Meðer o gazete...

Dün, “Kusura bakmasýnlar, gençler hendek kazýyormuþ, halk barikat kuruyormuþ. Baþka bir yol gösterin onu yapsýnlar. Direniþi büyüteceðiz” diyordu.

Kuyruðu kýstýrýnca, “Vaktiyle hendeklere karþý çýktýk ama dinletemedik” diye kývýrmaya baþladý.

Elinde, 53 Kürt yurttaþýmýzýn kaný bulunan Selahattin Demirtaþ’tan söz ediyorum.

Ki, CHP’nin Cumhurbaþkaný adayý Muharrem Ýnce tarafýndan ziyaret edilerek “onurlandýrýldý...”

Kendisi de bir Cumhurbaþkaný adayý...

Seçilemeyeceðini bile bile bu yarýþa girmesinin nedeni, seçimi ikinci tura býraktýrmak...

Bu gerçekleþirse, hep birlikte ikinci gelen adayýn etrafýnda (bu adayýn Muharrem Ýnce olmasý öngörülüyor) kenetlenecekler. Þimdiden sevimli pýtýrcýk þeriat dedeleri Temel Karamollaoðlu ve Meral Akþener’in desteðini almýþ durumdalar.

Bu arada Kýlýçdaroðlu da boþ durmuyor.

El altýndan (mezhep yakýnlýðý avantajýný kullanarak), belli bir kesimi HDP’ye yönlendiriyor. Maksat, HDP’ye barajý geçirtip, Cumhur ittifakýný geriletmek. Yani, parlamentoda üstünlüðü ele geçirmek.

Bu müthiþ planýn FETÖ-ABD canibinde heyecana yol açtýðýný belirtmeye gerek var mý?

Bekliyorlar...

Onlar bekleyedursun, biz biraz gerilere gidelim.

Bir vakitler, Taraf gazetesinde bir haber yayýmlandý.

Demirtaþ’ýn aðzýndan verilen haberde, PKK’nýn 400 kilometrelik sýnýrý kontrol ettiði duyuruluyordu.

Kaynak, PKK’ydý.

Hatta PKK ulaðý Demirtaþ, “Ýnanmayan gidip kendi gözleriyle görebilir” diyordu.

Devleti zaaf içinde gösteren bir iddia ortaya atýlýr da, bunun sözcüleri türemez mi?

Bu gazetenin baþyazarý olan zat (kendisi þu an FETÖ’den tutuklu bulunuyor), hemen oturup, “Ne oluyor? Yoksa devlet çöküyor mu?” mealinde bir “çürütme yazýsý” yazdý.

Maksat, hem (artýk nefretlerini gizleyemedikleri) Erdoðan’ýn ülkeyi yönetemediðini göstermek, hem de “yeni PKK stratejisi” olarak tedavüle sürülen “alan kontrolü” piarýna destek çýkmak.

Böyle yaptýlar.

FETÖ mensuplarýndan da özendirici ve yüreklendirici mesajlar aldýlar.

Demirtaþ, PKK’nýn alan kontrolünü saðladýðý demecinde þöyle diyordu: “Asker karakollara kapanmýþ durumda. Buradan PKK’nýn Türk ordusunu yendiði anlaþýlmamalý. PKK Türk ordusunu yenemez, Türk ordusu da PKK’yý... Fakat askerî olarak birbirlerini çok zorlayabilirler. O yüzden PKK’nýn bitirilmesine umut baðlayanlarýn bu sevdadan vazgeçip PKK’yla da Öcalan’la da, BDP’yle de sorunu konuþarak çözmeleri için bir kez daha çaðrýda bulunuyorum.”

Kaç kez Kandil seçeneði devreye sokuldu oysa...

Kaç kez müzakere masasý kuruldu.

Kaç kez Ýmralý’ya adam gönderildi.

Kaç kez, “Bu sorunun muhatabý BDP’dir... BDP, PKK’yý devre dýþý býraksýn, barýþa öncülük etsin” denildi.

Hepsinde kulaklarýnýn üstüne yattýlar

Daha doðrusu, “çözüm” konusunda adýmlar atýldýkça telaþlandýlar ve sadece “bozucu rol” ifa ettiler.

Bunlarý yaparken de, en büyük desteði “Taraf” isimli paçavradan aldýlar.

Bugün anlýyoruz ki, “darbelerle mücadele ediyoruz” âli maksadýyla yayýn hayatýna sokulan gazete, ayný zamanda FETÖ-PKK ortaklýðýnýn bir ürünüymüþ ve asýl (gizlenen) amaçlarý “çözüm”ü sabote etmekmiþ. (Mesela, PKK’yý kafalamak için þuna benzer laflar ediyorlardý: “Erdoðan’la yapacaðýnýz dar çerçeveli barýþ size bir þey kazandýrmaz... DEAÞ’la mücadele ederek Amerika’nýn hayranlýðýný kazandýnýz. Daha büyük düþünün...”)

Daha büyük düþünen PKK, önce Demirtaþ’ýn aðzýndan “400 kilometrelik sýnýr kontrolümüz altýnda” mesajý verdi ve malum gazeteye bunun piarýný yaptýrdý, sonra da kendisini “ABD’nin kara gücü” ilan etti.

Bu seçim, sadece bir seçim deðildir... Ayný zamanda “ABD güçleri”yle “yerli güçler”in bir karþýlaþmasýdýr.