Meğer operasyon CIA’ye yapılmış!

Jason Sandoval... ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda çalışıyor.

İştigal alanı görünüşte “uyuşturucuyla mücadele”; ABD Adalet Bakanlığı Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi İstanbul Bürosu'nda müdürlük yapıyor ama asıl işi ajanlık...

Bu iş (yani ajanlık) Büyükelçilik ve Konsolosluk bünyesinde farklı tabelalar altında çalışan elemanların ilan edilmemiş görevleri arasında ilk sırayı tutmaktadır.

Böyledir bu işler.

Gizli servis elemanları umumiyetle kamuflajlı yaşarlar (faaliyet gösterirler) ama bilinirler.

Her diplomatik misyonda geçerlidir bu.

Karşılıklı bir tolerans söz konusudur ülkeler arasında...

Kuşkusuz, Jason Sandoval da bilinen ve faaliyetleri tarassut altında tutulan; yani belli toleranslarla çalışmasına izin verilen bir CIA ajanıdır ve bunun böyle olması şaşırtıcı değildir.

Metin Topuz...

Bu kişi de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı... 35 yıldır ABD İstanbul Başkonsolosluğu’nda çalışıyor ama “bilinmiyor...” Daha doğrusu, “resmen” bilinmiyor. Çünkü ABD’liler, Metin Topuz diye birini çalıştırdıkları bilgisini Türk yetkililerinden gizlemişler. “Kayıt dışı” bir eleman...

Kayıt dışı eleman çalıştırmak teamüle pek uymasa da, ABD’liler belli ki buna çok da özen göstermemişler.

Bunun iki nedeni olabilir:

Birincisi, düpedüz özensizlik...

İkincisi, Metin Topuz istihbari faaliyet açısından önemli bir isimdir ve kimi operasyonların sağlığı için “kayıt dışında” tutulması gerekmektedir.

Metin Topuz, geçen hafta, FETÖ soruşturması çerçevesinde tutuklandı.

Savcılık sorgusunda bir dizi itirafta bulundu ama “faaliyetleri” önceden deşifre edilmişti. İtiraf etmese de, 17/25 Aralık yargı darbesi girişimi ve 15 Temmuz’daki rolü/etkinliği biliniyordu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, daha önce, cevaplanması istemiyle ABD Ankara Büyükelçiliği’ne bazı sorular yöneltmişti.

Bu sorulara cevap alınamadı.

Mesela, darbenin kilit ismi Adil Öksüz...

FETÖ’cü hâkimler tarafından salıverilen Öksüz, ülkeyi terk etmeden önce, ABD İstanbul Başkonsolosluğu tarafından telefonla aranıyor.

Büyükelçilik, “Adil Öksüz’ü vizesini iptal ettiğimizi bildirmek için aradık” açıklamasını yaptı ama MİT TIR’ları baskınını organize eden FETÖ imamlarıyla gerçekleştirilmiş telefon görüşmeleri sır olarak kaldı. Çünkü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ısrarlı soruları, ABD makamları tarafından geçiştirildi.

Büyükelçilik “kaçmayı” tercih etti ama MİT TIR’ları baskınını organize eden imamlar, Metin Topuz’la temas halindeydi ve bilgiler onun aracılığıyla iletiliyordu/paylaşılıyordu.

Metin Topuz, 17/25 Aralık örtülü darbe girişiminde de faaldi.

Daha doğrusu, yaptığı telefon görüşmeleriyle, darbeyi sevk ve idare eden polis şeflerini yönlendirdi.

İlk görüşmeyi 28 Kasım 2013 tarihinde dönemin İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mahir Çakallı’yla yaptı. Bu görüşme 292 saniye sürdü.

İkinci görüşmeyi 2 Aralık 2013 tarihinde, yine Mahir Çakallı’yla yaptı. Bu görüşme 199 saniye sürdü.

Üçüncü görüşmeyi 3 Aralık 2013 tarihinde, Nitelikli Dolandırıcılık Büro Amiri Mehmet Akif Üner’le yaptı. Bu görüşme 790 saniye sürdü..

Dördüncü görüşmeyi 3 Aralık 2013 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli Komiser Mehmet Fatih Yiğit’le yaptı. Bu görüşme 300 saniye sürdü.

Demek ki, FETÖ-CIA işbirliğini ele veren faaliyet kalemlerinin altındaki isim Metin Topuz’muş.

Metin Topuz’un tutuklanmasıyla sonuçlanan operasyon da, sadece FETÖ’cülere değil, aynı zamanda CIA’ye yapılmış... Bu ortaya çıktı.

Çünkü Metin Topuz, savcılık itiraflarında, kendisini sevk ve idare eden ismin Jason Sandoval olduğunu açıkladı.

Bu da Amerika’yı çıldırma noktasına getirdi!