýzca saldýracaklardýr. Medyayla karþý karþýya gelmek yerine onlarla hep iyi geçinmeyi tercih ettim. Çünkü, hayatý benim için çok zor hale getirebileceklerini biliyordum.”
Bu arada, geçmiþte bizdeki kimi medya patronlarýnýn Türkiye Cumhuriyeti baþbakanlarýný evlerinin kapýsýnda pijamalarýyla karþýladýklarýný unutmayalým. Yani, bu ülkede siyasi iktidarlarýn medya üzerinde öyle sanýldýðý gibi bir etkisi ya da baskýsý olmamýþtýr. Tam aksine, medya patronlarý ülkeyi siyasi iktidarlarla birlikte yönetmiþlerdir.
Ýþte bu kural, Tayyip Erdoðan’la birlikte bozulmuþtur. Bugün, siyasi iktidar baskýsý varmýþ gibi gösterilmeye çalýþýlan durumun temelinde, medyanýn iktidara ortak olma halinin bozulmasý bulunmaktadýr. Kýsacasý, hükümet kurup hükümet deviren gazetecilik düzeninin bozulmasý, Türk medyasýnýn geleneksel ezberini bozmuþtur.
‘Eski Türkiye’nin medya düzeninde cuntacýlarýn halkla iliþkilerini yürütmekten çekinmeyen, “vesayet tasmasý”na en küçük itiraz sesi yükseltmeyen gazeteciler, Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn Uludere konusunda Ýsrail lobisinin sözcülüðünü üslenen Wall Street Journal’ýn aðzýyla iktidarý eleþtiren gazeteciler için kullandýðý, “Tasmalarýnýzý çýkardýk, uluslararasý tasma taktýnýz”ifadesinden çok alýndýlar.
Bazý meslektaþlarýmýz, “tasma”nýn þehvetine kapýlarak kendileri gibi düþünmeyen gazeteciler için “AK tasmalý gazeteciler” benzetmesi yapmaktan çekinmediler.
Doðrusu, “tasma”dan bu kadar rahatsýz olduklarýný bilmiyorduk. Oysa, 28 Þubat ‘tasmasý’ndan rahatsýz olduðunuzu hiç görmedik. Yoksa bazý tasmalar daha mý makbul...
Ayrýca, vesayet dönemlerinin tasmalarýndan hiç rahatsýz olmayanlar, ellerine fýrsat geçtiðinde baþkalarýnýn özgürlüðüne tasma takmaktan çekinmeyeceklerini de çok iyi biliyoruz.
Tirajda istikrar
Basýnda acýmasýz ve zor bir rekabetin yaþandýðý günümüzde, gazetelerin tirajda bir istikrar yakalamasý hiç de kolay deðil. STAR gazetesi, bütün bu þartlara raðmen, tirajda yakaladýðý istikrarý sürdürüyor. 28 Mayýs - 3 Haziran tarihleri arasýndaki günlük net ortalama satýþýmýz 151 bin 550 oldu.