Dünkü yazımda ‘Bu işte bir bit yeniği var’ diyerek Muhammed Ali’nin cenaze töreninde cumhurbaşkanının önceden ilan edilen konuşmasının iptalini sorgulamıştım.
Bir komplo teorisi olarak da olayın arkasında paralel yapı ve ABD gizli servisinin olduğunu yazmıştım.
Benimkisi bir istintac (çıkarsama) idi.
Meğerse komplo teorisi falan değil gerçekmiş!
***
Dünkü Yeni Şafak’ta İbrahim Karagül beni teyiden şunları yazdı, “M. Ali hem Müslüman hem siyahtı. Beyaz Amerikan ırkçılığının zirvede olduğu, İslamofobik dalganın ABD’yi rehin aldığı bir dönemde elbette Ali kimliği asla öne çıkmamalıydı.
Çıkmadı da. Çıkarmadılar. Bunun için çok yoğun ve bir o kadar da utandıran tavırlar takındılar. Kuvvetle muhtemel hem ailesi hem de organizasyon şirketi bu konuda uyarıldı.”
Uyarılma ihtimali yüksek çünkü aile sözcüsü önce Erdoğan’ın konuşacağını ilan etti sonra sudan bir bahane ile iptal ettiğini açıkladı!
***
Erdoğan yerine Türkiye hakkında küstahça sözler söylen bir haham konuştu.
Karagöl bu noktaya da şöyle değiniyor, “İslami kimlik öne çıkmayacak, Müslüman değerler öne çıkmayacak, Muhammed Ali yeniden bir sembole, efsaneye dönüştürülmeyecek, Müslüman dünyanın cenazeye ilgilisi minimum düzeyde tutulacak, Tayyip Erdoğan gibi, Türkiye gibi, işi büyüten, işe sahip çıkanların girişimleri boşa çıkartılacak. Öyle de oldu.” (http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/muhammed-ali-ve-euro-2016-bati-kendi-evinde-vurulacak-2029690)
***
Öte yandan ben istintac yoluyla haham Lerner’e Türkiyenin Kürtleri öldürdüğü yalanını paralel yapının telkin etmiş olacağını yazmıştım, meğer o da gerçekmiş.
Dünkü Güneş Gazetesi, “Türkiye düşmanı FETÖ’cü haham” başlığıyla verdiği haberde haham Lerner’in paralel yapıyla ilişkisini faş etti.
Güneş Gazetesi haberinde paralelcilerin hahama ödül bile verdiğini yazdı.
“Terör örgütünün elebaşı Fetullah Gülen’in ABD’deki en yakın adamlarından biri olan Dr. Jon Pahl’ün, Haham Michael Lerner’a övgüler yağdırdığı bilgisine ulaşıldı. Pahl, örgütün bir konferansında Haham’a ‘Sayın Lerner, hareketimizin gönüllüleri gibi düşünen biri. Katkıları için teşekkürler’ demişti. Öte yandan mütevelli heyetinin birçoğu FETÖ’cü şahıslardan oluşan Amerika’daki Atlantic Enstitü’sü 2005 yılında Haham Lerner’a ödül verdiği de ortaya çıktı. “(http://www.gunes.com/Gundem/turkiye-dusmanifetocu-haham-695224)
***
Evet, günümüz dünyasında bilgi paylaşımı hızlı gerçekleşiyor. Güzellikler de hainlikler de çok fazla gizli kalmıyor.
Böylesine bir savrulma kimin aklına gelirdi.
Hizmet kelimesiyle özdeşleşmiş bir cemaatin böylesine hainliklerle anılmasına elbette ki sevinemeyiz.
***
Devlet FETÖ hakkında gerekeni yapıyor. Her gün yeni operasyon haberlerini okuyoruz.
Suçlular cezasını çeksin. Adaletin tahakkukuna asla üzülmeyiz.
Fehmi Koru, Ben Böyle Gördüm isimli son kitabında cemaatin tepesindeki örgüt ile cemaat tabanını özenle birbirinden ayırıyor. Tabanın nezahetine vurgu yapıyor.
Ben de temenni ediyorum ki o nezih taban bu kirli ilişkileri görüp uyanır da örgütten uzak durur.
Fakat üzülerek görüyorum ki taban da gittikçe FETÖ’yü savunma moduna giriyor!
Bu mübarek günde, “Allah ıslah etsin” demekten gayri bizim yapacağımız bir şey yok.
Allah hepimize mümin feraseti versin!