Bize, "Avrupalı olmak istiyorsanız Osmanlı'yı unutun" dayatması yapan Batı, yüz yıl önce tarihe gömdüğü Osmanlı'yı asla unutmuyor, Laik Türkiye'yi; "Her an Osmanlı'ya dönüşebilir" endişesiyle sürekli gözetim altında tutuyor.
Bu sebeple emperyalist devletlerin ülkemize uyguladığı diplomatik, ekonomik, siyasî ve askerî ablukalar asla "ulusal menfaat çatışmaları" olarak izah edilemez.
Amerika'yı ve Avrupa devletlerini Türkiye'ye karşı silahlı terör örgütleriyle açıktan işbirliği yapma cinnetine kadar savuran kâbusun sebebi, Abdülhamid Han'ı deviren Emmanuel Carasso'nun "Türkler rahat bırakılırsa her an yeni bir Abdülhamid çıkarabilir" şeklinde dile getirdiği korkudur.
Bu yüzden bugün yaşadıklarımızı, geçmişten gelen "millî hafıza" eleğinden geçirmediğimiz sürece doğru anlayamayız. Zaten geçmişimizle bağımızı koparma konusundaki ısrarlarının sebebi de budur.
Kısaca, etrafımızda hatta içimizde döndürülen entrikaların şifreleri, son iki asırda gizlidir. Hiç değilse Tanzimat'tan itibaren çevrilen dolapları, sonuçlarıyla birlikte değerlendirerek "ihanetler fotoğrafı"nı çıkarmamız gerekir.
Bu ihtiyacın günden güne arttığını görerek 7 yıl önce başlatmış olduğum çalışma çok şükür tamamlanmış olup, 4 kitaptan oluşan bir "Bugünü Anlama Kılavuzu" şeklinde milletimizin istifadesine sunulmuştur.
Abdülmecid Han'dan itibaren saraya yönelerek Abdülaziz Han'ı ve Abdülhamid Han'ı deviren "vekaleten" Haçlı Seferlerini "İçten Dıştan Entrikalar" adı altında derledik. Sultan Vahideddin Han'ın şahsında Osmanlı'nın nasıl yıkıldığını da "Devlet Yıkan Tefrikalar" adını verdiğimiz ikinci kitapta anlattık. Ayrıca bize çok yakın olmasına rağmen özellikle karanlık bırakılan "geçiş dönemi"ne de ışık tutmaya çalıştık.
"Yeni devlet ile birlikte milletin genlerini de yenilemek" gibi ham bir hayal uğruna Müslüman Türk milletine reva görülen zulümleri ise "Darbeden Beter Vesayetler" adı altında dile getirdik.
1950'den itibaren on yıllık bir demokrasi rüyasından sonra başlayan ve hâlâ devam eden ihanetler zincirini de "İşgale Benzer Hıyanetler" adıyla tarihe not düştük.
Ayrıca, bildiğimiz darbelerin bilinmeyen ayrıntılarına ilaveten, bugüne kadar kimsenin duymadığı bir darbe kalkışması da bu kitap sayesinde kamuoyuna duyurulmuştur. Hava Kuvvetleri öncülüğündeki bu kalkışma, milliyetçi bir subayın MİT'e bilgi uçurması sayesinde son anda önlenmiş! Başbakan Demirel'in "Deli mi?" dediği bu kahraman subayımızdan; 50 yıl sonra dinlediğim ilginç ayrıntıları aktardım. (Sayfa 71)
Bu 4 kitap, bu sıra dahilinde okunduğu taktirde "hıyanetler pazılı" tamamlanmakta, yüzyıllardır şekilden şekle girerek devam eden Haçlı- Siyonist entrikalar bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmaktadır.
Tamamen belgeler ışığında yapılan bu çalışma asla siyasî ve ideolojik bir amaç taşımamaktadır. Toplumun hangi kesiminden olursa olsun; bu ülkenin bağımsızlığını ve huzurunu önemseyen herkes bu gerçekleri bilmelidir.
Özellikle kolay anlaşılan; akıcı bir üslupla yazmaya özen gösterdiğimiz bu kitapların bilhassa gençlerimize ulaştırılması çok önemlidir. Çünkü, geleceğin Türkiye'si mutlaka bu gerçekler ışığında inşa edilmelidir.